- Kategori
- Tarım / Hayvancılık
Zeytinyağı iç pazarındaki sıkıntı
Bilindiği gibi yaşamak için gerekli olan temel besin maddelerinden biriside yağlardır. Bunlardan zeytinyağı ülkemizde bol miktarda üretilmekte ve bu üretim her yıl artmakta, maalesef üretime paralel tüketimin arttığı söylenememektedir. Bunda birçok sebep öne sürülsede benim bir zeytinyağı üreticisi olarak gözlemlediğim; bu konuda söz sahibi olduğunu düşünen kişilerin artı değer katacağım derken zeytinyağını bir gıda maddesi olmaktan çıkarıp neredeyse ilaç konumuna getirmeleridir.
Zeytinyağı bilindiği gibi binlerce yıldır dünyada bitkisinden elde edildiği şekilde hiçbir rafine işlemi uygulanmadan tüketilebilen tek bitkisel yağdır.
Ben Çanakkale-Ezine yöresinde küçük ölçekli zeytin yetiştiricisi ve zeytinyağı üreticisiyim. Silkim zeytininden kontüni sistem makinalarla çok kaliteli sızma diye isimlendirilen asitlik derecesi % 1' in altında yağ elde ediliyor. Dip zeytininden ise genellikle 3 asitin üzerinde yağ alınıyor.
Şu anda piyasada sızma diye isimlendirilen 1. kalite yağın satışı rafinelik yağın satışından daha zor. 4-5 asit yağın toptan satışı hem kolay hemde müşterisi çok. Piyasada bu sezon % 0,5 asit ve bunun altındaki yağın kilogram fiyatı 5,5 TL ile 5 TL.arasında satıldı. Belki şu anda fiyatlar daha da düşük olabilir.
Bu işin pazarlama tarafı. Bir de mutfak tarafı varki orası da ayrı bir anlaşılmaz durum. Zeytinyağlılar soğuk yenirmiş, zeytinyağlı ile yapılmış yemek ısıtılınca zararlı halemi geliyor? Veya başka bir deyişle diğer yağlarla yapılan yemekler ısıtılınca zeytinyağlı yemeğe göre daha sağlıklı mı oluyor? Ben tost yaparken bile zeytinyağı kullanıyorum.
Pazarda; erkenci, çökeltme, taş baskı, soğuk sıkma gibi bazı isimler altında çok yüksek fiyatlarla yağ satılıyor. Ülkemizde gazlı içecekler ambalajlarını 2,5 LT.nin üzerine çıkarmaya çalışırken zeytinyağı pazarlamacıları daha pahalı yağ satma uğruna ambalajlarını 200 grama kadar düşürdüler. Yakın zamanda markette 1 lt.si 30 TL.civarında satılan zeytinyağı gördüm. Merak ettim inceledim. Çökeltme diye yazmış; elde edilen yağ filitrelenmeden kendi halinde dinlendirilip satışa sunulmuştur diye açıklamış. Yeni çıkartılan yağ kara suyundan fabrikalarda ayrılsa da içinde bir miktar tortu kalır. Bu tortu oda sıcaklığında yaklaşık bir ay gibi bir sürede kendi halinde dibe çöker ve üzerinde tamiz yağ birikir. Küçük üretici de yağını bu şekilde dinlendiriyor. Yağın içinde posa diye isimlendirilen tortu miktarı ne ise, her iki türlü ayırmada da o kadar posa ayrılır ve satışta posa miktarı kadar yağdan kayıp olur. (Ortalama % 3 olup % 5'i geçmez.)
Her sene üretimin arttığı ülkemizde 200 gr.lık ambalajlarla satış yapılarak zeytinyağı tüketimi arttırılabilir mi, ülkemiz insanına zeytinyağı alışkanlığı kazandırılabilir mi?
İnsanların çok fazla kafası karıştırılmadan, zeytinyağının insan sağlığı için en uygun yağlardan biri ve sadece temel gıda maddesi algısı içinde satılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum.