- Kategori
- Futbol
4-4-1-1

Fenerbahçe için şampiyonluk mücadelesinde rakiplerden birini taca yollamak, Beşiktaş içinse uçurumun kenarındaki dala tutunmak anlamına gelen derbinin, renksiz ve yavan bir futbol doğurarak başladığı gibi 0-0 bitmesi aslında sürpriz sayılmaması gereken bir netice... Fenerbahçe futbol takımı üzerinde Beşiktaş maçlarının doğurduğu gerilim ve strese, Beşiktaş’ın mutlak kaybetmeme zorunluluğunu ekleyenler maçtan önce de defansif tedbirlerin hüküm süreceği böyle bir maçı bekliyorlardı. Burada asıl sürpriz sayılması gereken, tıpkı UEFA Kupasındaki Dinamo Bükreş maçında olduğu gibi Jean Tigana’ya kim tarafından uzatıldığı belli olmayan bir sihirli değneğin müdahale ettiği gerçeği...
Dinamo Bükreş maçında 4-3-2-1 dizilişiyle tek forvet ve daha güçlü orta saha prensibine dönen Tigana, Fenerbahçe derbisinde tek forvetli dizilişi bir adım daha ileriye götürerek Daum’un meşhur 4-4-1-1 sistemine geçiş yaptı. Şüphesiz Fenerbahçe gibi kanat akınlarını golle neticelendirme yeteneğine fazlasıyla sahip olan bir takımın durdurulmasında akla yatkın bu tercihin mimarı kimdi merak ediyoruz. Yoksa Ocak ayında yapılacak bir operasyonla tekrar takımın başına geçeceği söylentileri ayyuka çıkan Sinan Engin – Mircea Lucescu ikilisinden Sinan Engin bir takım dolaylı kanallar vasıtasıyla, Tigana’ya telkinlerde mi bulundu? Bu sorunun cevabını ilerleyen zaman gösterecek...
Maç genelinde sağ kanadı İbrahim Toraman – Burak, sol kanadı İbrahim Üzülmez – İbrahim Akın ile kontrol ederek, Fenerbahçe’nin rakip kale ile irtibatını büyük ölçüde kesen Beşiktaş, bu sistemde pozisyon itibariyle en önemli oyuncu durumuna gelen Delgado’nun oldukça kötü bir performans çizmesi neticesinde maçın bir kör dövüşü tadında geçmesinde de büyük pay sahibiydi. Appiah ve Deniz’in kontrol ettiği bölgede kaybolup giden Delgado, belki sakatlığının etkilerini de halen yaşamakta oluşundan dolayı sahada kaldığı süre boyunca hiçbir varlık gösteremedi. Forvette Nobre ise her zamanki savaşan görüntüsünü sergilese de orta sahadan yeterli desteği göremeyince golle buluşması zaten mucizelere kalmıştı.
Dünkü maç bir kez daha gösterdi ki, Beşiktaş’ta planlı ve programlı bir transfer sezonu maalesef bu yıl da geçirilememiş. Siyah-Beyazlılar sezon başından beri hiçbir taktik varyasyona meyletmeden bildiğimiz 4-4-2 oynasalar, belki de netice itibariyle çok daha iyi bir konumda olabilirlerdi. Ancak bonservisine 5 milyon euro verilen Delgado ve Brezilya milli takımı menşeili Ricardinho kenarda otururken bunu yapmak imkansız görünüyor. Forvet arkası sistemlere geçildiğinde ise, ön libero ve kanat zaafiyetleri meydana geliyor. Bir de buna Tigana’nın tatik fantezilerini ve akıl almaz oyuncu seçimlerini eklerseniz, Beşiktaş’ın her şeye rağmen ligde iyi bir konumda olduğunu bile söyleyebilirsiniz. Tabii bunda en büyük payın, bu yıl puan hayırseveri rolüne bürünen Fenerbahçe ve Galatasaray’da olduğunu unutmadan...
Dünkü derbi gösterdi ki, Fenerbahçe en büyük problemini Zico ile yaşıyor. Kafasındaki oyun şablonu Fenerbahçe takımı bünyesiyle uyuşmayınca bir anda Brezilyalı Daum olan (yada yapılan) teknik adamın tercihleri, kendi tercihleri mi orası dahi camiada şüpheyle karşılanıyor.
Türkiye’deki kariyeri boyunca rakibe göre kadro seçimi ve oyun stratejisi belirleme yönünde yaşadığı sıkıntılar gün yüzüne çıkan Zico’nun, rakibe kendi oyununu kabul ettirme düşüncesi -dün gece de açıkça görüldü ki- zorluk derecesi yüksek maçlarda sıkıntı yaratıyor. Fikstür itibariyle çok zor bir dönemece giren Fenerbahçe’nin ilk yarı sonuna kadar oynayacağı maçlarda alınabilecek kötü neticelerin Zico’nun Fenerbahçe kariyeri açısından belirleyici bir gösterge olması çok muhtemel. Görünen o ki, devre arası transfer ve teknik kadrolar açısından bir sezon başı kadar hareketli geçmeye aday...
Sonuç itibariyle, taktisyen yönlerinde zaaflar gözlemlenen iki teknik adamın sahaya sürdüğü takımlar birbirlerini kilitleyince, kenar yönetimlerden de kilitleri açma konusunda herhangi bir hamle göremedik. Böylelikle futbol kalitesi vasatı aşamayan derbi de başladığı gibi 0-0 bitti.