Ah be hayat mızıkçılık yapma. Hep ben yumuyorum. Sen saklanıyorsun. Önüm, arkam, sağım, solum sobe. Gözümü açıyorum. Bir varsın. Bir yoksun. Balkon demirlerinin arasından bakıyorum şimdi sana. Es..
Düşünüyorum da şimdi, pek çok çocuktan daha şanslı geçmiş çocukluğum. Almanya dönüşü sınır kapısında ülkeme giriş vizesi için kaptırılan Ayşe’mi (boyumun 3 katı olan oyuncak ayım) düşündüğümde içim cı..
Henüz gelmedin. Ne yol biliyorsun ne de iz. Ajandanda işaretli tarihler arasında yerim, telefon rehberinde önceliğim yok hala. Zamanım ve kimliğim belirsiz. Sen kendi yaşam öykünde s..
Evet evet yanlış okumadınız, pişmanım. Eymir’de bulunanların aksine, ben orada bulunmaktan dolayı pişmanım. Neden mi? Neden o kadar çok ki, hangisini anlatsam bilemiyorum. İyisi mi ben en başından baş..
Hayat ikinci el elbiseler satan dükkanların tezgahına düşmüş sanki. Defolu. Hayat üzerimde eğreti duran bir elbise. O mu benim üzerimden dökülüyor. Yoksa ben mi sığamamışım içine bilmiyorum. İğne ipli..
Susuyorsun. Bu seferki ne bir meziyet ne de erdem. Dile dökülmesi gereken o kadar çok kelime var ki şimdi, şu anda. Aklındaki ve yüreğindeki iyiye, güzele dair tüm sözcükler hırpalanmış ama olsun. Yar..
129K’nın hayatıma girmesi bundan 7 ay öncesine dayanmakta. Gerçi varlığından haberdardım zaten, ama kendisiyle haftanın 6 günü, özellikle sabah saatlerine yönelik yolcu-otobüs ilişkimiz tam olarak eyl..
Ne kadar çok seviyoruz hemen her konuda ahkam kesmeyi. Ne çabuk “uzman” kesiliverip, kendi “uzman” görüşümüzle iki satır yazıdan kimin nasıl bir insan olduğunu tahlil edebiliyoruz bir çırpıda. Ve bunu..
Teknolojiyle pek fazla haşır neşir değilimdir. Kendisinden tabiki hoşlanırım ama aramızda tutku dolu vazgeçilmez bir bağ yok ve asla da olmadı. Gündelik yaşama dair -olmazsa olmaz- araç ve ger..
30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..