Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Şubat '10

 
Kategori
Güncel
 

28 Şubat ve bağımsız(!?) yargı

28 Şubat ve bağımsız(!?) yargı
 

BAĞIMSIZ OLDUKLARINI İDDİA EDEN YARGI MENSUPLARI, 28 ŞUBAT SÜRECİNDE BAĞIMSIZLIKLARINI KORUYABİLDİLER Mİ ACABA?

Yüksek yargı organlarının, bizim yazdığımız bloglardan haberleri olmaz ama, ben yine de onlara, 28 Şubat sürecinde, bağımsızlıklarını koruyup koruyamadıklarını şöyle bir hatırlatayım.

Benim adetimdir; bilenler bilir... Ben, özellikle güncel siyasi konuları işlerken, gündemdeki konunun öncesine de şöyle bir bakarım... Gündeme oturan "yargı depremi"nden (bu ifade, aynı zamanda bir önceki bloğumun da adıdır) önce de aynı şeyi yaptım. Bu konuda da en büyük yardımcım da, her zamanki gibi sık sık başvurduğum "Milliyet Gazete Arşivi" oldu.

Bloğumun başına koyduğum resim, 10 Haziran 1997 tarihli Milliyet Gazetesi'nin birinci sayfasıdır... Bakalım neler yazıyor?

Sayfanın ana başlığı okunuyor; tekrar etmeyeyim... Birinci sayfanın alt başlığı ise, aynen şöyle:

"Adalet Bakanı Kazan, irtica brifingine katılacak hakim ve savcılara izin vermedi. Genelkurmay rest çekti. Meşrutiyet'in savcıları gelmez"...

Kimler gelirmiş bu brifinge? Bunun cevabını da, Genelkurmay'ın bir üst düzey yetkilisinin yaptığı açıklamadan anlıyoruz. Genelkurmay'ın belirttiğim konumdaki yetkilisi aynen şöyle diyor:

"Brifinge Cumhuriyet Savcıları gelir. Meşrutiyet savcıları gelmez"...

Hadi bakalım çıkın işin icinden... Bağımsız olduklarını iddia eden yargı mensupları daha o zaman ikiye bölünmüş bile... Hem de asker tarafından; "Cumhuriyet savcıları" ve "Meşrutiyet savcıları"...

Cumhuriyet savcılarını anladık da, bu "Meşrutiyet savcıları" kimler ola ki? Bu konuda bir fikriniz var mı? İsterseniz ben hemen söylüyeyim. "Teşbihte hata olmaz" sözüne sığınarak bir benzetme yapayım...

28 Şubat ile görevine son verilen hükümete yakın Cumhuriyet savcıları - bunlara askeri darbelere karşı olan Cumhuriyet savcılarını da ekleyebilirsiniz- "Meşrutiyet Savcıları"; rayından çıkan devlet düzenini korumak için askeri darbelere hoşgörü ile bakması gereken, sözüm ona Cumhuriyet savcıları da, "Cumhuriyet savcıları"dır... Askerin, niteliklerine göre ikiye ayırdığı savcıların durumları, daha başka türlü nasıl yorumlanır ki?

Konuyu biraz daha özele indirirsek - yine teşbihte hata olmaz - sözüne sığınarak denebilir ki;

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı "Cumhuriyet savcısı"; onu tutuklayan Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı ise "Meşrutiyet savcısı"... (Çünkü bu savcı, diğer savcılara göre hükümet yanlısı görülüyor), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu(HSYK) ise, "Meşrutiyet savcısı"nın yetkilerini elinden aldığını göre, ne olur? Onu da siz düşünün...

Genelkurmay Başkanlığı'nın konferans salonunda, askerlerin verdiği bu brifinge katılım fazla oldu... Konusu "irtica" olan bu brifing, katılanlar tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı... O günkü gazetelerin yazdığına göre bu brifinge 3-4 yargı mensubunun dışında çok sayıda katılım olmuş... Herhalde, o katılmayan 3-4 kişi, Genelkurmay'ın nitelemesine göre "Meşrutiyet savcıları", katılanlar ise, yine Genelkurmay'ın nitelemesine göre "Cumhuriyet savcıları" olması gerekiyor...

Verilen brifing, Genelkurmay'ın nitelemesi ile söylüyorum; "Cumhuriyet savcıları" tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı...

Bu brifingi ayakta alkışlayan "Cumhuriyet savcıları"nın bağımsızlığı zedelenmedi mi acaba? Bana göre biraz zedelenmiştir ama, o günlerin gazetelerini biraz karıştırırsak, bu brifinge katılan bazı Cumhuriyet savcılarının, "psikolojik baskı altındaydık" şeklindeki ifadelerini okluyabilirsiniz. Bu neden, onların bu brifinge "kerhen" katıldıklarını gösterir mi acaba? Öyle bile olsa, bu brifinge katıllmaları, "askeri darbeye destek" anlamına gelmez mi?

28 Şubat Askeri darbesini gerçekleştiren askerlerin verdiği "irtca brifingi"ni dakikalarca ayakta alkışlayan "Cumhuriyet savcıları", o andaki konumları başka türlü nasıl yorumlanır?

Ben söylüyeyim:

Bana göre, "Bağımsız yargı mensupları", hukuk dışı bir eylemin yapıcılarını ayakta alkışlayarak "darbe yanlısı" bir tavır sergilemişlerdir... Yine bana göre, "bağımsız olduklarını" ıasrarla savunan yargı mensupları, 28 Şubat Askeri darbesi sürecinde "bağımsızlıklarını" koruyamamış ve taraf olmuşlardır...

Aradan henüz 13 yıl geçti...O brifingi ayakta alkışlayan "yargı mensupları"nın çoğu bugün hayattadır ve az sayılmayacak bir kısmı da, sanıyorum hala yargı görevini sürdürmektedirler... Acaba, diyorum şimdi; bugün "yargı bağımsızlığı"nı savunan aynı kişiler, o günleri hatırlıyorlar mıdır?

Aynı şeyi, askerlerin verdiği bu seri "irtica brifingleri"nden biri de medya mensuplarına verildi. Aynı şeyleri, bu brifinglere katılan ve alkışlayan medya için de söyleyebilirim... Ama onu da sizlere bırakıyorum... O günlerin gazetelerini şöyle bir karıştırın bakalım, neler okuyacaksınız?

İsterseniz bir bakın. Bakarsanız, güncelimiz olan "yargı krizini" daha iyi anlayabilmek şansını elde edebilirsiniz.

cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara