Bülent Ortaçgil'in "Olmalı mı olmamalı mı"sının iki dörtlüğünü çok severim: Olmalı mı olmamalı mı Yoksa hiç değişmemeli mi Ama ben değişmezsem, Ben olamam ki
İnsanevlâdının kaplumbağalara göre çok çok kısa, kelebeklere göre çok çok uzun hayatında çeşitli evreler var. Bu evrelerin başlangıçlarını, birden çok yolun kesiştiği kavşaklara benzetebiliriz.
Aşağıdaki, Konfiçyus'a ait "bilginin paylaşımı"nın kısa öyküsünü çok severim.. "Benim bir elmam var, senin de bir elman var, ben bir elmamı sana verdim, sen bir elmanı bana verdin, senin de..
Elektronik medya ile selüloz medya arasında gizil bir yarış var.. Birincisi ikincisinin devamı imiş gibi görünse de; bu yarış eski alışkanlıklar yok olana kadar sürecek sanırım. Gerçi e-medya, şim..
Bu haftaki blogum için nette sörf yaparken konuyla ilgili; internet ölçeğinde pek de yeni sayılmayacak ama bazı teknik terimleri çıkarttığımda oldukça sevimli ve doyurucu bir yazıya rastladım.*..
Geçen hafta sözünü ettiğim sunum metninde, hata yargımızın dayandığı bilgi, nasıl bir bilgi? diye soruyor ve örneklerle anlatıyor. Benim şimdi üzerinde duracağım konu; daha çok bilgi'nin oluşturulu..
Önceki bloğumun sonlarına doğru şunları yazmıştım: Erkin Baba, Ankara Rüzgârı'nda: "… E bu mendili icâd edeni … " derdi. Onun gibi benim de bazen "E bu yazıyı icâd edeni… ..
TDK, genelleme üzerine şunları yazıyor: 1. Genellemek işi, 2. Zihnin genel düşünceler yapması işlemi veya özelden genele geçiş, tamim, 3. Bir işlemin sonucu olan genel kavram, yargı, bilim yasası v..
Hani, "müzik, ruhun gıdasıdır," diye beylik bir söz vardır ya… Doğrudur o. Dinleyen için. Söyleyenler (çalan ve/veya icra edenler, profesyonel olarak müzikle uğraşanlar) için durum biraz daha farkl..
"Kendini İfade Etmenin 10(ar) Yolu" başlıklı yazımdan sonra yıllarca birlikte çalışmaktan büyüüük keyif aldığım can arkadaşım, düşünce ve duygudaşımdan bir mesaj aldım: "Babür'üm yazını okudum. Çok..