- Kategori
- Ekonomi - Finans
ABD krizi, Dünya ekonomisi ve Türkiye

ABD krizin dumanları dünyaya doğru yayılıyor.
ABD krizinin, sert mi, yoksa yumuşaşak mı, olacağını beklemeye başladık. Beklemesine bekliyoruz da” neden biz de diken üstündeyiz?” diyenler varsa yazının devamı biraz olsun aydınlatacaktır sizleri.
ABD’li tüketicilerin nakit ihtiyaçları için evlerini teminat göstermeleri, 2007 yılından itibaren konut fiyatlarının düşmesi ile konut sektörünün yarattığı serveti de eritti. Şimdilik konut fiyatlarında %20 ye yakın düşüş gerçekleşti. Bu da konut sektörü varlığının 4 trilyon dolarlık bir kayıp yaşamasına neden oldu.
Yükümlülüklerini yerine getiremeyen milyonlarca hane halkı var. Öte yandan konut fiyatlarının düşmesi 8 milyon hane halkının konut varlığından zarar etmesi anlamına geliyor (evlerin değerinin, evler üzerindeki ipotek değerinden aşağıya düşmesi).
İpotekli ev kredisi veren 200 kurum ve konut inşaatı sektörüne bağlı pek çok firma iflas etti.
İpotekli konut kredilerindeki çöküş tüketici kredilerinin geneline yansıyor.(Otomativ, kredi kartları gibi)
ABD gibi her fırsatta tüketen insanların tüketim gücünü kaybetmesi, ekonomide genele varan bir durgunluğu, 2008 yılının ilk çeyreğinde başlatmıştır. Bundan sonra büyümenin negatif olması kaçınılmazdır.
FED’in faiz indirimleri de durgunluğa girilmesine engel olamayacaktır.
Şuana kadar 400 milyar ADB doları zarar öngörülüyor. Ancak toplam zararın 1 trilyon doları bulması bekleniyor. Nisan ayında açıklanacak bilançolarla şimdilik bir kaç finans firmasının batacağı tahmin ediliyor.
Peki ADB balonun sönmesi ve kredilenme sürecinde yapılan yanlışlar nedeniyle neden dünya korkuyor? Ya biz; korkmakta haklı mıyız?
Gerçekten dünya şiddetli bir finansal kriz ile karşı karşıya. ABD ekonomisi, dünya GSYİH’sinin %25 oluşturuyor. Ne kadar bazılarımız hala “bize bir şey olmaz” dese de istesek de istemesek de kriz gümbür gümbür geliyorum diyor.
Bunun adı küreselleşme; Dünya ekonomisi, ABD ekonomisinden etkilenerek bir yavaşlamaya doğru gidiyor. Şimdiden İspanya, İngiltere ve İrlanda’da konut balonu sönmeye başladı. Yakında İtalya, Fransa, Portekiz, Yunanistan, Türkiye ve Orta Avrupa ülkelerine sıçrama yapacak. Yani ev alacaklar biraz daha beklesin. Fiyatlar daha da düşecek.
Avrupa’nın bazı ülkelerinde (İngiltere, İspanya, İrlanda, Portekiz, İtalya, Fransa, Yunanistan) durgunluk riski var. ABD ile ticaret bağı yüksek olan ülkelerin ise (Meksika, Kanada, Çin) zararı daha yüksek olacak. Çin üzerinden bu etki Doğu Asya’ya da yayılabilir.
Bu kadar ülke etkilenecek de Türkiye etkilenmez mi? Zaten ADB hapşırsa ilk sarsılan biz oluruz. Bizim de zayıf karnımız yüksek cari açığımız. Hele bir de siyasi kriz de devam ederse şenlik var.
Doğrudan ve dolaylı ticaret kanalları etkilenmeye başladı. Üretici firmalar hammadde fiyatlarında ani değişiklik nedeniyle ürünlerini satmak istemiyor. Küresel yatırımcılar başta olmak üzere küçük büyük firmalar hatta tüketiciler bile krize hazırlık yapıyor; likid kalıyor.
Fırsat bu fırsat bazı firmalar durgunluğu bahane ederek şimdiden işci çıkartmaya başladı bile.
Ekonomik göstergeler iyi gitmiyor. İşsizlik artıyor, bütçe açığı verdik. Siyaset zaten bildiğimiz gibi; iç karartıcı...
Bugün Milliyet gazetesinin ekonomi sayfası okuduysanız “tarımda kritik günler” başlığı ile ilgili önemli bir yazı göreceksiniz.
Türkiye’de 16 temel üründe, iki yıl içinde %20 yakın üretim düşüşü yaşanıyor. Buğdaya, prince, ayçiçeğe, mercimeğe, bulgura %100 üzerinde fiyat artışı geldi.
ABD’de çıkacak krizi bekliye duralım, biz kendi krizimize zaten başlamışız.
Kaynak:
Nouriel Roubini (ABD Ekonomisinde Yaşanan Gelişmeler, Bu Gelişmelerin Global Piyasalar İle Türkiye’ye Yansımaları)
Resim