Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

AB kapısında 50. yıl

Türkiye’nin AB’ye üyelik başvurusunda bulunduğu Temmuz 1959’dan bugüne tam 50 yıl geçmiş. Bu süre içersinde AB’ye tam üyelik yolunda çok önemli mesafeler katedilirken bazı zamanlarda ilişkiler durdurulmuştur. Diğer tüm gelişmeler bu iki marjinal süreç arasında gelip geçse de AB yolundaki en önemli gelişmeler son 10 - 15 yıl içersinde yaşanmış ve Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği kabul edilmese de AB standartları yakalanmaya çalışılmıştır.

Son 10 – 15 yıllık süre içersinde en olumsuz tablo Gümrük Birliği ve Lüksemburg Zirvesi olarak değerlendirilebilir.

Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’nin dış ticaret hacminin yaklaşık olarak % 60’lık bir kısmını oluşturmaktadır. Dış ticaretten elde edilen gümrük vergilerini sıfırlamak ve Türkiye’nin dış ticaret politikasına yön vermek amacıyla 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Antlaşması ile Türkiye zarar etmiştir. 1997 yılında yapılan Lüksemburg Zirvesinde geleceğin Avrupa’sında Türkiye’nin yerinin olmadığının ifade edilmesiyle de olumsuzluklar ayyuka çıkmıştır.

Gümrük Birliği değerlendirme açısından olumsuz görünmesine rağmen birçok kişi Gümrük Birliği’nin Türkiye açısından olumlu olduğunu düşünmektedir. Gümrük Birliği AB’ye tam üyelik yolunda 1973 yılında imzalanan katma protokülün bir parçası olarak değerlendirmektedir.

Son 10 – 15 yıllık süre içersinde yaşanan olumlu gelişmeler Helsinki Zirvesi ve 2004 yılında Brüksel’deki AB Komisyon kararlarıdır. 1999 yılında yapılan Helsinki Zirvesi ile Türkiye AB’ye aday ülke olarak kabul edilmiştir. Brüksel’de 2005 yılında yapılan AB Konseyi zirvesinde ise Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

Türkiye AB’ye Yunanistan ile aynı yıl, 1959 yılında, başvuruda bulunduğunda AB adı henüz Avrupa Ekonomik Topluluğu olan 6 üyeli bir ekonomik işbirliği topluluğuydu. Yunanistan bu topluluğa girebilmek için 22 sene uğraş vermiş ve sonuçta Avrupa Topluluğu’na girebilmiştir. Türkiye geçen 50 yılda bugün üye sayısı 27 olan Birliğe girebilmek için çaba göstermiş olsa da bugün Hırvatistan ile birlikte aday ülke konumundadır.

50 yıl gibi uzun bir süre AB açısından bizi karamsarlığa düşürse de, AB standartlarına erişebilmek adına Türk siyasetinin göstermiş olduğu kararlı adımlar son 10 yıllık bir süreye yayılmıştır. Bu perpesktiften bakıldığında Türkiye’nin AB üyeliği için uygulamaya koyduğu özgürlük, insan hakları, yargı reformu vb yapılan reformların önemi tartışmaya açık olsa da yadsınamaz.

Ancak AB’nin Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip etmesi ve yıllardır “Avrupa Konseyi, Türkiye'nin geniş kapsamlı reform sürecinde kaydettiği kararlı ilerlemeyi memnuniyetle karşıladı” gibi söylemlere yer vermesi de bizi endişelendirmektedir. Türkiye’nin AB’ye Evet oylamasında oranın % 72’den 50’ye düşmesi 50. yılın yorgunluğudur.

İlhan ÇİFTÇİ

20 Temmuz 2009

 
Toplam blog
: 11
: 1343
Kayıt tarihi
: 17.06.09
 
 

İstanbul Üni. İngilizce İktisat Bölümünden mezunum. İstanbul Üni. Para, Sermaye Piyasaları ve Finans..