Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '13

 
Kategori
Blog
 

300 nolu blog, benim yaşam mücadelem...

Bugün Türkiye için önemli bir gün:  İzmit depreminin yıldönümü! Türkiye için felaket sonuçlar doğurmuş bir günün anma günü..

Bir özelliği daha var benim için; Hasan’a trafik kazasında arabamla vuruşumun 24. yıldönümü.. Benim hayatımı değiştiren, Hasan’ın hayatını bitiren olayın yıldönümü…

Ve tesadüfen dahi olsa, bugün 300. Bloğumu yazıyorum. Ortalama 1.5 sayfa yazmış olsam, ki çoğu var azı yok, neredeyse 500 sayfa yazı yazmışım demektir bu.

Ben, tam ismimle Muhammed Anıl Şakir Yiğit,

Ben 20 yıllık İşletme Mühendisiyim; İTÜ İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu, 30 06 1993 tarihinde 30 sayılı karar ile beni tüm dünyaya mühendis ilan etmiş!

23 Ağustos 2013 tarihinde ise iş hayatımdaki 20 yılı geride bırakmış olacağım.

16 Mayıs itibariyle 43. yaşıma girdim… Yani artık deneyimli bir orta yaşım…

Evliyim ve

iki çocuk babasıyım ve çocuklarım halen bebek…

Ben bir Türkiye sevdalısıyım.! Vatanıma, ülkeme ve bayrağıma aşkla bağlıyım. Türk olmaktan ötürü her zaman onur ve gurur duydum. Örnek bir Türk vatandaşı olmak içinse elimden geleni yapmaktayım. Karımı aldatmadım. Çocuklarıma iyi baba olmaya çalışıyorum. Sektöründe Bendmak’ı dünyaca ünlü bir marka yapmayı başardım. Ve hatta inanmayacaksınız ama uluslararası BID grubu,  Bendmak’ı toplam kalite yönetimindeki başarısında dolayı, Altın Ödüle layık gördü… Kuruluş İsviçre Cenevre’de Kalite, İnnovasyasyon ve Mükemmelik adı altında 28 ve 29 Eylül tarihlerinde bir kongre düzenliyor. Ve beni söz konusu ödülü almam için çağırıyorlar.

Ülkem için çok daha fazlasını yaptım ben:

1993 yılında İTÜ’yü temsilen Eindhoven Teknik Üniversitesinde düzenlenen Avrupa haftasına katıldım. Ve Türkiye ilk defa çağrılmıştı böyle bir kongreye ve grup lideri bendim.

THY mucizesini gerçekleştiren ekipte yer aldım.

1998 yılında Türkiye’nin ilk patentli elektrikli karyolasını ürettim.

2001 yılında medikal cihaz sektöründe Malezya’da dünya bankası ihalesini Türkiye adına ilk defa kazanan Türk şirketinin, AMS Tıbbi Cihazlar şirketinin, ihracat müdürüydüm.

2002 yılında KLM Hollanda’da Teknik Bölümde, Hollandaca bilmeden, Kanat ve Gövde atelyeleri şefi olarak işe başlayan ilk Türk Mühendisim… Kısaca KLM tarihindeki ilk Türk mühendisim…

2005 yılında Mercedes’i Türkiye’ye çağırarak yalnız Mercedes Türk’ün değil, tüm Mercedes’lerin ağır taşıt amortisörlerinin Türkiye’den satın alınmasını sağladım. Renault ile gayri resmi ilişkiler kurarak Clio projesinin Türkiye’ye taşınmasını ve Maysan Mando’ya devrini gerçekleştirdim…

Türkiye’de ihracat gelişsin diye 2005 yılında Makine Sektörüne girdim: Girdiğimde Baykal Makine bir satıyordu, çıktığımda ise –yani 5 yıl sonra-  üç satıyordu. Türkiye ve dünya tarihinin en güçlü Abkant makinasının (6 metre, 6000 ton) sözleşmesini ben yaptım. Hindistan’a ihracat yapan Türk şirketleri arasında 3. olmayı başardım. Hindistan Demiryolları ihalesini kazanıp 35 makinalık sözleşme imzaladım.

