Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '07

 
Kategori
Siyaset
 

AB

Şimdi, şu AB konusunda bir kaç noktaya değinmek isterim.

Sorunu, AB bizi istiyor mu istemiyor mu veya, bizimkiler, yani baştakiler, AB yi istiyor mu istemiyor mu biçiminde sorarsak baskın cevap kocaman HAYIR!. dır.

AB Türkiye yi sayısız nedenlerden, etnik, dinsel, siyasal, kültürel, demografik, tarihsel , dolayı içine almak konusunda bana göre çok net.

Bizdekilere gelince, yapılan çalışmadaki içtensizlik, güvensizlik ve cılızlık olan biteni gözler önüne sermektedir. Ama, girdi-girecek belirsizliği her iki tarafın da işine gelmektedir: AB, kapı eşiğine bağlı, ama asla içeriyi göremeyecek bir Türkiye’nin varlığına, "ALLLLAHHH!" der. Bu gidişle 2050 yılında Türkiye nüfusu tüm AB ülke nüfus toplamının üçte biri kadar olacak. Bu durumda AB nin en azından demografik egemeni kim olur dersiniz? . Ya da, buna kim izin verir? .Bizdeki egemenler, her seçim döneminde AB hayalini allayıp pullayarak vatandaşa oy karşılığı yeniden satarak umutlar üzerinden politika yapar.

AB nedir ? ..

Bize göre, kapitalist yarışın ortaya koyduğu güncel durum karşısında ezberlerde kalan Avrupa "sosyal" yapısını tıraşlayıp sömürü olanaklarını eski alışkanlıkların yeni versiyonu ile arttırma planıdır. Kime karşı: Elbette, önce kendi güvenliğine yönelik gizli açık tehditlere ve daha sonra potansiyel güç odaklarına. AB ülkelerinde halen yürürlükte olduğu varsayılan insan hakları ve herkesin dilinde pelesenk olan “Kopenhag Kriterleri” bizim gibi sürekli kılıçla postal arasına sıkıştırılmış ülke insanı için çekici olabilir. Eşit işe eşit ücret, kadın hakları, doğum izinleri, sağlık ve eğitim imkanları buradan bakınca iç çektirebilir insanlara. Ama bu mukayeseyi yaparken, AB ülkelerinin dünya sömürge pazarından aldıkları paylar hiç hesaba katılmaz.

İnsanımız zannediyor ki, AB ye hemen gireceğiz ve girdiğimizin ertesi günü bizimki, Thymes kıyılarında bir yerde bir "Türkü Bar" açacak, halk müziği ile bar kültürü nasıl bir arada oluyor hep şaşarım, veya bir başkası Şanzelize sarayına yakın bir köşede dönerci tezgahı kuracak... Geçelim Allah aşkına.. AB dediğimiz yerde neyin birliği var ki zaten..

Egemen dörtlünün, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya nın bile aralarında AB kıstasları anlamında bir birlik söz konusu değil. İngiltere parasını değiştirmedi. Tarım politikasına karşı, belgeyi imzalamadı. Trafiği bile AB standardına ters. AB marşı ve ordusu konusunda çıkan tartışmalarda tarafların birbirine ne kadar mesafeli ve kuşkulu baktığı gözlerden kaçmıyor. Dörtlü ve onlara sıkıca bağlı bir iki ülke dışında kalan diğer ülkelerin sıkıntıları had safhada. Nasıl yakayı sıyırabilirim diyenler de var. Çözüm ne: Yeri geldiğinden atıp tutuyoruz, kaç yıllık devlet geleneğimiz var. Nerelerden nerelerden koparak geldik.. AB mi vardı o zaman..

Kalkınmak, birilerinin kulüplerine üye olmakla değil önce kendi halkına saygıyla başlar. On yılda bir askeri darbe, yok post-modern darbe yaparak kalkınılamayacağını sonuçlarıyla gördük yaşadık. Kendi halkına demokrasiyi, özgürlüğü, kaliteli eğitim ve sağlık hizmetini reva görmeyenlerin çaldıkları AB zurnasıyla oynamak zorunda değilim..

Olmayalım...

 
Toplam blog
: 36
: 668
Kayıt tarihi
: 25.01.07
 
 

54 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanıyla ilgileniyorum. Çünkü düşünen ve yaşayan bir adamım. Esm..