Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Açık mektup 2

Açık mektup 2
 

Açık mektup 2


25.11.2005 tarihinde (Soruşturmanın başlamasından bir hafta sonra) Müfettiş tarafından çağrı haberi tarafıma iletildiği anda sevinmiştim.

Senelerdir beklediğim, Müdürle aramızdaki husumetin çözüme kavuşturulması için istediğim Müfettiş nihayet geldiğine sevinmiştim… ama o değilmiş maalesef…

Hayatımda ilk defa Müfettiş huzuruna çıkmamdan dolayı biraz tedirgindim.

Müfettişin:"Sn. Öğretmenim, hakkınızda bir ön araştırma yaptım:

*36 yıl boyunca Öğretmenlik mesleğini ifa etmişsiniz ve istediğiniz her an emekli olabileceğiniz duruma gelmişsiniz.

*Bu okulda 16 yıl çalıştığınızı ve bu arada eşin ve kendin bir sürü hastalıklarla boğuşmakta olduğunuzu gördüm.

*Sicil notlarınıza baktığımda Çok iyi dereceye sahip olduğunuzu da gördüm.

Bütün bu olumlu verilere rağmen, 2000-2005 yılları arasında Okul Müdürü ile aranızdaki yazışmaların bilirkişi tarafından incelenmelerini ve değerlendirilmelerini istemişsiniz.

Ben bunun için görevlendirildim." demesini beklerken:

&&&

Müf.: "İddia1:Öğrencilerle ilgilenmiyormuşsunuz. Ne diyeceksiniz bu konuda?"

Ben: "Soru bana biraz tuhaf geldi. Hangi öğrencilerle ilgilenmiyormuşum? Derslerine girdiğim öğrencilerle mi, yoksa tüm Okullun öğrencileriyle mi ilgilenmiyormuşum? Bir de soru hangi dönem ve yıl için geçerli?"

Müf.: "Derslerine girdiğin öğrencilerle tabii ki."

Ben: "O zaman bu iddianın ortaya atılmasına neden olan kim ve nasıl bir belge varsa elinizde (şikayet yazısı v.s.) görebilirmiyim?"

Müf.: "Bakın, ben bu soruları sormakla yükümlüyüm, siz de bu sorulara cevap vermekle yükümlüsünüz."

Ben: "Peki ama, sizin niyetiniz hakikati ortaya çıkarmak ise, bana yardımcı olmanızı rica ediyorum. Cevabımı birkaç sayfalık yazıya dökmeme izin vermelisiniz. Bir de 07.11.2006 tarihinde başka okula tayini çıkarılan Okul Müdürü ile önceki tüm karşılıklı yazışmalarımızı mutlaka incelemeniz gerekmektedir. Aksi takdirde cevabım: Bu iddiayı kabul etmiyorum çünkü iddiadan öteye geçemez ve bunu belgelerle kanıtlayabilirim."

Müf.: "Bu soruları Öğrencilere sorabilirmiyim?"

Ben: "Soruşturmanın usulü hakkında bilgim yok, çünkü hayatımda ilk defa sanık olarak ifadem alınıyor, ama uygun görürseniz derslerine girdiğim öğrencilerime tabi ki sorabilirsiniz."

Açıklama: 08.05.2006 tarihinde Raporun fotokopileri elime geçtiğinde ne gördüm?

*** Derslerine girdiğim Öğrencilerin (10/K) iki gün önce 23.11.2005 tarihinde ifadeleri alınmış zaten. Soru niçin sorulmuş o zaman?!

*** İlginç olanı, olumlu Öğrenci ifadelerinden Raporda tek birine yer verilmiş.

*** Daha da ilginç olanı, 06.12.2005 tarihinde ne pahasına olursa olsun diyerek, hiç derslerine girmediğim öğrencilerin (11/K) olumsuz ifadeleri alınmış, "Öğrencilerle ilgilenmediği" iddiasını zoraki olarak sübuta erdirerek aşağıdaki teklifler getirilmiş ve aynen uygulandılar:

Teklifler: 1."5442 S.İ.İ. Kanun’u 8/c maddesi gereğince Öğretmenin görev yerinin değiştirilmesi; ve 2.1/8 Oranında Aylıktan Kesim Cezası; "(Mahkeme tarafından İPTAL edilmiştir!)

&&&

Müf.: "İddia2: "Mesai arkadaşlarınla konuşmuyormuşsun. Bu konuda ne diyeceksiniz?"

