Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Mayıs '16

     
    Kategori
    Basın Yayın / Medya
     

    Yakın medya paronayası

    Medya, medya, medya… Bu sözleri aslında günde defalarca duyuyoruz. Peki hiç bunun bir ilizyon gösterisi olduğunu düşündünüz mü?
     
    Cevabınız evet ya da hayır olabilir. Peki ben size açıklayacak olsam?
     
    Evet aslında hepimiz birey olarak sağlıklı nesiller isteriz. Cahillik düzeyini aşmış kendini yetiştirmeyi başarabilen bir nesil. Günümüzde medyanın toplum üzerinde etkisi gün geçtikçe artmaktadır. En başarılı yöntem ise gazeteler, dergiler, televizyonlar ve sosyal medyadır. Aslına bakılırsa sosyal medya içlerinde en sağlam ilizyonisttir. Az önce bahsettiğimiz kendini yetiştirmeyi başaran, yani cahillik düzeyini aşan bir nesli çökertmeye yönelik, en büyük atak sosyal medyadadır.
     
    Her yeni güne uyandığımızda sosyal medyanın ve bununla beraber diğer medya türlerinin toplum üzerinde etkisi hızla artmaktadır. İyi medya ve kötü medya olarak ikiye ayıracak olursak; gazete, dergi, televizyon gibi medya iletişim araçları aslında “iyi medya” olarak nitelendirebiliriz. Kısmen internette iyiye kullanıldığında bunun içerisine girer. Çünkü bizlere doğru bilgi ve çeşitli olanaklar sunar. Peki ya “kötü medya”?
     
    İşte asıl sorun yani paranoya evresi (toplumsal cinayetimiz) burada başlar. Kötü medyanın üzerimizdeki etkisinin azmettiricisi sosyal medyadır. Bizler her ne kadar hepimiz sağlıklı nesiller olmak ve gelecekte de sağlıklı nesiller görmek istesekte aslında bilfiil kendi boğazımıza kendimiz ip geçirmiş oluruz. Günümüzde neredeyse 7’den 70’e herkes bu sosyal medyanın esiri olmuş durumdadır. Aile içinde kopmalar bile meydana gelir çoğu zaman. İletişim neredeyse yok denecek kadar aza iner. Bunun sorumlusu aslında yine bizleriz. Merak duygumuz bizi bu esaret altına alan başlıca unsurlardan bir tanesidir. Teknoloji her gün gelişmekte ve bu gelişmeler medya üzerine aktarılmaktadır. Basit bir örnek verecek olursak ergenlik çağından tutunda yetişkinlik dönemine kadar kazanılan alışkanlık sosyal medya bağımlılığıdır. Sosyal medya bağımlısı bir birey gece uykularını bile heba edip kendi azlini, hürriyetini elinden almıştır. Sosyal medya yüzünden aileden uzaklaşma noktasına gelmiş hatta kendi benliğini unutma noktasına gelen bireyler bile vardır. Bizler sağlıklı kendi benliklerini, kişiliklerini oturtmuş, kişisel gelişimleri sağlam bireyler istesekte aslında yeni nesil sosyal medyanın çoktan esiri olmuştur.
    Peki sosyal medya bizi nasıl bağlar?
     
    Kötü medya olarak adlandırdığımız sosyal medya bizi gündelik hayattan alıkoyar. Bunun bağımlılık derecesini düşünecek olursak basit bir örnek verebiliriz; okul hayatında başarısız bir bireyi ele alalım. Belkide yarın hayatının dönüm noktası olacak bir sınava girecektir. Fakat sosyal medya ilizonundan kurtulamamış ve bu sınava hazırlanamamış neticesinde de kötü sonuçlar elde etmiştir. İşte işin temelinde yatan yani öğrenciyi başarısız hale getiren aslında bireyin tembelliği değil sosyal medyadır. Oysa ki birey öğrenmek ister bilmek ister. Merak duygusu ağır basar. Nasıl ki bizleri esir alan sosyal medyaya merak duygusuyla başladıysak hayata da merakla devam ederiz. Ancak o kadar sosyal medya esiri haline gelmişiz ki artık yaşam felsefesi olan merak duygusunu bile yitirmeye başlamışızdır içten içe. Fakat sosyal medyanın esiri haline gelmeyen ödev ve sorumluluklarını yerine getiren bir bireyin açamayacağı kapı, ulaşamayacağı bilgi yoktur.
     
    İyi medyadan biraz bahsetmek gerekirse; gazeteler, televizyon kanalları, dergiler, internet üzerinden ulaşılabilen evrensel bilgi kaynakları bireyin gelişimine açık medya iletişim araçlarıdır. Yani bunları kullanarak sosyal medyanın esiri haline gelmeyerek hayalini kurduğumuz sağlıklı neslin var olmasını sağlayabiliriz.
     
    Araştırmalara göre; Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya Dökümantasyon Merkezinin 1999 yılının Temmuz ayında yayınladığı araştırma verilerine göre ülkemizde 3500’den fazla yazılı medya ,1056 radyo istasyonu ve 280 televizyon kanalı faaliyet göstermektedir. Bu televizyon kanallarının 230 tanesi yerel bazda, 15 tanesi bölgesel çapta ve 35 tanesi de ulusal boyutta yayın gerçekleştirmektedir ve her geçen gün bu sayı artmaktadır. Sağlıklı nesiller oluşturmak istiyorsak işte bireyleri medyanın bu iyi yönlerine itmeli ve kişisel gelişimlerine açık olmasını sağlamalıyız.
     
    Sonuç olarak medya bireyler üzerinde etkisi en fazla olan devasa bir kurumdur. Birey olarak medyayı hem iyi takip etmeli hem de kötü yönlerinin farkına varıp medya cinayetine kendimizi kurban vermemeliyiz. Sürekli olarak medyanın iyi yönlerini haznemize artı, kötü yönlerini ise bilinçaltımıza iyi kazımalıyız ki hayalini kurduğumuz sağlıklı nesiller ortaya çıkabilsin. Bugün değilse de yarın bu sosyal medya tuzağı ile aramıza mesafe koymalı veya sosyal medyayı kendi lehimize çevirmeyi öğrenmeliyiz. İşte o zaman ipleri kendi elimizde tutar ve medya cinayetine kurban gitmeyerek sağlıklı nesiller yaratabiliriz.
     
    Toplam blog
    : 1
    : 41
    Kayıt tarihi
    : 19.05.16
     
     

    29 Nisan 1994 yılı dünyaya geldim. Lisemi Sözel Bilimler eğitimiyle tamamlayıp. Üniversite eğitim..

     
     
     
     
     

     
    Sadece bu yazarın bloglarında ara