Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '13

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

2B ve orman

2B ve orman
 

milliyet.com.tr


Küçükken daha İlkokuldayken bize öğretilen Ormanın oksijen deposu olduğuydu… Ormanı sırf bu yüzden sevmişliğim vardır. Saygı duymuşluğum çok sonraları olmuştur. Yaşadığım memlekette yaşım ve boyum küçükken bütün fındık bahçeleri kocaman ormandı benim için. Yaşasındı, nefes alıyorduk onlar sayesinde…

Yaylaya gittiğimde o kocaman çam ormanlarına doğru yönümü döner, o zümrütten bile daha güzel rengiyle hayranlığım artarak ve de maşallah çekerek nefes almışlığım vardır.

Öyle ki, ormana doğru bakarken hafiften yüreğim de pırlardı, pırlardı; çünkü, çok azametliydi.

İçine girdiğimde ise, en çok soğukluğuna merak salmışlığım vardı.

Bırrrrrr ormanın içi çok soğuktur. 50 derece sıcaklıkta  gir bir ormana, ellerin buza keser.

Böyle böyle büyüdük ve hakikaten, fındık dalları küçüldü gözümde… Ormanlar daha bi zavallı duruma düştü, küresel ısınma sonucu…

Nadide mücevhermiş gibi, her an gözlerini kapasan uçuverecekmiş gibi ha bire küçülüyor.

2000 başlarıydı sanırsam, kampanya başlattılar her kurum orman yetiştirecekti. Nikaha gidenler çelenk yerine fidan diktirecek, herkesin adıyla bir ağaç yetişecek; Ülke yeşerecek, zümrüt, zümrüt parlayacaktı…

O da öyle söndü gitti. Yol boyu kirli paslı tabelalar olmasa, onu da hatırlayanımız olmaz.

 “…. Bakanlığı, Müdürlüğü Hatıra Ormanı”

Dikip, gittiler, bir daha da uğrayanı olmadı, fidanlar da kimi öldü gitti, kimi öylece büyümeye çalışıyor.

Bir taraftan da meyve ağacı yetiştirmek sevdam hiç bitmedi.  Kaşına gözüne bakmışlığım ama yinede kuruyan meyve fidanlarım da vardır. Her diktiğim yetişmedi.

Yine de yeniden fidan alıp dikme inadım devam eder durur.

Haşa inancım var ağaçlara…

Bir gün yaylaya gezmeye gittiğimizde ormanın yandığını, seven kulun söndürmeye katılması için bangır bangır bağırdılar da, yüreğim cız edip ağlamışlığım, çaresizliğin gözünün kör olsun istemişliğim vardır.

Orman bu yanar mı?

Ya nefes alamazsam.

Ya, zümrüt yeşilim kömür karasına dönüp kalırsa?

Ormanın içinde kesilen tomrukları görünce  içim yaşarır.

Çam kokusunu çam ağacına sarılıpta içime çekmişliğimin lezzetini, hangi deterjanda bulurum ki…

Hani, losyonda, hangi temizlik malzemesinde?

Her neyse işte…

Nerde bir orman yansa, yüreğim pırlaşır, nerde kesilmiş bir ağaç görsem hüzün denizinde boğulurum.

Candır, canandır benim için.

Kutsaldır, yaşamın kaynağıdır…

Öteki bir varlıktır, her bir kök.

Şimdi, Orman Bakanlığı, Orman arazisini özelleştiriyormuş…

Reva mı dır bu?

http://ekonomi.milliyet.com.tr/orman-acilimi/ekonomi/ekonomidetay/28.02.2013/1674354/default.htm

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..