Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sıradan biriyim...

Sıradan biriyim...
 

Öyleyim. Sıradanım, yok ışıltılı meziyetlerim.

Çalışan bir kadınım. Sabah erkenden işe gidiyorum, geç çıkarsam da kocam beni alıyor. Trafikte saatlerce kalmak hiç hoşuma gitmiyor.

''Evde otursam ne güzel olur, evde yapılacak bir iş ayarlamalıyım kendime'' diye düşünüyorum bazen.

İşten koşa koşa eve geliyorum, yemeği yetiştirmek için. Sevmiyorum çorbanın hazırını. İlla mercimeği kendi elimle süzmem lazım. Eşim ve çocuğuma kapıyı açtığımda mis gibi yemek koksun istiyorum ortalık.

Mutlu oluyorum sofrayı kendi ellerimle kurunca.

Sıradan biriyim yani.

Mutfağımda çeşit çeşit alet edevat yok. Mutfak dolaplarım ve tezgahım fabrika mutfağı gibi değil. Bildiğiniz fayans, dolaplarımda da dantel serili. Mikrodalga fırınım bile yok, on dakikada pişen şeye yemek mi denirmiş?

Ağır ağır kaynamalı tencere, aşkla sevgiyle.

Eski kafalı ve sıradanım öfff!

Temizliğe kadın gelse de ütüyü kendim yapmayı seviyorum. Eşimin gömleklerini ellerimle ütülemeyi ve kokusunu içime çekmeyi de.

Banka kartlarım kocamda; ihtiyacım oldukça ondan para isterim. Kredi kartım da kendi adıma değil, kocamdan ek kart çıkarmasını istedim. Evde iki ayrı cüzdan olsun istemiyorum.

Maaşım var diye tafra yapmayacak kadar antifeminist ve sıradan biriyim ne yapayım.

Kocamla kavga etmeyiz denilebilir, işyerinde canı sıkkın homur homur gelmişse eve, beklerim biraz sakinleşsin sonra da başını göğsüme yaslarım koltukta, saçlarını okşarım, ensesine minik öpücükler kondururum.Ters bir laf söylerse, o lafın ucuna üç beş kelime ekleştirip ben de söylemem.

Haddini bildirmeyecek kadar sıradanım...

Maalesefff!

Evde bozuk dolap kapağını onaramayacak kadar beceriksiz ve sıradanım.

Ampul bile değiştiremem. Kocam yapar bu işleri.

Kordon'da gezmeye gideceksem eşim de yanımda olsun isterim. Gece vakti hele katiyyen yalnız başıma gitmem oralara, kadın başıma korkarım. Askılı bluzle çıkamam sokağa, üzerime birşey alırım mutlaka, utanıyorum işte ne bileyim.

Barda oturamam da kızlarla, o kadar gerikafalı ve sıradanım.

Bilgisayardan anlamam fazla, insanın kapı komşusunu bile tanımazken dünyanın bir ucundan arkadaşlar edinmesine de aklım ermez.

Facebook ve MSN nedir bilmem.

Böylesine antiteknolojik ve sıradanım yani.

Arkadaşıma oturmaya giderken çabucak bir kek yapar alırım yanıma, mis gibi tarçın ve elma kokar. Misafiri de çok severim. Webden çay kahve ikram etmeyi bilmem, illa ki kendi ellerimle demleyeceğim, sıradanlık işte ne yapayım.

Bayramda seyranda özel günlerde yakınlarıma hediye alırım, mail ile gül yollamayı bilmiyorum ki.

Çocuğumu dershaneye anaokulundan itibaren de göndermedim. Sayı saymayı kızım seksek oynarken oğlum miskette topladığı ganimeti sayarken öğrendi.Okuldan gelince hemen dersin başına da oturtmadım. Haftasonu sabahın köründe okul kursuna da yollamadım, yatakta olmanın keyfini çıkarsınlar diye.

Hatta sabah sabah yanıma aldım, öptüm, kokladım, mıncıkladım, gıdıkladım bir de.

Doya doya oynadılar, sıcacık sobanın yanında uzanıp çizgi filmini seyrettiler.

Hasta olunca sıcak sıcak çorba yaptım. Babalarına naz yaptılar ateşten kızarmış halde.

Onlara bakıp gülümsedim :)

Düz duvara tırmanan oğlumu psikologlara götürüp hiperaktif tanısı koydurmadım, ilaçlar yutturmadım; bol bol parka ve pikniğe götürdüm, ağaç tepelerine tırmansın diye.

Dedim ya sıradan biriyim ben.

Kimsenin erkeğine göz dikmedim.

Kocamdan başkası aklımdan bile geçmedi.

Onu sevdim sadece.

Ondan başkasıyla da çıkmamıştım zaten.

Sıradanlık işte.

Dedikodu yapmayı da sevmem, arkadaşlarımın kuyusunu da kazmam.

İşimle, eşimle, ailemle meşgulüm.

Ne kadar sıradanım...

Ayyyy...

Yazık bana.

Vallahi :)

 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..