Küçük bir köyde dünyaya gelmişti. Ailesinin üçüncü kızı olarak doğduğunda babası adeta yok saymıştı onu… Öyle bir yok sayıştı ki, ismini bile koymamıştı. Nice bir zaman sonra annesi kendisi..
Yaşlı kadın nefes nefese kalmıştı, bir an devrileceğini zannetti. Usulca merdivenin demir korkuluklarına tutunduktan sonra yavaş yavaş basamağa çömeldi. Eşini kaybettikten sonra yalnız başı..
Sabah uyanmıştı, annesi işe gitmişti kendinden birkaç yaş büyük abisi de çıkmıştı. Babası geçici işlerde çalıştığı için şehir dışındaydı… Yatağın içinde oturdu, gözlerini ovalıyordu ve belki..
Sapsarı saçlara, mavi gözlere Esir olmuştu ilk gördüğünde… O gözlerden kalbe akan sevgiyle Ölümüne sevmişti… … Delicesine… Ve… ..
Sedat fakir bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Doğuştan gelen bir hastalıktan dolayı zihinsel özürlüydü. Gel, git, ver, al gibi kısa kelimelerin dışında kelimeler kullanamamakt..
Deniz masmavi gözleri, sapsarı saçları ile ele avuca sığmaz afacan mı afacan bir çocuktu. Annesi adını ona gözlerinin renginden dolayı vermişti. Oysa Deniz hayatında ne gözlerinin rengini ne de adını..
4 kasım 1996 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Bu sene ilköğretimden mezun oldum. Okul hayatımd..