bugün günlerden; adları şehit, kaderleri ortak, hayatları yarım, geride kalanları noksan, şimdi konuşulup yarın unutulacak olan bir..
Kara, kuru bir yılan gibi sinsice kıvrılarak gelip de çöreklendi aramıza kaç zamandır, farkındayım. Soğuk, kaygan ve çatal dilli. Konuşursan sokacak. Konuştuğun an, taşıdığı tüm zehir, sesinden ses..
Başa sardım zamanı. Aylar öncesine. Geçtim başlangıç çizgisine ve sonra üzerinden tek bir adımla atlayıp da kendi kendine konuşulup tüketilmiş kelimelerle dolu 3 koca ayın, yeniden şimdiki zamana vard..
Gözlerin oluyorum önce. Tozun toprağın içinde gözlerine çarpıyor hayali. Buruşmuş bir fotoğraf karesinden çekip alıyorsun sevdiğini. Alıp yanıbaşına koyuyorsun sessizce. Bekle diyorsun sevgili yüreğin..
Boşa kürek çekmek gibi. Uyandığında çoktan bitmiş olduğunu bildiğin bir rüyaya kaldığın yerden devam edebilmek için, gözlerini sımsıkı kapayıp da yeniden uyumaya çalışmak gibi. Geç kaldığını, zamanın ..
Düşler üzerine konuşurken bugün bir dostla, gördüğümüz, kimini hatırlayıp kimini hatırla/ya/madığımız rüyalar üzerine, iki gündür rüya görmediğimi fark ettim. Hastalığın etkisiyle erkenden ve kendimi ..
anlayamadığım her bir cümlenin, kaçırdığım her bir sahnenin, duyamadığım her bir sözün, sorumlususun. ve bana; okuyamadığım kitaplar, seyredemediğim filmler, ..
Yüklendiğim kelimeler hep başka bir dilin habercisi bugün. Neye atsam elimi tutmuyor, ne anlatmaya çalışsam, aşk kesiyor sözümü. Hangi cümleyi kursam öznesi hep sen. Hangi yaşamda soluklansam imkanı y..
Ben büyük ve güzel miyim gerçekten, diye düşünüyorum. Büyüklük ve güzellik yüreklerde değil midir aslında? Paylaşılınca daha da büyünüp güzelleşilmez mi? Eş, dost, sevgili, baş dayanacak bir omuz, yaş..
Bir fotoğrafa kaç şey sığdırılabilir? Kaç mekan, kaç zaman, kaç imkan? Kaç yürek vardır bir fotoğrafta, kaç akıl, kaç insan? Kaç söz taşır içinde sana söylensin diye beklediğin, kaç gülüş taşır üzerin..
30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..