Ben: "Bu iddiayı ortaya atan her kimse yine saçmalamış. Benimle hiçte ilgisi olmayan bu soruyu nasıl yanıtlayabilirim ki? Benim kişiliğime, insani değerlerime uymayan düzmece bir iddia. Söyleyecek başka lafım yok."

Teklif: "İddia sübuta ermediğinden, ceza teklifine gerek olmadığının;"

&&&

Müf.:İddia3 "06.09.2005 tarihinde mazeretsiz Kurul toplantısına katılmamışsınız. Ne diyeceksiniz bu konuda?"

Ben: "Eşimin ağır beyin kanaması geçirmesi ve gece gündüz ona refakat etmem yeterince mazeret sayılmaz mı? O da yaz tatili esnasında? Başıma gelenleri bildikleri halde, hasta eşimi yatağında bırakıp Okula gitmeme rağmen savunmam alınmadan 1/30 oranında maaş kesim cezası verilmesi hala içimi acıtıyor. Bunu bir gavur yapmaz ama bir Kürt yaptı işte… Yandaşlarının yardımıyla…tabii ki."

Teklif: "iddia ile ilgili olarak ceza teklifine gerek olmadığının; "

&&&

Müf.: İddia4 "22.09.2005 tarihinde mazeretsiz Okula gelmemişsin ve dersine girmemişsin. Bu konuda ne diyeceksiniz?"

Ben: "Öğleye kadar Okul Müdürü tarafından İzinli sayılmama ve öğleden sonra Öğrencilerimle ilgilendiğim bilinmesine rağmen, neden bunlar soruşturuluyor? Ortada bir karalama kampanyası yürütülüyor ama sonu hayırlısı olsun.

Müfettiş bey, benim emeklilik noktasına gelmiş olmam, 36 yıl stajım ve sicil notlarımın Çok iyi olmasına rağmen, suç niteliğinde herhangi bir vukuatım olmadığına göre bu soruşturma ne amaçla yürütüldüğünü ve sonucu ne olabilir, bana söyleyebilirmisiniz?"

Müf.: "Rahat olun hocam, adalet yerini bulacaktır."

Teklif: "iddia sübuta ermediğinden ceza teklifine gerek olmadığının;"

&&&

"Sanık" ifade tutanağını okuduktan sonra:

Ben: "Müfettiş Bey, 2.5 saatte anlattıklarımı yarım sayfaya sığdırmışsınız. Bu tutanağa yazılanları, olayların anlaşılması ve doğru karar alınması için yetersiz buluyorum. Yapmam gereken açıklamalarımın ancak 1/100 bile olmadı. Bunun başka bir çaresi olmalı."

Müf.: "Bence yeterli, daha fazlasına gerek yok, rahat olun..."

İşte bu, "rahat olun hocam…" demesi beni yanılttı.

Meğerse bu müfettişlerin kullandıkları bir taktikmiş. Nerden bilebilirdim ki?

Bir de raporun sonunda, "Başka bir diyeceğinin olmadığı…" ibaresinin altına imza attırmak…

Bu kadar mı kolay olmalı sıradan bir vatandaşı aldatmak?

"Tezkeremi" elime aldıktan sonra, çok aradım kendisini…

Elimi kana bulayacağımdan korktular herhalde, vermediler tel'ini ve başkalarının da canını yaktığı görev yerinin adresini…

Sadece üç soru soracaktım kendisine ve verdiği cevaba göre sadece yüzüne tükürecektim… hepsi bu…

Belki de yaptığı hatayı kabul ederek özür dilerdi…..kim bilir?

Ondan sonra da dost olabilirdik belki de … sanmıyorum… ama niye olmasın ki?

En çok merak ettiğim şu sorumun cevabı:

Dört iddiadan dördü de sübuta ermediği halde, iki ağır ceza teklifinde bulunmuşsun.

Eğer dördü de sübuta ermiş olsaydı, ne tür tekliflerde bulunacaktın?

* Ömür boyu hapis cezası mı?

* Vatandaşlıktan mı atılacaktım?

* İdam cezası mı verilecekti?

Hukuk devleti ne diyor bu konuda?

Tanık ifadelerinin irdelenmesi bir sonraki yazıma kalsın….

Hiçbir zaman tahammül edemediğim yalan dolanlar…

Bilinçsizce ve acımasızca karalamalar… iftiralar…

*** devamı olacak ***

Emekli Öğretmen

 
Toplam blog
: 32
: 785
Kayıt tarihi
: 17.10.08
 
 

Otuz altı yıl Eğitim sektöründe: Meslek Öğretmenliği ve Yöneticilik yaptıktan sonra 1.5 yıl önce ..