Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

03 Haziran '08

 
Kategori
Özel Günler
 

40+1 yıl sonraki buluşma

40+1 yıl sonraki buluşma
 

Sevgili Hocam Sabri BABACAN; 41 yıl sonra buluşma mekanımızda, bizlere hitapederken.


Haziran ayı yaklaştıkça heyecanım da artıyordu durmadan, çünkü; eski dostlarla, İSTANBUL ÖĞRETMEN OKULU MENSUBU arkadaşlarımla buluşma tarihi yaklaşıyordu. Yeni yüzleri, ama eski dostlarımı görecektim, uzun yıllar görüşemediğim, buluşamadığım, belki de simasını unuttuğum arkadaşlarımı, birlikte karavanaya kaşık salladığımız, belki de kavga ettiğimiz, belki de birlikte sevindiğimiz ve üzüldüğümüz arkadaşlarımı görecektim. Kolay mı bunca yıl sonra? Kim bilir ne sürprizlerle karşılaşacaktık, 18-20 yaşlarında iken ayrıldığımız, yılların silindir gibi üzerimizden geçtiği, derin izler bıraktığı ve bize yepyeni şekil veren senelerden sonra neler bekliyordu bizleri kimbilir? 1 Haziran sabahı bu duygularla direksiyona oturduğumda, bir an evvel İstanbul’a varıp görmek istiyordum o müthiş değişiklikleri.

Geçen yılki buluşma beni çok heyecanlandırmış ve bu seneki buluşmayı heyecan ve merakla bekliyordum. Gerçekten de beklediğim gibi de heyecanlı ve güzel geçti. 42 yıldır görmediğim iki arkadaşımı gördüm bu yılki buluşmada. (Zerrin, Nurhan ve Miraç) Düşünebiliyor musunuz kırkbir yıl sonra karşılaşacaksınız ve vayyyyy, ooooo, bu sen misin diyeceksiniz. Gerçekten anlatılması çok güç bir duygu bu karşılaşmalar.

Bu seneki buluşma da her sene olduğu gibi TARABYA VİLAYETLER EVİ’nde oldu. Yine geçen yılki görüştüğümüz bazı arkadaşlarla, yeniden buluşacağımız arkadaşlarımızla görüşmenin heyecanıyla beklemeye başladık. Yavaş yavaş sökün etmeye başladı eski dostlar. İstanbul İlköğretmen Okulu mensupları toplanmaya başladı bahçede. Sarılanlar, öpüşenler, bağıranlar, hayret sesi çıkaranlar, hatta ağlayanlar. Evet uzun yılların hasreti gözyaşlarıyla bitiyordu bu mekanda. Hoş ve çok güzel bir manzara. Tekrar 1964, 65, 66, 67 li yılların öğrencileri olmuştuk. Bir farkla; hep ağarmış saçlar ve yılların izlerini taşıyan hafif kırışıklı yüzlerle ama genç kalan kalplerimizle, dostluklara duyduğumuz sevgilerimizle, saygılarımızla…

Bu yılın bana göre en büyük sürprizi 89 yaşındaki matematik hocamız SABRİ BABACAN’ın buluşmaya gelmesiydi. Evet, Babacan aynı babacan, aynı ses, aynı sima. Sanki yıllar onu hiç değiştirmemiş, birazcık ihtiyarlatmış. Sesi hafif titriyor, bastonla yürüyor. Ama olsun gelmiş ya öğrencilerinin yanına. Kıskanmadım desem yalan olur O’na karşı gösterilen sevgi ve saygıyı. Tüm arkadaşlar kuyruğa girdi elini öpmek için, herkesle sarıldı öpüştü Babacan hoca. Tabi bazı şeyleri hatırlamakta zorlanıyordu. 41 sene önceki anımızı kendisine hatırlattığımda; sorma yahu benim öğrencilerden hiç Matematik hocası çıkmadı dedi. Demek ki içinde kalmış hocamızın matematik öğretmeni öğrencisi olmaması. Ve düşündüm içim burkularak; “acaba sevgili Babacan Hocam bir daha görüşmek nasip olacak mı?” dedim. İnşallah bir daha görüşürüz.

Bundan yirmi, yirmibeş sene önce görüşsek birbirimize çocuklarımızın, eşlerimizin fotoğraflarını gösterirdik belki. Bu gün ise torunların fotoğrafları gösteriliyor artık. Demek ki yıllar pek çabuk geçmiş. Bulunduğumuz masadaki eski dostlarım hep torunlardan söz ettiler bu kez nedense. Yok kızımdan torunun, yok oğlumdan torunum. Demek ki gençleşiyoruz günler geçtikçe. Ama şunu da düşünmeden edemedim; “Acaba tekrar görüşebilecek miyiz? Seneye kaçımız gelemeyeceğiz, kaçımızın ölüm haberi gelecek?” “Allah ömür verdikçe buluşmaya devam edeceğiz” dedim kendi kendime. Nasip ve kısmet….

 
Toplam blog
: 22
: 3684
Kayıt tarihi
: 23.04.07
 
 

Emekli öğretmenim. Kütahya ili Tavşanlı ilçesinde yaşıyorum. Hayatı ve insanları seviyorum. İnsanlar..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara