Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '21

 
Kategori
Siyaset
 

ABD Çin İlişkileri

 

Gazeteler ve dergiler yazıyor.”ABD için artık bir numaralı düşman Rusya değil Çin’dir”. Ne oldu da Küresel üretim merkezi olan (1) Çin artık ABD’ye düşman sayılıyor? (2) Çin’in durdurulması için ABD Pasifik Okyanusunda Japonya, Avustralya, Hindistan ve Güney Kore’den taleplerde bulunuyor. (3) ABD ordusu Ortadoğu ve Doğu Avrupa taahhütlerini azaltıp gücünün çoğunu Pasifikte Çin’e yöneltmek çabasında. Bu yazının konusu kısaca bu sorulara olası cevapları aramaktır.

Çin Rusya’ya karşı 1970’lerde dengeleyici ülkedir. Çok geriye gitmeden 1970’lere bakarsak; ABD yetkilileri Rusya ile ilişkilerinde Çin’i dengeleyici bir unsur olarak kullanmak fikri ile Dünya’ya Çin’i tanıtmıştır. ABD Başkanı Nixon “850 milyonluk Çin’i yok sayamayız” diyerek 1972 Şubat’ında Çin’i ziyaret etmiş ve Mao ile görüşmüştür. Mao öldükten sonra iktidara geçen Deng Xiaoping, Çin’in ekonomide kapitalist uygulamalara geçmesini sağlamıştır. Çin Dünya Ticaret Örgütüne katılmıştır. Amerikan ve Avrupa firmaları ucuz iş gücü, enerji, toprak ve hammadde sunan Çin’de yatırımlar yapmış, küresel üretim artmış, işçiliğin ucuz olması ve kitlesel üretim sebebi ile ürünler ucuzlamıştır. Batı şirketleri kârlarını kolayca kendi ülkelerine aktarmıştır. 2005 yılında Çin Dünya’da “Yükselen Güç” olarak ilan edilmiştir. 2011 yılında Çin Japon ekonomisini  (GDP 5,5 trilyon$) , geçerek (Çin GDP 5,9 trilyon $), Dünya’da ikinci büyük ekonomik güç olmuştur.

Çin ABD’ye çok satıyor az alıyor.Zaman içinde ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatın arttığı, 2019 rakamı 634,8 milyar $, ihracatı 163,0 milyar $ ve verilen açık 471,8 milyar $’dır. ABD’nin, ticari açığın kapanması için ABD ürünleri satın almasını istediği ve açığın azalması için daha sonra Çin mallarına gümrük vergisi uyguladığı görülmüştür. Çin ise ihracat fazlasına karşılık ABD’den hazine fonları, tahviller aldığını belirtmiştir. ABD Başkanı Trump 2018 yılında Çin’den gelen ürünlere vergi koymuştur.  Vergilendirmeler karşılıklı olmuştur. Çin’de ABD’den alınan ürünlere vergi koymuştur. ABD Firmaları Çin’e yaptığı yatırımlardan gelir sağlasa da bu rakam, yaklaşık 36 milyar $,  ticari açığını kapamamaktadır.

Çin geliştikçe askeri harcamalarını artırdı.2007 yılında Çin’in ordusunu modernize etmek amacıyla savunma harcamalarını %18’den fazla artırdığı, 45 milyar $ savunma bütçesi oluşturduğu görülmüştür. ABD, 2015 yılında Çin’in silahlanmasına dayanarak Güney Çin Denizi’nde hâkimiyet ilan edemeyeceğini, suni adalar oluşturamayacağını belirtmiştir.

Çin Yuan’ı düşük tutuyor iddiası geçerli mi?  Hayır. Çin’in 2000-2020 yıllarında, yirmi  (20) yıllık dönemde Dolar’a karşı Yuan durumu incelendiğinde 2000 yılında 1000 $=8279 Yuan iken 2020 yılında 1000$=6964 Yuan’dır.  Değişim 20 yılda 1315/8279=%15,9 veya %16 diyelim ortalama her yıl %0,8 olmaktadır. Benzer şekilde 2000 yılında 1000$= 1043 Euro iken, 2020 yılı Haziran’ında 1000$=890€ olmuştur. Değişim her yıl %0.7 düzeyindedir. Doların değeri 20 yılda hem Avro hem de Yuan karşısında her yıl %1’den daha az %0.7 ve  %0.8 ortalamayla azalmıştır. ABD doları, Avro ve Yuan’a karşı benzer oranda azalmıştır. Bir başka örnek ise tersine olup 2000 yılında 1000$=657£ sterlin iken 2020 yılında 1000$=781£ olmuş doların değeri sterlin karşısında her yıl ortalama  %0,7 (binde yedi) artmıştır.. ABD görüşüne göre devamlı ihracat fazlası olan Çin’in parasının daha çok değer kazanması gerekirdi. ABD, Çin’in ihracatını sürekli cazip tutmak için Dolar’a karşı Yuan’ı düşük tuttuğunu belirtmektedir. Ama Yuan ve Avro’ya karşı değer kaybı aynı sayılabilir.

Geçmişe baktığımızda Çin’e karşı ABD’nin ihracatının az olması temel sorundur. ABD, Çin’in ABD’ye karşı ticaret fazlası vermesini istememekte ve daha çok ABD malı almasını, Çin’in iç pazar kapılarını açmasını istemektedir. 2018 yılından itibaren Çin mallarına karşı ABD vergilendirme uygulamıştır. Bu yaklaşımda ABD’de iş bulmanın alt orta tabaka için zorlaşması ve ticari ürünlerin oldukça ucuza ABD’ye Çin tarafından sağlanması ve alt orta tabakanın bu olumsuzluğu oylarında yansıtması da rol oynamıştır.  

Askeri konulara gelince;Çin’in askeri alanda özellikle Güney Çin Denizi’nde hâkimiyet kurmak istemesini ABD istememekte ve Çin’in saldırganlaşması olarak yorumlamaktadır. Çin ise Kıta sahanlığını 400 km bölgesinde tutmaya çalışmaktadır. Çin, Tayvan ve Hong Kong’u Çin’in ayrılmaz parçası sayarken, ABD bunları demokrasinin hâkim olduğu bağımsız devletler olarak görebilmektedir. Çin 1839-1949 dönemini, 110 yıllık dönemi,  Çin’e yakışmayan esaret, iç savaş dönemi sayıp Çin’in 18. yüzyıla dek zaten Dünya’ya hakim güç olduğunu vurgulamakta ve 2049’da 100. yılında tekrar süper güç olacağına inanmaktadır. 

Çin otoriter ve tek parti yönetimlidir.ABD tarafından, Çin Hükümetinin Çin’de artan sansür ve dini baskısı olduğu ve bunun ABD’nin önemsediği demokratik değerlere aykırı olduğu, Çin’in demokrasi, hürriyetler ve kanun hâkimiyeti yönünden gelişmemiş olduğu ve yolsuzluğun yoğun olduğu vurgulanmaktadır. Çin ise her ulusun kendine özgü yönetimleri olabileceğini ve iç işlerine karışılmamasını şart koşmaktadır.

Sosyal medya kullanımı Facebook, Google, Instagram Çin’de Hükümet  iznine bağlıdır. Çin’e göre internet her ülkenin kendisine özgüdür. Küresel olarak internet üzerinden her kişinin sınırsız haberleşme imkânı olamaz. Bu husus izne tabidir. Çin’li internet kullanıcılarının üçte birinin (1/3) kullandığı VPN, “Sanal Ağ Kullanımı” izinsiz ise 2019 Ocak ayı itibariyle Çin’li kullanıcıya yakalandığında 145 $ ceza uygulanmaktadır. Sansür yönergeleri, Komünist Partinin Propaganda Kurumundan  ve Hükümetin İnternet İşleri Bürosu’ndan önde gelen editörlere ve medya sağlayıcılarına haftalık olarak dağıtılır. Çin’de sayısı 600 milyonu bulan kamera güvenlik sistemi kamu huzuru ve iç güvenlik için kullanılmaktadır. Kişiler ve profilleri dosyalanmıştır. İnternet kullanımları sınırlanabilmektedir. İnternet kişilerin sosyal yaşamını düzenlemesinde kullanılabilmektedir. Komünist partinin %100 kamusal hâkimiyeti tartışmaya açılmamaktadır.

Çin hekleme/hile ile bilgisayardan bilgi sızdırma konusunda ileridir. ABD, Çin’in internet üzerinden ABD şirketlerine, kişilerin profillerine müdahaleler yaptığını, işine yarar bilgileri çaldığını, ABD’de yapılan bilgi çalma işlemlerinin ceza gerektirdiğini belirtmektedir.  Bu tür saldırıların sona erdirilmesi ve çalındığı iddia edilen Amerikan şirketleri entelektüel hakları için ödeme yapılması istenmekte ve Çin‘in bu konuda  iş birliği yapması istenmektedir.

