Parmaklarımı oynatabiliyorum… Gözlerimde, beynimin coşkusuyla gelen, bayramyeri, oyuncak bahçesi gibi, sanki bezden yapılmış topla oynar gibi, salıncakta sallanırken, yukarıdan aşağıya düşüp,..
Geceye boş vermeli… Kaybetmek üzereyim kendimi, gözlerimin kapakları pense ile aşağıya doğru çekiliyor sanki. Gözlerim yarı açık, bir bulanıklık, bir şeyler sarkıyor, beyaz boyalı bir metale yapışı..
Yol ve yolculuk, belki de bitmeyen çile… Neyi değiştiriyor, kurtuluyor musun anılardan? Kaçış bu, kaçışın ta kendisi, Nereye kadar kaçış, belki bir arayış, o da neyi bulana kadar? ..
Bugün cumartesi, birkaç yıldır sevmem Cumartesileri. Hep sevinçleri, coşkuları taşırken, şimdi hüzün yüklü. Ne oldu bana, neden bu pürtelaş hüzün bedenimde? Daha fazla girdapta dolanmaya gerek yok...
Hayat mı hırçındı yoksa yazı mı? ..