Yakınlarınla tanıştır beni... Hepsine sevimli ve akıllı bir adammış gibi görünmeye çalışayım, onlar bana ne iş yaptığımı sorsunlar ‘müzik adamıyım’ diyeyim sen masanın altından ayağımı tekmele v..
Bi süredir yoktum. Kafamın içinde satırlar, hatta zaman zaman paragraflar dolaşmaya başladı bu aralar. Birikti galiba hikayelerim. ‘ben en iyisi Milliyet Blog’a geri döneyim’ dedim ..
Ya onun ya da benim evimden gelmişti, artık hatırlamıyorum ama galiba büyük geldiği için taşımaktan, katlamaktan bıkıp kesmiştik bu battaniyeyi Tuncay'la. Üç tane daha kullanışlı yavru battaniy..
1) ‘ülen allahsızlar... kitapsızlar... imansızlar...’ Altında bakkal Yaşar’ın dükkanının olduğu apartmanın 4. katından geliyordu bu gürültüler. Kaç yıldır böyleydi bu adamcağız. Beyni..
Dağıtılan tonlarca bedava kömürün üstüne bir de rüzgarın tembelliği eklenince olan pis hava limanın üzerine çökmüştü yine. Bu kasvete bir de insanların meymenetsiği, açlıkları, güvensizlikleri..
Tuncay: Hazır mısın sayın yönetmenim, hazır olunca haber ver. Okan: Hazırım da abi bu alet biraz karışıkmış sanki. Hangi düğmeye basıyorduk, yeşil olana mı? Tuncay: Şekilcan hiç mi kent m..
Öğlenin sonrası Akşamın öncesi Yaş otuz Yüzümde kaç günlük sakal Boğazımda sigara acısı Ağzımda uçuk Ellerim gitardan bıçık Karaciğerde leke Akciğerde su ..
Tuncay: Yahu bir kere olsun şu balık tutma hadisesinden elimiz boş dönmesek be abi. Yaptığımız onca masrafa yazık oluyor. Okan: Bozma moralini. Bu sefer o kadar da zararlı sayılmayız serpeler ye..
Okan: ... Oğlum işte ‘mini mini bir kuş donmuştu’ vardı ya, neydi o parçanın akorları? majör bir eserdi herhalde. Tuncay: Ne bileyim abi ben. Yahu İsmet amca ben sana ne diyeyim, bıraktı gitti ..
Adam: Hanım sabahtan beri hala bitiremedin değil mi şu bavul hazırlama olimpiyatını. Bütün gardırobu o bavula sığdıracaksın anlaşılan. Şunlara bak, dört çift terlik, bilmem kaç çeşit sabahlık, kozm..