Şimdilerde sıklıkla uğruyorum geçmişe. Belli ki yaşlanıyorum! Doksanlı yıllardı. Ayda iki kez filan Kahire’ye gidiyordum. İşlerimiz o denli iyiydi. Esmerdim, Arapça konuşuyordum ve büyük bü..
Hafta sonu -kırk yıllık dostlarımız- Edwin ve eşi Callie Antalya’da misafirimizdi. Yılların neden bu kadar çabuk geçtiğine cevap bulamazken duygu-yoğun anlar da yaşadık. Seksenli yılların b..
Yıl 1999. Elli altmış kişilik küçük bir Türk şirketinde çalışıyordum. Her zamanki zor günlerden biriydi. Günde 5 saat uykuyla yetinebilen ben o güne de oldukça erken başlamıştım. Sabahın altısında ..
Şükretmeye doyamıyorum! Şu yaşıma kadar sıradan geçen tek bir günüm dahi olmadı. En güzel çocukluk benim, en sıra dışı gençlik benim, en yorucu olgunluk benim diyerek geldim üçüncü çey..
Ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken uçsuz bucaksız Kaf Dağı'nın ardındaki Pendik'te unutulmaz yazlar yaşanırmış. Artık ne zorumuz varsa, hani benden başka dört deli dah..
Mustafa oğlumu hatırladınız mı? http://blog.milliyet.com.tr/Sevgiyle_dindirmek_acilari__/Blog/?BlogNo=169399 İçim içime sığmıyordu! Nasıl da fırsat bulup gidememiştim! Nasıl olmuşt..
Düşünüyorum da tüm tahsil hayatımı, iş hayatımı, sosyal hayatımı benimle geçirmişler. Kim bilir kaç bin defa çevirmişimdir sayfalarını. Yarım asır sonra bile benden daha bilgililer! Bazen..
Domuz Gribi'yle yatıp kalktığımız, devamlı ateşimizi, aksırığımızı, öksürüğümüzü kontrol ettiğimiz; çevremizdeki hapşıranlardan, öksürenlerden vebalı gibi kaçtığımız; aktarlardaki zencefil, yaban m..
Şans oyunlarıyla oldum olası aram iyi olmamıştır. İskambil, Tavla, Okey bilmem. Sevmem de! Ama satrancı severim. Briç de öğrenmek isterdim. Şu "Kollu Canavar" denilen kumar makinelerini de bir kez ..
Şimdi oğlumda da görüyorum! “Gençtir, ne yapsa yeridir.” ya da “Ee, delikanlı tabii.” gibi tanımlara uygun uç hareketlerim hiç olmamıştı gençliğimde. Hep sakin, çok düşünüp-az konuşan, et..
Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..