- Kategori
- Siyaset
8 Mart

8 Mart, Dünya Kadınlar Günü nü, bir kutladık, bir kutladık ki, sormayın gitsin. Herkes konuştu. Bir kadın, konuştuğu için, kocasından dayak yedi, komaya girdi. Komaya giren kadına, bir de kuma geldi. Başbakan, çok hicranlı bir nutuk çekti. Kadınlarımızın şiddete maruz kalması, benim vicdanımı kanatır, derken, 10 aydır içerde yatan, henüz hakim önüne çıkamadığı için, neyle suçlandığını bile bilmeyen, bir kadın tutuklu, demir parmaklıklar ardında ağlıyordu. 9 yıllık AKP iktidarında, 5000 kadın, şiddete maruz kalıp öldürülmüş. Dokuz yıldır, vicdanı kanayan Başbakanımıza kan takviyesi gerekecek.
8 Mart, aslında emekçi kadınlar günüdür. İşçi kadınlar, çalışma şartlarını düzeltmek için mücadele vermişler, savaşmışlar, sonunda bazı haklar elde etmişler. Bizim kadınlarımız ise, dayaktan ölmemek, dayaksız günlere kavuşmak amacı ile bu günü kutluyorlar. Erkekler, kadınlara karanfil veriyor. Orkide veren var mı bilmiyorum? Çocuklara Çin malı oyuncak dağıtan Başbakanımız, kadınlara da Çin malı karanfil mi verdi acaba. Bülent Arınç hiç konuşmadı. TBMM de, kadın Milletvekillerimize, erkek milletvekillerimiz, karanfil verdiler. 10 kadar kadın milletvekilimiz, kucak, kucak, karanfili zor taşıdılar. Oğlu, Ergenekondan tutuklu, bir anne dedi ki, “oğluma bir şey olursa, kendimi yakarım”. Başbakanın, ” ananı da al git” dediği vatandaş, anasını alıp gidemedi, 6 yıldır vize için uğraşıyor. Yaklaşık 15 gün önce, Diyarbakır da, dört çocuğuna yedirecek bir lokma bulamayan, bu yüzden intihara kalkışan, çaresiz kadın, 8 Martı nasıl kutladı acaba? Durmadan Türkiye Cumhuriyetini tehdit edip, PKK öcüsü ile korkutmaya çalışan, BDP liler, bu zavallı kadının 8 Martı nı kutladılar mı? Karanfil mi verdiler, çiküfte mi? Bir bayan gazetecimiz de tutturmuş “Baykal bana tacizde bulundu” diye. Tam da 8 Mart günü. Yahu şunu başka bir gün söylesen de, şu 8 Martı, ağız tadı ile kutlasak olmaz mı?
Güneydoğulu kadınlarımız, çaresizliği en çok onlar yaşıyorlar. Açlık, sefalet, cehalet yetmiyor, bir de TÖRE yapışıyor yakalarına. Eski kocası, yeni kocası, nikahlısı, nikahsızı, babası, abisi, küçük erkek kardeşi, amcası, dayısı, hepsi onun peşinde, kiminde tabanca, kiminde bıçak. . BDP li kadın milletvekilleri, kürsüye çıkıp, teröristlere methiye yağdıracağına, bölgesinin kadınlarına arka çıksa ya. Dağda, mağaralarda yaşayan, olmadık rezalete katlanan, genç kızlara çare olsalar ya. Olmazlar. Bölge de kadın mı var? Yok canım, hani nerdeler? Gülten Kışanak ile Emine Ayna mı, hadi canım sen de.
Diyorum ki, sadece bizim ülkemize özel, Türk Erkeği Günü diye, bir gün, tespit etsek, Türk erkekleri olarak, bu günü, çılgınlar gibi kutlasak, kadınlar bize, rakı bardağında karanfil ikram etse, Başbakan, bizim için de nutuk çekse, ananı da al git, derken, vizesi onaylı bir de pasaport verse. Olur mu, olur. Tarihi de 13 Haziran olur.