Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

40 yaş muhasebesi

Bu gün benim doğumgünüm. Doğumgünlerini oldum olası severim. İnsanın kendini özel ve mutlu hissettiği günlerden birisi. Yıllar ilerledikçe doğumgünlerini kutlama şekilleri de değişiyor. Daha eskilerde arkadaşlarla buluşup eğlenmek için bir vesile iken artık muhasebe yapmak için bir vesile haline geliyor. İnsan her an hayat muhasebesi yapmalı ama özel günlerde daha yatkın oluyor sanırım.

Hayatımı şöyle bir gözden geçirdiğimde aslında fena da gitmemiş olduğumu görüyorum. Kendimden ve yolculuğumdan memnunum. Özellikle son yıllarda göstermiş olduğum ilerleme beni epeyce mutlu etti.

En önemlisi artık zeytin yemeye başladım. Bu insanlık için küçük ama benim için çok büyük bir adımdı. Hayatım boyunca zeytin yemediğim gibi yanımdakilere de yedirmeyen biriydim. Benim yüzümden yıllarca evde kimse zeytin yiyemedi. Tadını bile bilmediğim birşeyi "sevmiyorum" demenin ne kadar saçma olduğunu düşünmem bu seneye tekabül etti. Bir gün denedim ve hiç de zannettiğim gibi olmadığını gördüm. İtiraf edeyim tadını da çok beğendim. Yıllarca kendimi ve etrafımdaki insanları bundan mahrum ettiğim için utandım. Kalıpları kırmanın o kadar da zor olmadığını öğrendim.Bir zeytin tanesine bakıyordu.

Vermek kadar almanın da önemli olduğunu öğrendim. Almayı bilmeyen insanların kendilerini tükettiklerini ve bir süre sonra hayata düşman olduklarını gördüm. Dost ve arkadaşlarından gerektiğinde yardım istemenin acizlik olmadığını, bilakis ilişkiyi güçlendirdiğini öğrendim.

Herkesin kendi doğrusu olduğunu ve hazır olmayana birşeyler anlatmanın zaman kaybı olduğunu öğrendim.

Benim gibi düşünmeyenlere karşı saygılı ve hoşgörülü olmayı, hoşgörmenin anlayıştan kaynaklandığını öğrendim.Her kişinin, düşüncenin, fikrin ve davranışın; bütünün içinde anlamlı olduğunu ve herşeyin bir sebebi olduğunu anladım. Hepimiz bir puzzle ın parçalarıyız ve herkesin ayrı bir görevi var. Kimse kimseden üstün veya kimse kimseye göre daha önemli değil. Her insan kendi yaradılış amacına göre bir tavır sergiliyor ve hayat yaşıyor.

Hayatın dikey yaşanması gerektiğini anladım. Anlamını çözemediğim ve rahatsızlık duyduğum olaylarda bir üst düzeyden bakmak gerektiğinii öğrendim. Bunun benim için anlamı ne? bu durum neden beni rahatsız ediyor? sorularını sormayı alışkanlık haline getirdim.

Dışımda gelişen her durumu ancak içimde çözebileceğimi anladığımda, insanlarla bütün kavgamı bıraktım.

Tamamen egodan yaratılmış bir insan olduğumu düşünüyorken, yavaş yavaş onu kontrolümün altına almayı başarıyorum.

Görünür anlamda büyük büyük başarılara imza atmadım belki ama kendi iç dünyamda çok büyük adımlar attığıma inanıyorum..

Gönül rahatlığı ile, bu yaşıma kadar geçen zamanı boşa harcamamışım diyebiliyorum.

İyi ki doğmuşum..

 
Toplam blog
: 117
: 2437
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1970 Tokat doğumluyum. İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar bölümü mez..