Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Haziran '13

 
Kategori
Futbol
 

3 Temmuz 2013

3 Temmuz 2011'de başlayan şike operasyonu Aziz Yıldıırm'ın serbest kalması ile son buldu diye düşünüyorduk. Ancak bu hafta başında UEFA'nın Fenerbahçe ve Beşiktaş takımlarını ve ismi geçen şahısları Disiplin Kuruluna sevk etmesiyle yeniden başladı.       

Şike soruşturması kapsamında kendi iç dinamiklerimizin iki ayağı vardı. Adli yargıda İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, yönetici Ali Yıldırım, Şekip Mosturoğlu,İlhan Ekşioğlu ,Tamer Yelkovan hakkında çeşitli hapis ve para cezaları vermişti. Beşiktaş Futbol Komitesi (eski) Başkanı Serdal Adalı ile Beşiktaş (eski) Teknik Direktörü Tayfur Havutçu da aynı mahkeme tarafından 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Sportif yargılama ise İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan ve Şekip Mosturoğlu’na verilen 1’er yıllık hak mahrumiyeti cezalarıyla sonlandırıldı. PFDK şike teşebbüslerinin sahaya yansımadığına ve kulüplere ceza tayinine gerek kalmadığına da ayrıca karar verdi. Adli yargılama süreci ise henüz bitmiş değil. Mahkeme kararlarının hepsi Yargıtay’a taşındı, temyiz aşamasının sonucu bekleniyor.

Bu olayların gündeme gelmesi UEFA'nın yeni sezon öncesi elinde yarım kalan işleri bitirme hevesi midir? Yoksa bu sezon UEFA Avrupa Liginde finalin kapısından dönerek  Platini'yi endişelendiren Fenerbahçe'nin başarıları mı bu olayları başlatmışdır? Ya da şu ana kadar yaptığı transferler ve yapacakları ile en büyük rakibinin yabancı kontenjanı sıkıntısıyla transfer yapamaması mı tetiklemişdir? Küçük bir ihtimal de olsa Aziz Yıldırım ile hasaplaşması yarım kalan AKP hükümetinin Taksim Gezi Parkı olaylarından gündemin başka boyutlara kaymasını istemesi midir?

Sebebi her ne olursa olsun şu anda teknik direktör ve yeni transferler için çalışma yapan Fenerbahçe yönetiminin bu sefer 3 Temmuz 2011'deki gibi basiretsizliğe kapılmasına hiç bir Fenerbahçelinin tahammülü yoktur. Medyada yer alan Stajyer avukat gibi haberleri duymak daki istemiyoruz. Haklı olduğumuz bir davada Türk Sporu nezdinde aklanmışken tekrardan Avrupa Kupalarına katılamamak gibi bir durum yaşamak istemiyoruz.

Eğer UEFA TFF PFDK kararlarını göz ardı ederek yargıtaya taşınan ve sonuçlanmamış bir davayı baz alırsa bu durumda sadece Fenerbahçe değil Türk Futbolu büyük zarar görecektir. Çünkü PFDK kararlarını yok sayan UEFA TFF'yi de zan altında bırakacak ve bütün takımlarımız bundan etkilenecektir. Fenerbahçe ve Beşiktaşın Avrupa Kupalarından men edilmesi demek PFDK kararlarının yanlış olması demektir ki bu durumda yaşanacakları düşünmek bile istemeyiz.

Bu durumdan kendine vazife çıkaracak olanlara ve şampiyonluk kupasını alacağız hayallerine kapılanlara da şunu söylemek isterim: Elalemin damatlığıyla düğün yapılmaz.

 
Toplam blog
: 227
: 240
Kayıt tarihi
: 01.02.09
 
 

1972 Antalya doğumluyum. Elektronik Teknikeri olarak bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Evli v..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara