9.Haftanın ardından ligimiz

Geçtiğimiz haftaki yazımızda, Beşiktaş teknik direktörü Mustafa Denizli’nin gülen yüzünün solmamasını temenni etmiştik. Beşiktaş’ın rakibi Kayseri Spor olunca, temenniden başka bir çözüm bulamamıştık doğal olarak. Mustafa Denizli’nin futbol anlayışını dayandırdığı hızlı hücuma dayalı sistem, Kayseri gibi sert ve dayanıklı takımlara karşı hocayı mutlu etmiyor. Dikkatli gözler Beşiktaş’ın ya farklı kazandığını, ya da futbolcularının çok koşmalarına karşın maç kazanamadığını göreceklerdir. Bu durumda Beşiktaş’ın ne oynadığından ziyade, rakiplerin ne yaptığı önem kazanıyor ki, bu da büyük takımların, Ertuğrul gitsin, Mustafa gelsin anlayışından çok, istikrar için neler yapılmalı anlayışıyla yönetilmesi gerektiğini gösteriyor.

Eskişehir Spor, büyük derbi öncesi Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ortak paydası oldu. İki takım da Süper Lig’deki son kayıplarını porsuk çayı kenarında çay içerken değil, bir zamanların efsanesi karşısında kaybettiler. Bu yılın şu ana kadar ki en belirgin futbol gerçeği, deplasmanların büyük takımların kimliklerini evde unutarak gittikleri yerler olması. İç sahada formaları ışıldayan büyükler, deplasman da umduklarını değil bulduklarını yiyip geliyorlar. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin sakatlık dertlerini çözmeden istikrarı yakalayabileceklerini söylemek futbolun on yıl önceki gibi oynandığını söylemek kadar saçma olur. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nden, UEFA’ya dahi kalmadan elenmesi, Süper lig şampiyonluğunu düşünebilmesi için tek şart olacaktır. Galatasaray ise tam kadro olması halinde iki kulvarı da götürecek oyuncu yapısına sahip olduğunu ekleyelim; iş Skibbe’nin rotasyonu düzün yapabilmesi ve oyuncularını hazır tutmasına bağlı.

Trabzon Spor, kendisine rakip olamayacak durumdaki bir Büyükşehir ile karşılaştı. Kazandığı farkı galibiyet bizleri memnun etse de, tıpkı Beşiktaş’ta olduğu gibi, birkaç futbolcunun ayağına bakan takım hüviyeti, bizi pek heveslenmememiz gerektiği hususunda rahat bırakmıyor.

Bu ligin en istikrarlı iki takımı Sivas Spor ve Ankara Spor dersek yanılmamış oluruz. Özellikle Ankara Spor, yenilgi yüzü görmediği altıncı haftayı da geride bıraktı. Şiddetle puana ihtiyacı olan Bursa Spor karşısına, hafta içinde kupada oynadığı yorucu Galatasaray maçından sonra çıkmasına rağmen kazanabildi. Kısa devreli istikrarlarını, geçtiğimiz yıl Sivas Spor’un yaptığı gibi uzun bir sürece yayabilirlerse, hem Aykut Kocaman, hem de seyircisiz Ankara takımı için çok parlak yeni bir süreç başlayabilir.