Betonun daha işgal edemediği, herkesin küçükte olsa bir bahçesinin, bahçesinde bir iki meyve ağacının olduğu, aralarda bulunan boş arsalarda hala çocukların top oynayabildiği, kızların ip atladığı ..
''Hadi ama! Neden bu kadar isteksizsin?'' Bu soru cümlesi bana kaçıncı defa yöneltilmişti hatırlamıyordum. Soru hep aynıydı fakat soranlar belli aralıklarla değişiyordu. Daha fazla dayanama..
İnsanın sınırsız hayal gücünün ürünü olan bir demir köprü üstüydü beni gördüğün yer. Gecenin koyu karanlığına saklanıp, gözlerimden süzülüp yere düşen gözyaşımın çığlıklarıydı belki de beni..
''Sadece bir bıçak, bir tabanca mı yaralar sanıyorsun insanı, Kâğıt kesiği yaralar açıyorsun gönüllerde, sanma acımaz.'' Son kitabım yayınlandıktan sonra aldığım sayısız e-postadan ..
Uyandığımda daha önce hiç görmediğim bitkiler ve ağaçlarla kaplı bir ormandaydım. Nerede olduğumu anlamlandırmaya çalışırken arkamdan gelen sesle irkildim: ‘’Ne arıyorsun burada?’’ ..
''Buyurun efendim ne alırdınız?'' ''Arkadaşım gelecek, o gelince söyleyelim. Sen bana şimdilik demli bir çay ver.'' Ne ayrılıklar yaşandı bu topraklarda, ne kavuşamamalar, ne acılar..
Televizyonu açma nedeni odaya çöken sessizlik sisini dağıtmaktan başka bir şey değildi. Kumandayı belki de haftalardır oturmadığı koltuğun üzerine fırlatıp yatak odasına geçti. Sigara, alko..
Güneş henüz batmış, ufukta beliren kızıl perde üzerine caminin kubbesi ve iki minaresinin silueti düşmüştü. Bu görüntüyü fotoğraf makinesinin filmi içerisine hapsedip sonsuza dek mahkûm etmek istey..
''Buyur kızım kime bakmıştın?'' ''Şey… Hilmi Bey’i arıyorum. Burada bulabileceğimi söylediler.'' ''Hangi Hilmi? Buraya birçok Hilmi gelir.'' ''Lavta üstadı Hilmi Bey.'' ..
Soğuk, güneşsiz, sessiz bir Pazar sabahı… Titreyen elleriyle gözlerini ovuşturdu. Çapaklı kirpiklerinin direnişini yendi ve ışığın retinasına ulaşmasını sağladı. İhtiyar dünyaya gelişinin 2..
Kalın Sağlıcakla... ..