Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

30 Ocak Salı

30 Ocak Salı
 

BirGün gazetesinin manşeti, güne damgasını vuran bir konuya ait : "Derin şüphe. . . "

Hrant cinayetinde azmettiricinin abisi diye yakalanan Erhan Tuncel'in muhbirlik yaptığı ve bu vesileyle böyle bir suikastın düşünüldüğünü önceden haber verdiği iddia ediliyor.

Milliyet gazetesinde, "İhbar tarihi Şubat 2006" manşetiyle, Yasin Hayal'in Hrant'ı öldürmek istediğinin 11 ay önce Erhan Tuncel tarafından Trabzon polisine ihbar edildiği belirtiliyor.

Sabah gazetesi, "Suikastı 11 aydır biliyorlardı" derken aynı konuya dikkat çekiyor. Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstanbul ve Ankara polisini uyarmasına rağmen, neden tedbir alınmadığı, Hrant'a niye koruma verilmediği sorusu cevapsız.

Posta gazetesi açıkça "Polisin haberi vardı" başlığını kullanırken, Radikal gazetesi haklı olarak "Dink ölmeyebilirdi" demeyi ihmal etmemiş.

Önümüzdeki günler belki olay biraz daha aydınlığa kavuşacak.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Etiyopya yolunda, gazetecilere yaptığı bazı açıklamalar veya sorulara verdiği bazı cevaplar, bugünkü gazetelerin bazılarına manşet oldu.

Ortak olarak birden fazla gazetede yer alan konu, derin devlet. . . Hürriyet gazetesinin manşetinde başbakan, bu konu üzerinde bir yere kadar gidebiliyoruz, ancak "Derin devletin dibine inemiyoruz" demiş.

Bu bana çocukluğumda memleketimize vapurla gidip gelirken babama sorduğum bir soruya aldığım cevabı hatırlattı. Sanırım 4-5 yaşlarında falandım. Vapur bazan Galata rıhtımına yanaşıyor, bazan da Sirkeci'ye halatla bağlanıyordu.

Rıhtıma yanaşıldığı zaman problem yok. Merdivenlerden inip doğru karadasınız. Ancak Sirkeci'y halatla bağlandığında, o 3-5 metrelik denizi geçebilmek için bir sandala binmek zorundasınız.

Eşyaların indirilmesi, taşınması bir hayli problem. Bu da yetmezmiş gibi kayığa adam başı 50-60 kuruş para vermek gerekiyor ki, kıyıya çıkabilelim. Babam bu işe çok fena bozuluyor tabii. . .

Bir gün yine vapur Sirkeci'ye yanaştı, halatlar atıldı, kayıklara binmeye çalışıyoruz. Ben merak edip sordum:

– Baba niye gemi kıyıya tamamen yanaşmıyor? Babam cevap verdi. Burası sığ da oğlum, onun için.

O güne kadar sığ kelimesini hiç duymamışım. Eğer yanaşmaya kalkarsa geminin karaya oturacağını akıl edemiyorum. Tam tersine buranın çok derin olduğunu ve geminin yanaşmaya korktuğunu düşünüyorum.

Bunu hiç kimseye söylemedim. Kendi kendime böyle düşündüm. Daha sonra kelimenin doğru anlamını öğrenince kendime çok gülmüştüm.

Şimdi başbakanın bu açıklaması üzerine şöyle düşünüyorum. Derin devletin dibine niye inemiyoruz? Çok mu dar, sığamıyor muyuz? Çok mu karanlık, etrafı mı göremiyoruz? Çok mu derin, merdivenimiz mi yetmiyor? Çok mu tehlikeli, dönememekten mi korkuyoruz?

Zaman gazetesinin manşetinde ise başbakanın aynı konuyla ilgili bir başka cümlesi var: "Derin devletin üzerine gidemediğimiz için millet olarak ağır bedel ödedik. "

Devlet, milletine bedel ödetir mi? Bu sorunun cevabıyla başbakanın diğer bir tesbiti gayet güzel çakışıyor. Derin devlet, kurumlar arasında bir çeteleşme. . .

Sayın başbakan derin devletle ilgili en derin söylemlerden birine imza atmış. Tanrı gazabından korusun.

Gözcü gazetesinin manşetinde Türk-İş'in yaptırdığı bir araştırma var. Bu araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye'nin "Dörtte üçü yoksul"

Kâğıt üzerinde daha düşük görünmesine rağmen yoksulluk sınırı 2013 lira. Bu da 55-60 milyon insanın yoksul sınıfına girdiğini gösteriyor.

Öte yandan Merkez Bankası başkanı enflasyonun tekrar yükselmemesi için hükümetin işçiye memura zam vermemesi gerektiğini söylemiş.

Güneş gazetesi buna isyan ederek şöyle manşet atmış: "Enflasyonu böyle babam da düşürür. " Şu enflasyon işine oldum olası aklım pek ermediği için daha fazla bir şey söyleyemiyorum.

Bugün gazetesinin manşetinde ise Solun toparlayıcısı gözüyle bakılan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'le ilgili açılan soruşturma yer almış.

Bazı ihalelerin usulüne uygun yapılmamış olması dolayısıyla İçişleri Bakanlığı Teftiş kurulu, Büyükerşen hakkında soruşturma başlatmış.

Cumhuriyet gazetesi, 301. maddeyle ilgili olarak sivil toplum örgütlerinden görüş beklediklerini ifade eden hükümet kanadının konuyu savsakladığını iddia ederek "AKP samimi değil" demiş.

Yarın yeniden görüşebilmek umuduyla. . .

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..