İstanbul’da yaşasalar işleri daha da büyüyebilirdi de İzmir gibisi yoktu, hele ki cuma akşamından Çeşme’ye kaçmanın heyecanını bırakıp da Kumburgaz trafiğiyle cebelleşmek hiç akıl kârı değildi. Yin..
“Saçmalama Allah aşkına Orçun, çocuk musun sen?” “Demek çocuk muyum ben! Sen olan bitenin farkında değilsin galiba! Son bir senedir senin hayatını yaşıyorum ben. Ne arkadaşım kaldı, ne de i..
Öyle masum bir güzelliği vardı ki ona attığı kaçamak bakışların bir gün yakalanacağından emindi. Upuzundu sarı saçları. Yüzünün duruluğuna ışık saçıyordu masmavi gözleri. Güzelliğinin farkı..
“Anne, önümüzdeki hafta Grasse’ta bir konferansa katılacağım. Sen de gelsene; Fransa'yı koklarsın, değişiklik olur.” Neredeyse yarım asırdır Warnemünde’de yaşıyorlardı. Ülkenin en güneyinde..
“Bir evin bir oğlu ne demek anne?” dediğinde ilkokul ikinci sınıfa gidiyordu. Önce öğretmenine sormayı düşünmüştü; ama sonra vazgeçmişti. O, annesinin oğluydu ve en doğrusunu annesi bilirdi. “Bizim..
Cama tutunmaya çalışan damlaların arasından otoparktaki arabalara, koşuşturan insanlara baktı. Nefesiyle buğulanan camı elinin tersiyle sildi. Neden orada olduğunun cevabını bilen tek kişiye doğru ..
Kış gelmeden kırık camı değiştirmeliydi. O da çocuk olmuştu; ama hiç cam kırmamıştı. Emindi, şimdiki çocukları şiddete iten bilgisayar oyunlarıydı. Mahalledeki PileySiteyşıncıyla kaç kez konuşmuştu..
“Çok üzüldüm Kağan! Nasıl bu hale geldiniz abi ya. Daha geçen ay İrem’in doğum günü partisinde gülüyordu yüzleriniz.” “Gülüyordu yüzlerimiz!! Saf mısın oğlum sen? Karınla gül bahç..
“Hayatını özerk bölgelere ayır desem, ben nerede yer alırım çok merak ediyorum. Gözümü seninle açtım, seninle büyüdüm; bildiğim hemen her şeyi sen öğrettin de şimdi gördüklerime inanamıyorum. Sanki..
“Öyle güzeldi ki. Bir süre dükkanın önünde gidip geldi, vitrini inceledi. Sonra da ürkek adımlarla içeri girdi. Boyu dizlerinin hemen altında çiçekli bir elbise giymişti. Sapsarı saçları omuzlarına..
Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..