Çin’in Pasifik Ülkeleri ile ilişkilerini inceleyelim.                                                                                     Çin-Japonya İlişkileri yedinci yüzyıldan beri devam etmektedir.  Gerilere gitmeden geçmişe baktığımızda İkinci Dünya savaşında, Japonya’nın Mançurya’yı işgal edişini ve yenilgiden sonra Çin’den çekilişini görüyoruz. 1978 sonrasında Çin’in 40 yılı aşan bir kalkınma politikası döneminde iki ülke arasında özellikle ekonomik ilişkiler gelişmiştir.  İleri teknolojik ürünlerde örneğin elektronik yarı iletken ve entegre devre elemanları imalatı, araç ve ağır vasıta imalatı ve diğer teknolojiler için Japonya’dan Çin’e 23bin firma yatırım yapmıştır. Çin’e yapılan Japon yatırımları 2018 yılında 124 milyar $’a erişmiştir. Çin’de gelişen orta direk ihtiyaçlarının kaliteli ürünlerle karşılanmasında Japonya önemlidir..Japonya yakın komşu ülke olarak 2018 harcamalarını ve silahlanmasını 1995 yılından itibaren artırmıştır. Son on yılın 2011-2020 dönemi  yıllık savunma harcama ortalaması 49,4 milyar $’dır.  Çin ve Japonya arasında, oturanı olmayan, Diaoyu/Senkakuk adaları sahiplik sorunu vardır. Japonların Nanking katliamı ve Mançurya’yı işgal tazminatı, Japonlarca Tayvan’ın tanınmaya devam etmesi konuları da ihtilaflar arasındadır. Pandemi, İklim değişimi , Hong Kong  ve Tayvan üzerinde farklı düşünceler görülebilmektedir.

Çin-Avustralya ilişkileri: Avustralya Çin’e en yakın kıta’dır. 26 milyon nüfuslu,  7,7 milyon km²alanlıdır. 1.4 trilyon $’lık bir ekonomidir. İhracatı 266,4 milyar$, ithalatı 221,4 milyar $’dır. 44,9 milyar $ ihracat fazlası olan bir ekonomidir. Çin lideri Xi Ping’in 2014  yılı Avustralya ziyareti ve 2015 yılındaki ticaret antlaşmasından sonra ekonomik ilişkiler çok gelişmiştir. Demir, kömür, manganez, hububat, denizcilik ürünleri temin kaynağıdır. Avustralya’nın Çin’e  ihracatı  150,8 milyar $ ihracatının %39’u ve ithalatı 80,9 milyar $’dır. İthalatının    %27’si Çin iledir. Avustralya, Çine karşı ihracat fazlasına sahiptir.

Gelişen ilişkiler 2017 yılı sonunda olumsuzluklarla karşılaşmıştır. Avustralya’nın Huawei firmasını 5G haberleşme projesinden dışlaması, Avustralya’da yatırım amaçlayan on (10) tane Çin projesinin reddedilmesi ilişkilerdeki ilk olumsuzluk işaretleridir. Avustralya Covid 19 için Nisan 2020’de bağımsız bir heyetin Çin’de denetleme ve sorgulama yapmasını istemiştir.  Avustralya, Çin’in Güney Çin Denizi uygulamasına, Hong Kong, Tayvan, Uygur Türkleri politikalarına karşı çıkmıştır. Avustralya, ABD uyumlu politika izlemiş ve Çin’e karşı ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya dörtlüsünü oluşturmuştur.  Neticede Çin, Avustralya’ya tepki göstermiştir. Ayrıca Avustralya, Çin’in siber hücumlarına maruz kaldığını ve Avustralyalı gazetecilerin Çin’de serbestçe çalışmalarının engellendiğini  belirtmektedir.

Çin, Avustralya’ya karşı 20 Nisan 1920 tarihli vergilendirme kararları aldı. Çin aldığı kararla beş (5) yıl süreyle madencilik, hububat, deniz ürünleri, şarap endüstrisine %80’e yakın vergi koymuş ve milyarlarca dolarlık ithalatını pahalı duruma getirmiştir.   Doğal olarak 2021 yılı Haziran itibariyle ve gelecekte Avustralya ekonomisi olumsuz etkilenecektir.  Avustralya’nın 2019 yılı olarak beş önemli ülke ile ihracat+ithalat hacmi Çin  ile 231,4 milyar $(150,5+80,9), Japonya ile 72 milyar$  (52,8+19,2) ), ABD ile 53, 8 milyar$ (17,5+36,3), Güney Kore ile 35,5 milyar $’dır. (25,0+10,5) ve İngiltere 22,6 milyar$’dır (15,6+7,0). Avustralya’nın en büyük ticari ortağı Çin’dir.

