Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Aç kapıyı! Bir şey soracağım!

Aç kapıyı! Bir şey soracağım!
 

Terbiyesizliğin bir sınırı var mı ? Örneklemek gerekse madde madde sıralanabilir mi? Diyalog haline getirilip ne kadar terbiyesizleşilebiliyor, analiz edilebilir mi?

Terbiyesizlik denen virüs bünyeye bir kez mi giriyor? Bir kez yayılmaya başladı mı durdurulamıyor mu? Antibiyotikler işe yaramıyor mu?

Söylemeye hakkın dahi olmayan birşeyi -de ki- söyledin..Ağzından çıkanı kulağın duymaz mı? Hadi duymadı! Gece olup yatağına yattığında , o gün sarfettiğin sözler hiç kulaklarında çınlamaz mı? “Ben bugün ne yaptım/ne yapmadım?” diye hiç sorgulamadan kafayı koyar koymaz uykuya dalar mısın?

Kendinde en ufak bir hata görmemenin belirli bir süresi var.Bunu bilmez misin?

Bir gün sıcakcık evinde, tüm kendinle barışıklığınla,yüzünde kendinden emin bir ifadeyle, artık sana daha fazla bir şey vermeyeceğine inadığın yine de tedbiri elden bırakmamak için okuduğun KİŞİSEL GELİŞİM KİTAPLARI’ndan biri elinde,huzurlu koltuğunda otururken, kapı yankılı bir kuş sesiyle ötmez mi?


Açsana kapıyı! Cesaretin mi yok yoksa esaretin mi var?


Ete kemiğe bürünmüş “hatalarını” kapıda sana bakarken görünce şaşırmaz mısın? Hatta ürkmez misin,bir adım geri atmaz mısın? Onlar üstüne geldikçe sen kaçmaz mısın? Sonra pes edip, biraz önceki huzurlu koltuğuna buyur etmez misin? O huzurlu koltuk hala huzurlu gözükmekte midir?

“Oturup konuşma zamanı geldi artık” dediğinde yüzüne gülerek mi bakarsın? Yoksa neden bahsettiğin farkında bile varmaz mısın?

Herşey ama herşey bu dünyaya ait. Seni üzen birinin seni üzme ihtimalini hiç göz önünde bulunduruyor musun? Böyle bir durumda kendine haksızlık yapılmış gibi mi hissedersin? Ya da sana hep iyi davranmış birini yıllarca sevdiğini zannedip gizliden gizliye bir nefret mi beslemişsin? Bundan mıdır –o biri - kendine yeni bir hayat kurarken ,seni içine dahil etmiyor diye terbiyesizleşmen?


Can çekişen kuş sesinden önce bunları hiç düşünmüş müydün? Yoksa o kuş mu sana bunları düşündüren?

Arkasına sığındığın “Ne yaparsam yapayım,affedilirim ben! Benim içimde kötülük yok” kayası doğru bir noktaya vurulması durumunda darmadağın olabilir. Ortada kalakalırsın...Çünkü aslında “kimse gerçekten affetmez.”

Gözlerin o güne kadar seni affetmişleri arar durur...Araman da boşunadır. Bir daha asla sahip olmayacağın affedilirliği sonsuza kadar kaybetmişsindir çünkü...

Yine de seni affedenler olacaktır.Yine de, yine affetmelerini gerektirecek yeni şeyler yapacaksındır...Söyleyeceksindir. Her gün hatta her an yeni bir tarih yaratacaksındır...

Bir kez insanlığından çıktıysan geri dönüşü olamıyor çünkü...İnsanlık gemisi batarken ya çok sıkı yüzmen gerekiyor ya da çok fazla insanı kurtarman.

Sonunda yüzmekten halin kalmayacağını ve boğulup gideceğini bilerek yaşamak var...Arada kendine dönsen -henüz terbiyesizleşmeden- söylediklerine,yaptıklarına,kendini körü körüne haklı gördüklerine bir kez daha baksan. Hiç kimsenin – kendinin dahil- o kadar da doğru olamayacağını bi anlasan,yerleştirsen beynine.


Hoşgörü’ye layık bir insan olsan....

Dipsos: Umebayashi Shigeru / Yumeji's Theme

 
Toplam blog
: 82
: 1186
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

İstanbul'da yaşanan tüm aşkların, tüm ayrılıkların, tüm özlemlerin, tüm nefretlerin, tüm eğlenceleri..