- Kategori
- Yılbaşı
2011 yılı gelecek yıllara da sıçrayacak bir faciadır
Hopa da direniş örneği
2011 yılı takvimi duvardan inmek üzere, Acıların daha çok yaşandığı bir yıl, şehitleri, trafik kazalarında, terör de, deprem de hayatını yitiren insanları içine alarak tarihin derinliklerine karışmak üzere şu an saatler kaldı.
Evrende zerre kadar olan fakat bizlere devasa görünen yer küre üzerini kaplayan zar üzerinde yaşayan bakteriler gibi insanoğlu da yaşamakta. 2011 yılı, bahar esintileri ile geçti
Birileri fanın düğmesine bastı kuzey Afrika da suni rüzgar estirilmeye başladı adını Arap baharı koydular. Diktatörleri birer birer yuttu iktidarlar devrildi.
Ülkemizde de bir başka rüzgar esti. Dinleme, izleme, gözleme derken insanlar güvenlik adına yolda yürürken bile baskı altına alındı. Şike iddiaları ile dinlemeye alınanlar takip edilirken oltaya ihaleye fesat karıştıranlar takıldı dahası bazıları Ergenekon ilişkisine kadar uzandı. Bu arada sanırım kişilerin özel kaçamakları dinleyen görevlilere! meze oldu. Ne zevktir o öyle tam bir mastürbasyon, gülmek içten içe neyse ki bunlar deşifre edilmedi bazı kayıtlar mutlaka ayıklandı ve bir yere ayrıldı. Kafaları bozulursa deşifre ederler bir gün lazım olur elbet. Milletvekilliğinden istifa et yoksa kasetini yayınlarım, başkanlıktan istifa et yoksa kasetini yayınlarım. Eşek gibi anır, horoz gibi öt yoksa kasetini yayınlarım. Bir öpücükte bana ver yoksa kasetini yayınlarım.
Ülkenin birinde bir bölge, yasak bölge ilan edilmiş ve duyurulmuş bu yasak bölgeden kim geçerse ceza olarak elinde cebinde ne varsa münasip bir yerine sokulacak! Karşıdan el arabası ile erik satan bir adam geliyormuş yasak bölgeyi ihlal ettiğinden durdurulmuş ve yasağı duymadın mı şimdi ceza olarak bu erikleri... diye işleme başlamışlar. Bir yandan erikler münasip yere yerleştirilirken öte yandan erikçi katıla katıla gülüyormuş, sebebini sormuşlar ağlaman lazım sen gülüyorsun neden diye adam başını kaldırmış ve arkadan karpuzcu geliyor ona gülüyorum demiş.
Şimdi dış işleri bakanımız, başta komşularımız olmak üzere dış ilişkilerimi de sıfır sorun, sıfır risk parolasını açıklamasını müteakip İHD ( İnsan hakları derneğinin) Filistin’e yardım olayında ama haklı ama haksız İsrail’le kötü oldu. İsrail’e yaptırımları gündeme getirdi hatta çoğunu uygulamaya başladı. İsrail gülüyordu neden diye sordu bizimkiler İsrail arkadan Fransa’nın soykırım tasarısı geliyor dedi.
Yumurta devrimi gerçekleşti 2011 de yumurtayı kafalarına yiyenler biraz hık mık ettiler sonra yarabbi şükür elhamdülillah deyip sineye çektiler. Öyle ya İngiltere başbakanı Blair yumurtayı yedi, ABD başkanı Bush’a ayakkabı fırlatıldı bunlar hep özgürlük adına normal tepkiler olarak algılandı. Eh bizim kızımızda onlardan aşağı değil, yani bizde az değiliz özgürlük ve demokrasi bizde de var bizim büyüklerde anlayışlı çıktı kimse ceza almadı.
2011 yılı polis ve güvenlik görevlilerinin, öğrencilerle sık sık karşı karşıya geldiği bir yıl oldu. CBST yılı yani cop, biber gazı, su sıkma ve tutuklama modası. Öğrenciler bir olaya tepki koyduklarında misliyle bedelini ödediler. 12 Eylül den önce öğrenciler bu kadar dövülmez, baskı altına alınmaz, gözaltına alınarak tartaklanıp tutuklanmazdı. 2011 de bunlara da şahit olduk.
Hopa olayları bu yıla nokta koyan bir olaydı. Öğrenciler Metin hocanın biber gazından etkilenerek hayatını kaybetmesine tepki gösteren öğrencileri de tutukladı. Düşünebiliyor musunuz. Hem suçlu hem güçlü durumu, içişleri bakanlığının sınıfta kaldığı bir olay 5 ay gibi bir süre sonra geçte olsa yargıdan döndü. Tutuklular tahliye edildi. Türkiye ilk defa 1980 yılından bugüne böyle büyük bir dayanışmaya da şahit oldu. Binlerce kişi o soğukta sabahlara kadar farklı fraksiyonlar inançla birlik oldular ve başardılar. Bu arada hiçbir tv kanalı yayınlamazken sendika.org tv kendi imkanları ile canlı yayın yaptı ve sitelerinden insanlara bu önemli süreci izlettiler onları da sansürsüz habercilik adına kutlarım.
Tutuklama süreleri tartışıldı, tartışılırken insanlar hala hapislerde hatta hücrelerde yargılanmayı bekliyorlardı hala da bekliyorlar.
Yeni anayasa oluşumu için STK lar ile görüşmeler yapıldığı fakat STK ların ahkam kestikleri kadar bir çalışma içinde olmadıkları teklif raporu hazırlamadıkları ortaya çıktı. Anayasanın ilk 3 maddesinin bile tartışılır hale getirildiği bir dönem yaşamaya başladık. Bundan on yıl önce hiç aklınıza gelir miydi? Anayasadan Türk kelimesi kaldırılsın safsatası, hiç aklınıza gelir miydi ki! Terörist başı Öcalan’a sayın demek suç sayılmayacak. 2012 yılında bakalım daha neler bekliyor bizi. Yinede fazla karamsar olmayalım, yeni yılın sağlık, mutluluk huzur ve haksız tutuklamalara özgürlük getirmesini dileyelim.