Tam isabet

Kim olursa olsun, sesini çıkarmadan duramazdı, konuşmasının engellenmesi için yapılan el hareketlerine ve diğerlerine müsaade etmezdi.
Hele ki muhatap Türkiye Cumhuriyeti başbakanı ise.
Kim olursa olsun, ne olursa olsun...
Herkes üç aşağı beş yukarı benzer tepkiyi gösterirdi.

Kimi gazeteler bu olayı sayfalarına soğukkanlılıkla taşıdı.
Kimileri de yere göğe sığdıramadı.
Neden?
Binbir türlü sebebi olabilir.
Görev icabı mı desek, ne desek(?)...

Erdoğan, sinirlenip, bundan sonra Davos toplantılarına katılmayacağını açıkladı ve salondan ayrıldı.
Diplomatik açıdan doğru mu, yanlış mı?
Doğruluğu veya yanlışlığından öte sonuçları ne olur?

'Türk-İsrail gerginliği olur mu', 'bu konuda risk mi aldık', 'olursa nasıl olur', şimdiden kim ne derse 'yalan' olur.
Zamanla belirginleşecek diyelim bekleyelim.
Hiçbir zaman üstümüzden atmadığımız, belki de atamadığımız bu kavgacı tavrımız yüzünden şimdi de, arabuluculuğumuz zedelendi.
Hatta bitti.
Ne yazık.
Ne yazık ki...

Madalyonun öteki yüzüne baktığımızda iç siyasette Erdoğan açısından tek bir artı göze çarpıyor.
O da, 29 Mart seçimleri öncesinde bu hareketin partisine 'emanet' oy getireceğidir.
Bu açıdan bu olay, 'tam isabet' olmuştur.
Hepsi bu...