Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '21

 
Kategori
Tarih
 

20.Yüzyılın Kasabı: Pol Pot

20.Yüzyılın son çeyreğinde gariban bir Güney Doğu Asya ülkesi olan Kamboçya'da korkunç bir soykırm yaşandı. Pol Pot adında bir dehşet diktatörü Komünist Kızıl Kmerler'in başına geçerek ülkesinin yarı halkını katletti.Hem de ateşli silah kullanmadan.Çok masraf olmasın diye eski usullerle..Bu korkunç hadise "Diktatörlerin" gücü eline geçirdiğinde neler yapabileceğine dair tüyler ürpertici ve kanlı bir öyküdür. Alıntı bu ülkeyi gezen bir Türk gezginin notlarından..

.............

Kamboçya tipik uzak doğu insanı özelliklerine sahip sevimli, güler yüzlü insanların ülkesi. Gezerken etkilendiğimiz, keyif aldığımız kimi zaman da Vietnam’da olduğu gibi hüzünlendiğimiz bir ülke.

En etkilendiğimiz dönem ise kenti gezerken bizzat dinlediğimiz Pol Pot dönemi. Öylesine acı ki anlatanlar halen o dönemde büyüklerini yitiren insanlar. Yaşananlar  çok eski değil, 40 yıl öncesine ait .1970 lerin sonları… 

Kamboçya tarihinin en karanlık yılları ... Pol Pot varlıklı bir ailenin çocuğu olarak Kamboçya’da dünyaya gelmiş, Fransa’da eğitim almış, ( asıl adı Saloth Sar )  1953 yılında Kamboçya’ya dönmüş, siyaset sahnesinde gözükmeye başlamış. Fransa’da bulunduğu yıllarda Komünist Partisine katılmış olan Pol Pot, ülkesine döndüğünde bir yandan öğretmenlik yaparken diğer yandan da Kamboçya Komünist Partisi içinde yükselmiş..       

Pol Pot partinin başına geçtikten sonra arkadaşlarıyla birlikte, Vietnam Kamboçya sınırı yakınlarındaki bir Vietnam askeri kampına sığınmış. Oradan da Çin’e geçmiş, Çin’de Mao’nun gerçekleştirdiği Kültür devriminden ve kırsala dayalı toplum hareketlerinden etkilenerek  ülkesine dönmüş.. Kamboçya Komünist Partisinin silâhlı kanadı olan Kızıl Kmerlerin başına geçmiş.

Kızıl Kmerler ve lideri Pol Pot’un ülkedeki gücünün artmasına yol açan gelişme ise 1970 yılında Kamboçya’da yaşanan ABD destekli askeri darbe olmuş. Darbenin ardından Kral Sihanouk Pekin’e kaçmak zorunda kalmış. Amerikan bombaları altındaki ülkede Kızıl Kmerler,  ABD destekli yeni yönetimi tanımamış ve onunla mücadeleye girişmiş. Pol Pot’un liderliğindeki Kızıl Kmerler ile askeri yönetim arasında yaşanan iç savaş Kızıl Kmerlerin lehine 1975 yılında sona ermiş. Kızıl Kmerler, kazandıkları savaşın ardından Demokratik Kamboçya adıyla yeni bir rejim kurmuş ve başbakanı  Pol Pot olmuş.

Pol Pot ülkede yeni bir siyasi ve sosyal düzen kurmayı amaçlıyordu. O’na göre aslında insanlar doğuştan eşit ve iyilerdi, onları bozan ise  yozlaşmış bir toplumda yaşamaktı. Para, din, teknoloji, piyasa ekonomisi, iş bölümü, toplumu yozlaştıran unsurlardı. Bunların yok edilmesi gerekiyordu.

İyi insanlar çiftçilerdi ve çiftçi olmayan herkes çağdaş toplumun bozulmuş insanlarıydı. Pol Pot, çiftçilerin toplumda  güçlenmesiyle ülkenin  zenginleşeceğine inanıyordu ve bunun için kapitalizme dair tüm unsurların yok edilmesi gerekiyordu. Pol Pot bu amaçla kentleri boşaltarak insanları köylere göçe zorladı.

Tüm meslek sahibi, okumuş, eğitimli insanlar öldürüldü. 3 yıl 8 ay gibi kısa bir sürede ülke nüfusunun yaklaşık yarışı (3 milyon kişi) katledildi. Bu sebeple insanlar maliyetsiz bir şekilde bıçaklarla ya da dövülerek öldürüldü. Ülkedeki üniversiteler, okullar, postaneler, fabrikalar, gazeteler, dergiler, bankalar gibi kurumların hepsi kapatıldı, yok edildi. Yeni kurulan düzende paraya ihtiyaç yoktu ve para yürürlükten kaldırıldı. Merkez bankası ve tüm bankalar kapatıldı. Dış dünya ile bağlantıyı kesen Pol Pot, parası ve eğitimi olan herkese düşmandı. Entelektüel olduğu düşünülen herkes öldürüldü. Devlet kurumlarında çalışan asker, bürokrat, diplomat, doktor, profesör, bilim adamı, din adamı, gazeteci, yazar kısaca eli kalem tutan okuma yazması olan ağır işkencelerden geçirildi ve öldürüldü.  Burada en anlamakta zorluk çektiğimiz kısımlardan biri de gözlük kullandığı ya da yabancı dil bildiği gerekçesiyle insanların katledilmesini öğrenmek oldu. Gözlük kullanıyorsa okuyordur, dolaysıyla öldürülmelidir diye düşünüldü. Tüm gözlük takanlar öldürüldü.  

Toplumun geleneksel değerlerini yok eden Pol Pot rejimi, aileyi ve Budist inançları ortadan kaldırmaya çalıştı. Aile fertleri birbirinden koparılarak herkes pirinç tarlalarında çalışmaya zorlandı. Çocuklar kolektiflere emanet edildi. Toplanan çocuklar beyinlerinin yıkanması ile rejime sadık askeri güç haline getiriliyordu. Eskiye dair her şeyi yok eden bu anlayış ile 1978’de Vietnam’la savaşa girdi.  Kızıl Kmerler Vietnam karşısında kısa sürede ağır bir yenilgiye uğradı ve  Pol Pot dönemi sona erdi. Vietnam ordusu  Kamboçya’yı işgal etti. Pol Pot ve ekibi Tayland’a kaçmak zorunda kaldı. Vietnamlılar ise ülkede Kızıl Kmerlerden kaçanların da içinde bulunduğu yeni bir hükümet kurdular.  Kamboçya halkı için kanlı dönem böylece sona ermiş oldu.

Pol Pot  hiçbir şey bilmeyen cahil insanlarla kendi görüşleri çerçevesinde sömürüsüz bir toplum yaratmayı düşünmüştü. 3 milyon insanın işkence edildiği aletleri ve toplu ölüm tarlalarından arta kalan insan kemiklerini-binlerce kafataslarını görmek çok acı vericiydi. Bir insan bu kadar zalim olamaz düşüncesi geçiyor aklımdan. 3 milyon kendi yurttaşını öldürten, soykırım yapan bu adamın sonunu merak ediyorsunuzdur. Ben de merak ettim. Herhalde yargılanmış, asılmıştır diye düşündüm. Ama nasıl olmuşsa bu zalim adam İtalya’da yıllar sonra eceliyle ölmüş. Yani sadece sürgün edilmiş.

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..