Çin-Güney Kore ilişkileri: İhracat odaklı Güney Kore elektrik aletleri, araçlar satmakta petrol, gaz, kömür ithal etmektedir. 2019 yılı ihracatı 542,2 milyar $, ithalatı 503,3 milyar$’dır.  İhracat fazlası 38.9 milyar $’dır. 2012 yılından beri ihracatı fazla vermektedir.  2020 yılı itibariyle en çok ihracat yaptığı ülkeler Çin %25, ABD %14, Vietnam %9, Hong Kong %6, Japonya %5.2’dir. İthalat yaptığı ülkeler Çin %21, ABD %12.3 , Japonya %9.5, Saudi Arabistan %4.3 ve Vietnam %4.2’dir. 

Güney Kore, Çin’e karşı ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya dörtlüsünün aşı, iklim değişikliği ve yeni teknolojilerle ilgili görüşlerini desteklemekte fakat güvenlik endişelerine aynen katılmamaktadır. Güney Kore, Çin’i Kuzey Kore ile gelecekte birleşmesinde ve ilişkilerinin iyi tutulmasında en önemli devlet olarak görmektedir. Çin, 2017’de Güney Kore’ye yerleştirilen 20 milyar $’lık Amerikan THAAD ve PAC füze sistemine karşıdır. Kendisine tehdit olarak algılamıştır. Güney Kore en çok ticareti Çin ile olduğundan ticari, askeri ve siyasi önemi sebebiyle Çin ilişkilerinde çok dikkatlidir.  ABD savunma ve ekonomik sisteminin parçası olduğundan ABD ilişkileri de yaşamsaldır.

Sonuçlar:ABD, Çin’i Pasifik’te askeri yönden kuşatmak istemekte, ekonomik olarak karşı tedbirler almakta ve Çin’i rakip görmektedir. ABD, kendisinden daha güçlü veya denk devletler istememektedir. ABD’ye göre uzun dönemde Rusya, Çin ve onların etrafındaki sınırdaş ülkeler girilmesi gerekli ekonomik pazar alanlarıdır.  ABD’yi yöneten sivil elit bürokrasisi, silah sanayii, ordu ve medya’dan oluşan büyük koalisyon, ABD’ye ideolojik karşıtlığı olmamasına rağmen Rusya’yı ve Çin’i yolsuzluğun yoğun olduğu, hukukun uygulanmadığı, hürriyetlerin ve demokrasinin olmadığı otoriter yönetimli ülkeler olarak tanıtmaktadır. Haklı olduğu hususlar vardır. Ancak Rusya ve takiben Çin’e kuşatma uygulanması, ABD’nin Dünya’yı tek başına yönetme tutkusu olarak görülebilmektedir.  Aynı Amerikalıların analizine göre Çin 2049’da süper güç olursa karma kapitalizm ve otoriter yönetim değerleri öne geçebilecektir.

Demokrasi Çin’de iç savaşa yol açabilir. Çin lideri Deng Xiaoping’e göre  (ölümü 19 Şubat 1997)  1350 milyonluk Çin’de demokrasiyi uygulamaya çalışmak iç savaş çıkmasına sebep olur. Her Ulus kendi yönetim tarzını seçebilmelidir. Günümüzde Çin, bir ABD olmadığını belirtmekte ve kişisel ortalama yıllık geliri on beş (15) bin dolar olan orta düzey refah toplumu olmak istediğini, barışçıl olduğunu vurgulamaktadır.  Uzun dönemde tüm taraflar daimi gerginlik yerine barışı tercih ederek bölgede ve Dünya’da barışa katkıda bulunabilir. Barış ABD için de daha ucuz olabilir.

Kaynaklar:

(K1): Timeline: U.S. Relations With China 1949–2020, www.cfr.org › timeline › us-relations-china

(K2): Dollar to Yuan Conversion and History, How a Tiny Change in the Yuan Can Panic Investors by Kimberley Amadeo July 28, 2020

(K3) The China-Japan Economic Relationship Is Getting Stronger, John West, 20 January 2020 Geopolitics

(K4)  The World According to China, Understanding the world China seeks to create by 2049, when the PRC turns 100. By Bradley A. Thayer and John M. Friend, October 03, 2018,  The Diplomat

 

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..