Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '09

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

3. Köprü çözüm değil! Çözüm deniz altından Metro

3. Köprü çözüm değil! Çözüm deniz altından Metro
 

Bütün sebep bu güzel gerdanlık.


Kentleşme ve Çevre etkileşimleri konusunda gelişmeler evrensel ölçekte, Birleşmiş Milletler organizatörlüğünde, HABİTAT toplantıları ile sürekli takip edilmektedir. Bunlardan 2.si, 3-14 Haziran 1996 tarihlerinde, HABİTAT II olarak İstanbul’da düzenlenmiş ve sonuç açıklamasının 1.Paragrafında, “Birleşmiş Milletler Sözleşmelerinden esinlenilerek; Yaşam çevrelerimizi daha iyi hale getirmek üzere, uluslar arası, ulusal ve yerel ölçeklerde ortak eylem ve organizasyonların hedef alındığı” belirtilmiştir.

1983 yılında yürürlüğe giren Çevre Kanunu’nun amacını belirleyen 1.maddesinde ise; "…bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması, iyileştirilmesi; kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması; su, toprak ve hava kirlenmesinin önlenmesi; ülkenin bitki ve hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlemektir." denilmektedir.

1985 yılında yürürlüğe giren, İmar Kanunu’nun 8. maddesinde, planlamanın evreleri geniş bir biçimde düzenlenmiş ve “Planların Aleniyeti” ilkesi hayata geçirilerek, Anayasada yer alan yurttaş haklarının korunabilmesi güvence altına alınmak istenmiştir.

Taraf olunan evrensel değerler çerçevesinde, insanımızın yaşam kalitesi açısından, Kentleşme ve Çevre etkileşimlerinin belirlenmesine yönelik yasal çerçevenin özünün, kısaca bundan ibaret olduğunu söyleyebiliriz.

Peki!.. Ulaşımla ilgili kararlar, örneğin İstanbul’da boğaz geçişi, yeni bir köprü ve buna ait çevre yollarının yapılması, bu düzenlemeden muaf mıdır?
07.Temmuz.2009 günlü gazetelere düşen “3. Köprü için, gizli çalışma” başlıklı habere göre; “Kesinlikle; Evet!..”
Gizli de olsa açık da olsa bir iş yapılıyorsa, birileri buna karar vermiş demektir. İmar Kanunu, Çevre Kanunu, İhale Kanunu, 1/100.000 ölçekli, İstanbul Çevre Düzeni Planı ve benzeri ne tür yasal düzenleme varsa, bunlardan vareste bu çalışmalar yürütülebilmektedir.

Peki, neden yürütülmektedir?
Farklı bir parti iktidarı varken, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olan Başbakan Tayyip Erdoğan, 27.04.1995 tarihli basın toplantısında; “Üçüncü köprü bir cinayettir. Böyle bir teşebbüs İstanbul’un çağdaş kentleşmesi ve şehir ulaşımı için ölümcül sonuçlar doğurur!” şeklinde demeç verirken, şu an hangi duygular altında, kendi deyimi ile 3.Köprü cinayetine teşebbüs etmektedir.

Çok basit. Demirel ve Özal’ın ardından, Boğaz Köprüsü inşa edememiş bir mustakbel Cumhurbaşkanı olmak istemiyor.

Aklın yolu birdir derler. Gelin aklın yolunu kullanalım.

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih TEZCAN 8 Temmuz 2009 gününde yaptığı basın açıklamasında doğru çözümü işaret ederek; “Köprülerden yüzde 85 oranında binek arabası geçiyor ve sıkışıklığı bu binek arabaları yaratıyor. Halbuki, Göztepe veya Söğütlüçeşme ile 4. Levent arasında deniz altından geçecek bir metro inşa edilirse, bu metro günde en az 1.5 milyon yolcu taşıyarak, köprülerdeki araba geçiş sayısını yarı yarıya azaltır ve böylece köprüler boşalmış olur. En az 50 yıl daha sıkışıklık olmaz ve üçüncü köprü gündeme gelmez. Bir metro tren dizisinin taşıyabileceği yolcuyu ancak 600 adet özel oto çok zor ve çok yavaş taşıyabilir.” Demekte.

Gelin bu Alimin akademik çalışmalarla derlediği aklın bu tek yolunu hayata geçirelim! Aydın bir gelecek dileklerimle.

 
Toplam blog
: 14
: 832
Kayıt tarihi
: 23.07.09
 
 

1957 Konya-Ereğli doğumluyum. 1960 dan bugüne İstanbul'da yaşamaktayım. İnşaat Mühendisiyim. 2 kı..