- Kategori
- Kültür - Sanat
26. Denizli Uluslararası Amatör Tiyatro Festivali

http://www.denizli.bel.tr/Default.aspx?k=haber-detay&id=11093
Bu yıl 26.sı düzenlenen Denizli Uluslararası Amatör Tiyatro Festivali'nin kapanış günü bugün. 10-14 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen festivalde sadece 4 oyunu izleyebildim, akşam bir tane daha var, onu da izlemek istiyoruz
Önceden evimiz şehir merkezindeydi ve programı takip etmek daha kolaydı. Bütün gösterilerde kızlarla birlikte ilk sıradaki koltuklarda yerimizi alırdık. Tiyatro sevgisini daha 2-3 yaşlarında aldılar ve şimdi küçük kızım okulunun tiyatro grubunda.
Tiyatro, sanatların en eskisi, bir bakıma hayatın ta kendisi. Tarihsel açıdan ilimiz içinde barındırdığı antik tiyatrolarla belki de dünyada ilk sırada. Geçmişten gelen bu özellikler, şehir halkının sanata karşı ilgili ve destekleyici olmasında etken belki de. Bu festival süresince önceki yılların aksine yaşlı teyze ve amcaları (her ne kadar arada bir uyuklasalar da), ev hanımlarını ve küçük çocukları görmek mutlu etti beni. Gündüz gösterimlerinde protokol yoktu, olmasın da zaten, sadece Denizli'nin yetiştirdiği sanatçılardan "Nuri Kantar" karakteriyle tanıdığımız Fenerbahçe voleybol ve basketbol maçlarının vazgeçilmez izleyicisi Tekin Akmansoy vardı, plaket ve çiçekleri sunmak için.
"Sanat , sanat için yapılmalı! "diye iddia edenlerdenim. Sanat, toplum için yapıldığında eserin içine ticari, siyasi, ahlaki, dini vs. gibi katkı maddeleri ister istemez sokuluyor ve sanat, sanat olmaktan çıkıyor ve farklı mecralara çekiliyor, birileri memnun oluyor, birileri namemnun. Sanat adına yapılan şeylerde ise sanatçıyı "hoşgörmek " daha kolay hem de sanatçı daha özgür yaratıyor eserini. Anlayamıyorsak eğer sanatçının sanatını, işin içinden sıyrılmak daha kolay:
-Sanat için yapılmış, nasıl olsa...anlamasak da olur!
*****
Neyse gelelim asıl konuya. İzlediğim ilk oyun, Kocaeli Üniversitesi Sahne Sanatları Topluluğu'nun hazırladığı W. Shakespeare'in " Bir Yaz Gecesi Rüyası" adlı oyundu. Kostüm ve oyunun sergilenmesi açısından ben çok başarılı buldum, ama konu simgesel kavramların çokluğu nedeniyle izleyenleri memnun etmedi.
Aynı gün akşamı Menemen Belediye Tiyatrosu'nun hazırlayıp sunduğu Haldun Taner'in " Keşanlı Ali Destanı" vardı. Gerek konu ve gerekse karakterlerin toplumumuzla örtüşmesi nedeniyle herkesin beğenisini kazandı. Toplum için yapılan sanata en güzel örnek bu olsa gerek. Küfürlü konuşmalar, dayılanmalar, silahlı bıçaklı sahneler alkış aldı. Oysaki bir önceki oyunda daha çok emek verilmiş, hissini aldım ben. Replikler daha zor, makyaj ve kostümler daha özenli hazırlanmıştı.
İzlediğim 3. oyun ise Patnos Öğretmenler Tiyatro Topluluğu'nun hazırladığı "yerel köy ağzı" yazılmasına rağmen Ege şivesine yakın konuşmalarla sunulan "Su Gelince Patnos" adlı oyundu. Diğerlerine göre daha sıradandı, hem konu hem de işleniş itibarıyla. Öğrencilerin hazırladığı, öğretmenlerin hazırladığına galip gelmiş sanki. Amatörlük girmiş olabilir mi olayın içine?
En son olarak izlediğim Denizli OK-AY Sahne Sanatları Grubu'nun sunduğu " Bir Garip Oyun" isimli psikolojik oyundu. Onu da çok beğendim. Hayatın içinde farkında olmadan yapılan yanlışların, gelecekte insanın hayatında yapılan yanlışlara nasıl zemin hazırladığını vurgulayan güzel bir eserdi. "Bireyin hayatına giren kim varsa, aile, öğretmen, arkadaş, sevgili, konukomşu, onun yaptıkları yanlışlarda asıl sorumludur aslında, " tezini savunan bir konuyu ele almışlar. Yine aldığım izlenimlere göre beğenilen bir oyundu, hayatın kendisi olduğu ve her izleyen benzer şeyler yaşadığı için.
*****
Sanat amatörce yapılırsa, sanat icra eden belli kaygılar içinde olmazsa daha sanatsal oluyor. Sanat, para kazanılan asıl meslek olmamalı aslında, hobi olarak yapılmalı. Gerçek sanatçıları işte o zaman doya doya izleriz.
26. sı güzel geçti, 27. festivalde buluşmak umuduyla, önyargısız ve kaygısız yapılan sanatla dolu günler dilerim!
Sevgiyle kalın!
Sanatsal faaliyetlere yıllardır destek veren ve bütçe ayıran Denizli Belediyesi'ne de ayrıca teşekkürler!
Ayrıntılı bilgi için:
http://www.pevkolej.com/guncel/guncel-habeler/816-patnos-oeretmenler-tiyatro-topluluu-pevde