Senden bana ılık kelimeler akardı ve soluğunu yol yapmış bir çift turna. Uzaklaşırken yakınlaşan buselik makamı ve hep azalan bir bahar. Senden bana rüyalarımı saran resimler akardı. İçinden geçtiğimi..
Uyuyordun. Uzun süre seni seyrettim. Hayallerinle oluşturduğun sonsuzluk bahçesinde gezinen hayatın küçük çocuğuydun, rüyadaydın; kendimi bulut bulut dağılan bir yerinde aradım düşlerinin, gözlerind..
Dışarıda kar vardı.Büyülü beyaz noktacıklar küçümen esintilerle cama dokunup yok oluyorlardı. İşte tam bu ara olmalı; benden daha yaşlı kanepenin dayanılmaz çağrısı ile içimin geçmesi, Daniel Qui..
Yılgınlık diyelim, hani şafak gürültüleriyle sökün ettiğinde başucunuza yalnızlığınızla uyanmak istemezsiniz, öylesine sevmek gerekir bir erkeği, yılgınlık anında bile usanmadan, hayata burun kıvı..
Yağmur yağdığında örneğin, ıslanır gibi;güneş açtığında yanarcasına. Ne gecenin ne de geceye yapışmış yıldızların gizemi bozulmalı bir kadını severken. Öylesine kolayca fışkırmalı ki ..
Ufak bir gezi gibidir zaman artık. Okumaya başladığınız andan itibaren günler yalpalayarak dökülür gider parmaklarımızın arasından. Geçmişi eleştirirsiniz. Gelecek biter. Ancak, kalanlara..
Bir lavdı ilkin, aşkı yazacağım dedim ya, hani Ertuğrul Özkok’lu bir yazı gibi, titrek, gevrek okudukça okunası; ister sev ister sevme işte yine gece yarısıSonra ılıdı birden. Pamuk gibi yumuş..
Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..