Davos müjdesi

Kimse Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk kez ''olduğu gibi'' davrandığını düşünmedi sanırım. Tamamen planlanmış bir tavırdı Başbakan'ın Davos'taki çıkışı. Yaklaşan yerel seçimler için, uzun zamandır etkin sürdürülen muhalif tavrın bir kaç dakika içinde bertaraf edildiğini gördük apaçık. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ve ''AKP'' vizyonunun gerçek tavrını, Batı ve onun kültürel, etik, ahlaki, medeni ve bütün hallerinin reddedilişinin bir başlagıcı da oldu üstelik. Hiçte öyle düşünüldüğü üzere bildik bir Recep Tayyip Erdoğan profilidir, ülke içinde alışık olduğumuz tavrı bu kez bütün dünyanın gözü önünde hoyratça sergiledi demek ahmakça bir değerlendirmeden başka birşey değil.

Gönül isterdi ki! Cumhuriyet tarihimiz boyunca hiç hakketmediğimiz ''en azından batı medeniyetleri'' tarafından haketmediğimiz aşağılamaları, bütün siyasi iktidarlar, olması gereken her onurlu Ulus Devlet gibi, sergileyebilselerdi bu tavrı. Keşke sayın Erdoğan yıllardır ölen ve öldürülen insanlar için kalkıp gitseydi o masadan!... bir ölçüde duygusal bir tavırdı da sergilediği, ama gerçek sebebinin ne olduğunu anlamak için fazla düşünmenin bir manası yok. Çok etkili bir siyasi tavır sergilemiştir Erdoğan. İlk kez kendi gibi davradığının ve yaşadığımız toplumun her kesiminin ''ihtiyaçlarının'' bilincindedir. Şimdilerde bu durumla ilgili yazı yazan ''çakma'' orta sınıf, fakat üst düzey yaşayan aydınların ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamıştır. Bu bakımdan ''siyaset adamı adabı, öfke kontrolü, yine tüm iyi niyet puanımız kırıldı, şimdi kim bize para verecek!?'' diye sızlanmalarının hiçbir önemi yoktur. Tek kaygılarının artık ''seçkin'' gruplarda Petrus şarabı içebilmeleri ihtimalinin azaldığını söylemek mümkün.

Şunu da belirtmek gerek elbette! bu ülkede fazlasıyla onurlu tavırlar sergileyenler olmuştur, oluyor ve olacaktır da. Sayın Erdoğan'ın tavrı çok önemlidir, fazlasıyla gerekli ve son derece de onurlu bir duruştur, ama bunu
değerlendirirken günümüz koşullarını ve gerçek anlamda bambaşka bir Türkiye için tüm batı dünyasına net bir mesaj olduğunun altını önemle çizmek gerekir. Çok açık bir şekilde entrikanın, kafa karıştırmanın, anlamsız ve tamamen hukuk dışı uygulamaların, susurlukların, ergenekonların yavaş yavaş sonuna gelindiğinin çok açık kanıtıdır Davos resti!... Bütün ülke ''yararına'' yapılan haksızlıklar, ülkeyi felakete sürükleyecek örgütler çökertilemedi bu ülkede yıllarca, biri diğerini doğurdu, belki de hiç yoktular!, hiç bir ahlaksızlık aydınlanamadı bu ülkede ve artık sonuna gelindi. Yepyeni bir ülke için hazırlayalım kendimizi. Beceremedik iyi bir toplum olabilmeyi. Yıllarca konuştuk durduk, insan hakları, demokrasi, eşitlik. Meğer sadece kendimiz için istemişiz iyi yaşayabilmeyi, öteki yoksul, yoksun olabildiğinde anlam kazanmış hayatımızda!, ona bakınca anlamışız kendimizde ki zenginliği!... Yaşamın ''bir ağaç gibi özgür, bir orman gibi kardeşçesine'' olabileceğini anlayamamışız.

Şimdi yapılacak tek şey! Sindirin kutsal ekmeği olsun bitsin.