Bla-bla-bla….

Bugün bu kadar çok konuşuyorsam, bildiğim bir şeyler var elbet!

Bugün gönül rahatlığıyla Anıl Yiğit’im diyebiliyorum…

300 blog da hiç fena değil…

Bir roman, bir şiir kitabı, bir hikaye kitabı, bunlar da fena değil…

Bir Türk olarak kendimle gurur duyuyorum…

Ancak İyi bir evlat olmayı başaramadım! Kendi özgünlüğüm ve özgürlüğüm için sürekli annemlerle savaştım.

İyi bir eş olmayı da başaramadım! Çünkü herkesten farklı düşünce yapımla eşime çok çektirdim. Bir kadın olarak kadınsal konularda bile bana üstünlük kurmasına izin vermedim. Eşit haklarda olmak istedim. Ve o buna her kadın gibi çok bozuldu…

İyi bir baba olduğumda tartışılır. Çünkü gerçek hayatta öyle bir ebeveyn yok. Bu iş çok zor bir iş kesinlikle! Kolay, kolay kimse bu konuda böbürlenemez. Babamı artık daha iyi anlıyorum. Ancak şunu söyleyebilirim; kötü bir baba değilim kesinlikle!

İşte böyle!

“Kronoloji-Bir yaşam mücadelesi”ni yazdığım vakit, hayatla ilgili mücadelemi sonlandırdığımı düşünmüştüm. Oysa ki benim gibi bir karakter için mücadelenin sonu yoktu. Her seferinde yine yeniden başlıyordu.

Bu 300 blog, benim eserim, yani THY’nin, Bendmak’ın, Maysan Mando’nun değil, benim eserlerimler! Benim gerçek kişisel başarılarım bu bloglarda gizli…

Evet, 21 yaşında 21 gram filmini bizzat yaşayarak Hasan’ın canını aldım.

Fakat bu ülkeye o kadar çok verdim ki kendimi affedilmiş farz ediyorum…

Çok genç yaşlarda, çok şey yaşamanın yorgunluğu var üzerimde! Ama benim yazgım da böyle!

Ben farklı olmak üzere yaratılmışım ve eğitilmişim…

Annem bile der, sen bizim yetiştirdiğimiz çocuk değilsin.

Kesinlikle değilim!

Çünkü ben kendi, kendimi yetiştirdim! Üzerimdeki emekleri yadsımadan!

Yazdığım blogların bazıları, sadece teşekkür etmek içindir.

Kıvançla söylüyorum, Ben Anıl Yiğit’im!

Ünal ve Işıl YiğiT’in oğlu, Mert Yiğit’in abisi, Gülşan YiğiT’in kocası, Yetkin ve Ecrin YiğiT’in babası,

Ve nur içinde yatsın çok sevdiğim babannem Sabriye Yiğit’in torunu…

Karıyer anlamında Dr. Yusuf Bolayırlı’nın öğrencisi…

Yaşam anlamında Prof. Dr. Hamdullah Aydın’ın öğrencisi…

Ve bu blog da, kişisel blogların sonuncusu…

Artık kendimi anlatmaktan yoruldum. Bundan sonra teşekkür yazısı da yok… Bundan sonra daha fazla interaktif ilişki kurmak var. Bundan sonra mücadele olsa bile siz bunu bilmeyeceksiniz. Çünkü bundan sonra ben yarıştan çekiliyorum. Sonuncu olsam da umurumda değil. Artık dinlenceyi hak ettim ve emekli olabilirim.

“Umurumda değil

İyi ki biti  

Omuzlarımdan koca bir yük gitti”

Sertab’dan işime geldiği gibi bir alıntı…

Kalın sağlıcakla…

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..