Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Ağustos '08

 
Kategori
Edebiyat
 

Yazarlık zor iştir...

Yazarlık zor iştir...
 

Çok gezmek ve bir yazar duyarlılığı ile çok sayıda insanla konuşmak yazarlığı zirveye taşıyabilir...


John Steınbeck'in "Fareler ve İnsanlar"ını bir kez daha okuduğumda iyice anladım ki yazarlık zor iştir. Bu kitabı okurken, yazarın; Zenci Seyis Crooks'u anlattığı seksen birinci sayfadaki betimlemelerini dikkatlice okuduğumda yazarlığın çok zor bir iş olduğunu iyice anladım.

Ben bu sayfadaki betimlemeleri anladım; çünkü bu sayfada anlatılan araçları küçükken görmüştüm, kulllanmıştım. Bir kentli bu sayfadaki anlatımı anlayabilir mi bilemem... Yazarların çoğu çok sayıda kitap yazsa da, hemen her kitabında hayatı boyunca kullandığı kelimeleri ve yaşadığı hayatı betimleyerek yazar. Okurlar da çok sayıda kitap okusalar da, daha çok fikir ve felsefe ifade eden cümle ve bölümlerle; edebi anlatımlara ilgi duyarlar. Bir de doğaldır ki konu ve üslup da okuyucu için önemlidir. Kitapta yer alan kelimelere, dağarcığındaki kelimeler kadar anlam yükler...

İyi bir yazar olmak için çok gezmek şart. Bir yazar duyarlılığı ile çok sayıda insanla konuşmak yazarlığı zirveye çıkarır.

Günlük gazeteleri okumak ve anlamını bilmediğimiz yeni kelimeleri bir deftere yazmak çok yarar sağlar. Bu yeni kelimeyi de yazarın yazdığı cümle ile birlikte not almak üslubumuzu geliştirir. Elimizde kitap düşürmemek; bir kitap kurdu olmak, yazarlık hevesimizi gerçeğe dönüştürür.

Eğer bir kitap yazacaksak; yazdığımız kitabın müsveddesini bir yıl kadar bir süreyle bir kenarda tutmak; bir yıl sonra bunları okuyup yeni ekleme ve düzeltmeler yaparak yayına vermek daha doğru olur. Alelacele yazılmış ve basılmış kitaplar yazarda hayal kırıklığı yaratabilir. Bizim göremediğimiz eksiklikleri ve yanlışları okuyucu hemencecik ayrımsar.

Şimdi sözün burasında; sözünü ettiğim kitabın seksen birinci sayfasından bir bölümceyi buraya yazayım:

"Crooks'un yatağı, kuru otla doldurulmuş uzun bir sandıktan oluşuyordu. Battaniyelerini bunun üstüne sererdi. Pencerenin yanında, duvara çakılmış kancalarda tamir görmekte olan kopmuş koşum takımları, yeni deri parçaları, pencerenin altında da küçük bir tahta sıranın üstünde saraç takımları görülüyordu. Ayakkabıcı bıçakları, iğneler, sicim yumakları ve küçük bir perçin aracı vardı. Daha başka kancalarda da, koşum takımı parçaları, kıtığı dışarı fırlamış kopuk bir hamut, kırık bir cebire ve üstünün meşin kaplaması yırtılmış bir dizgin sarkıyordu. Crooks'un da yatağı üstünde elma sandığı asılıydı, bunun içinde, kendisine ve hayvanlara faydalı ilaçlar sıralanmıştı. Koşumların bakımı için gerekli dezenfekte kutular; içindeki fırçanın sapı kenarından dışarı fırlayan, delik bir katran çanağı vardı. Crooks yalnız yaşadığı ve karışanı olmadığı için yerlerde oraya buraya atılmış bir sürü ufak tefek eşya vardı."

Yazar olmak isteyenlerin ciltler dolusu Türkçe sözlükleri de mutlaka olmalıdır. Yazım Kılavuzu'nu hatırlatmaya gerek yok herhalde...

Çok sayıda gazeteyi ve o gazetelerde yazan yazarları da üşenmeden okumak yazarlığa çok büyük katkılar sağlar. Unutmayalım ki her yazar bir kelime hazinesi ve farklı bir üsluptur.

Yazar olmak zor iştir; ama isteyen herkes iyi, hem de çok iyi bir yazar olabilir. Yeter ki önce iyi bir okuyucu olsun!..

fot.Milliyet-Posta





 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara