- Kategori
- Edebiyat
2008 de Atasözleri ve deyimler

Bizim zengin dil ve edebiyat kültürümüzün nesilden nesile geçen ne güzel atasözleri ve deyimleri vardır. Bu gün bir çoğu işlevini yitirmiş görünsede.''Damlaya damlaya göl olur''atasözünü zamanımızın ekonomik ve iklimsel şartlarında nasıl anlatırız bilemiyorum. Ekmek parasını evine zorlukla götüren bir insana veya küçük yaşında çalışmak zorunda kalan bir çocuğa ''Ak akçe kara gün içindir''atasözü ne ifade eder dersiniz.
Eski zamanlarda da böyle olaylar olmasa ''Bal tutan parmağını yalar'' demezlerdi.Ama hemen cevabını bulmuşlar.''Rüşvet kapıdan girince, insanlık bacadan çıkar'' Bakmışlar ne deseler faydası yok, ''Karaya sabun, deliye öğüt neylesin'' diye hayıflanmışlar.
Osmanlı zamanından gelen bu atasözüde hep güncel kalmış ama, bugün nasıl algılanıyor bilemem.''Hacı hacı olmaz Mekke'ye gitmekle. Dede dede olmaz tekkeye gitmekle''
Eskiden eşimin ofisinde asılı benimde çok sevdiğim bir Atasözü vardı.''Baba koruk üzüm yerse, oğlunun dişi kamaşır.''Bireysel yaşamımızda bizler çocuklarımızın dişleri kamaşmasın diye çok uğraş verdik ama millet olarak bütün dişlerimiz döküldü neredeyse.''Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.''olduk biraz.
Benim çok sevdiğim atasözlerinden biride şöyle der.''Merdivenleri çıkarken gördüğün herkese selam ver, çünki inerkende onlara rastlayabilirsin.''Normal olarak her insanda bulunması gereken iyilik, dürüstlük, hoşgörü, tevazu maalesef günümüz dünyasında eşi ender bulunan özellikler gibi algılanmaya başladı.Daha ileri gidenler ise saflık olarak bile tanımlayabiliyorlar.
Sevginin, saygının olduğu sorumluluğunu bilen toplumda bireyde''Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın.'' deyiminin geçerliği olabilirmi.
''Gafile kelam, nafile kelam'' diyemiyorum tertemiz doğan çocuklarımız ve yarınları için.
Cansın Erol
Eski zamanlarda da böyle olaylar olmasa ''Bal tutan parmağını yalar'' demezlerdi.Ama hemen cevabını bulmuşlar.''Rüşvet kapıdan girince, insanlık bacadan çıkar'' Bakmışlar ne deseler faydası yok, ''Karaya sabun, deliye öğüt neylesin'' diye hayıflanmışlar.
Osmanlı zamanından gelen bu atasözüde hep güncel kalmış ama, bugün nasıl algılanıyor bilemem.''Hacı hacı olmaz Mekke'ye gitmekle. Dede dede olmaz tekkeye gitmekle''
Eskiden eşimin ofisinde asılı benimde çok sevdiğim bir Atasözü vardı.''Baba koruk üzüm yerse, oğlunun dişi kamaşır.''Bireysel yaşamımızda bizler çocuklarımızın dişleri kamaşmasın diye çok uğraş verdik ama millet olarak bütün dişlerimiz döküldü neredeyse.''Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.''olduk biraz.
Benim çok sevdiğim atasözlerinden biride şöyle der.''Merdivenleri çıkarken gördüğün herkese selam ver, çünki inerkende onlara rastlayabilirsin.''Normal olarak her insanda bulunması gereken iyilik, dürüstlük, hoşgörü, tevazu maalesef günümüz dünyasında eşi ender bulunan özellikler gibi algılanmaya başladı.Daha ileri gidenler ise saflık olarak bile tanımlayabiliyorlar.
Sevginin, saygının olduğu sorumluluğunu bilen toplumda bireyde''Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın.'' deyiminin geçerliği olabilirmi.
''Gafile kelam, nafile kelam'' diyemiyorum tertemiz doğan çocuklarımız ve yarınları için.
Cansın Erol