Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Mart '12

 
Kategori
Eğitim
 

4+4+4

4+4+4
 

Eğitim sisteminin AKP iktidarı döneminde getirildiği içler acısı durum ortada iken; çağdaş örnekler incelenmeden, üniversitelerin eğitim fakültelerinin görüş ve önerilerine başvurulmadan, Milli Eğitim şuralarında enine boyuna tartışılmadan, TBMM’nin eğitim kökenli vekilleri hiçe sayılarak; 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin yerine 12 yıllık kesintili zorunlu eğitim getirecek yasa önerisi Milli Eğitim alt komisyonundan yumrukların ve tekmelerin havada uçuştuğu, küfürlerin savrulduğu bir toplantı ortamında iç tüzük hükümleri uygulanmadan yapılan oylama sonucu geçirildi.

4+4+4 olarak adlandırılan uygulamada öğrenci 4.yılın sonunda isterse açıköğretime geçiş yapabilecek.İlköğretim birinci kademe sonrasında hangi programların açık öğretimle ilişkilendirileceği ve zorunlu eğitim kapsamına alınacağı Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek. Böylece ilköğretim birinci kademenin ardından türbanlı öğrencilerin örgün eğitim yerine, açıköğretim aracılığıyla okumalarının ve bu sırada Kuran kurslarına gitmelerinin vizesi de Bakanlar Kurulu’nun kararına bağlı olacak.

Teklif yasalaştığı takdirde, 28 Şubat kararlarıyla kapatılan İmam Hatip Liseleri’nin (İHL) orta kısımları yeniden açılacak. Eski sistemde öğrenciler 8 yıllık zorunlu ilköğretim eğitiminden sonra meslek liselerine yönlendirilebilirken, yeni sistemle ilköğretim 4. sınıftan sonra 10 yaşındaki bir öğrenci İmam Hatip Lisesi’ne geçiş yapabilecek. Yeni sistemde, ikinci kademe ilköğretim okulları ortaöğretim programlarıyla ilişkilendirilecek. Hangi programlar için ilköğretim ikinci kademe okullarının oluşturulacağı Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkaracağı yönetmelikle belirlenecek. Buna göre MEB’nin İmam Hatip Liseleri’ne yönelik 5, 6, 7 ve 8. sınıflara yönelik ikinci kademe okullarını açması için yönetmelik çıkarması yeterli olacak.

Eski sistemde öğrenci 8 yıllık zorunlu eğitimin ardından ilköğretim diploması alabiliyordu. Teklifle ortaöğretim kurumları ilköğretim kurumlarından sonra 4 yıllık zorunlu eğitim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları olarak tanımlanırken, buradan mezun olanlar ortaöğretim diploması alacak. 12 yıllık zorunlu eğitim modeline göre okuyan öğrenciler hem ilköğretim hem de ortaöğretim diploması olmak üzere iki diploma birden alacaklar.

AKP’nin TBMM’ye sunduğu teklifte Yükseköğretim Yasası’nda Danıştay’ın pek çok iptal kararı verdiği katsayı düzenlemesinin dayanağı olan düzenlemede de köklü değişiklikler yapıldı. Teklifle yükseköğretime girişte adayların ortaöğretim başarılarının dikkate alınmasında Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP) yerine Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) uygulaması getirildi. Teklife göre, ortaöğretim bitirme başarı notlarının en küçüğü 100, en büyüğü 500 olmak üzere ortaöğretim başarı puanına dönüştürülmesi ve bu puanın yüzde 12’sinin yerleştirme puanı hesaplanırken merkezi sınavdan alınan puana eklenmesi düzenleniyor. Bununla adayların bireysel başarıları ön plana çıkması öngörülüyor. Başarı oranları yüksek bir fen lisesini bitiren bir adayla genel lisede okuyan adayın puanları ortaöğretim kurumunun başarı ağırlıklandırılmadan hesaplanacak.

Puanlamada yapılan bu değişiklik, Fen Lisesi, Anadolu Lisesi gibi okullarda okuyan öğrencilerin dezavantajlı duruma geçeceği kaygısı yaratmıştır. Bu kaygının gerekçesi, iyi öğrencilerin toplandığı okullarda öğrencilerin ders notunu yükseltmesinin daha zor olmasıdır.

İşte bu nedenle, önceki dönemlere tekrar dönülerek, okul başarısı yüksek olduğu için kişisel başarının geride kaldığı okullardan, Fen liselerinden, Anadolu liselerinden, düz liselere lise son sınıfta yatay geçiş taleplerinin yeniden başlaması söz konusu olabilecektir.

Üniversite adaylarının okulda gösterdiği başarı, sınavına en az 30, en fazla 60 puan ek getirecek. Önceki sistemde okuldaki başarı sınava en az 12 puan olarak yansıyordu. Yani bu değişiklik ile okulda başarısız olan öğrencilere avantaj getirilmiş olmaktadır.

Yaklaşık 16 milyon öğrenci, 700 bin öğretmenin oluşturduğu Milli Eğitim sistemimize genel bütçeden ayrılan pay %10-11 dolaylarında olup bunun da %66 sı personel giderlerine ayrılmaktadır. Bu oran eğitimin temel gereksinimlerini karşılamaktan çok uzaktır. Türkiye 30 OECD ülkesi içinde eğitime en az pay ayıran ülke konumundadır.

Öğrenci sayımızın her geçen yıl artmasına karşın okul, derslik ve öğretmen açığımız büyümektedir. Normal eğitim düzenine geçebilmek, sınıf mevcutlarının 30 kişilik olarak düzenlenebilmesi için 150 bin öğretmene gereksinim vardır. 300 binden fazla sayıda da öğretmenimiz atanmayı beklemektedir. Diğer yandan da sözleşmeli, ücretli öğretmenlik uygulamasıyla da köleci zihniyet yaşama geçirilmeye çalışılmaktadır. Üstelik bu uygulama çalışma barışını bozmakta, öğretmenler arası sevgi, saygı ve dayanışmayı da dinamitlemektedir.

Okullarımıza yeterince ödenek ayrılmaması nedeniyle eğitim harcamalarının büyük bölümü çeşitli adlar altında öğrenci velilerine yüklenmeye çalışılmaktadır. Eğitim kurumları birer ticarethaneye, okul müdürleri birer tüccara, öğretmenler birer tahsildara, öğrenci ve velileri birer müşteri durumuna düşürülmüştür. Okulların büyük bir kısmında hizmetli istihdam edilmemekte, okul müdürlerine sorunlarınızı “ Yerel imkanlarla çözün” denilerek okullardaki temizlik hizmetlerinin de özelleştirilmesi için altyapı oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Üctretsiz dağıtılan ders kitaplarının yeni sınav sistemi ile örtüşmemesi, öğrencilerin yardımcı ders kitapları ve test kitapçıklarını tercih etmeye zorlanması, yandaş yayınevlerinin korunup kollandığı kuşkusunu doğurmaktadır.

Milli Eğitim kadrolarındaki gerici ve liyakatsız kadrolaşma, bilimsellikten uzak müfredatlar, bölgeler arası dengesizlikler nedeniyle iflas etmiş olan eğitim sistemimiz AKP iktidarınca tarikat ve cemaatların insafına terk edilerek medreseleştirilmeye çalışılmaktadır.

Çözülmesi gereken bu kadar sorunu bir kenara bırakıp, eğitimsel hiçbir değeri olmayan 4+4+4  olarak adlandırılan “ ucube” bir sisteme odaklanmak iyi niyet eseri olamaz.

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara