Acilen, iyi yetişmiş elemanlar aranıyor!

Bugün ve yakın gelecekte gelişmiş ülkelerin ( Batı Avrupa ve Amerika hatta Çin) en büyük sıkıntısı, iyi yetişmiş, kalifiye eleman eksiği.

Örneğin Alman firmalarının yarısından fazlası, bugün ihtiyaçları olan kalifiye elemanları bulamamanın sıkıntısı içindeler. Mühendislik dallarında, Kimya alanında, Teknoloji alanında teknisyenlik dediğimiz, meslek okulu mezunu eleman sıkıntısı, yıllardır Almanya nın en büyük problemlerinden biri.

Bunun sonucunda siparişlerini iptal etmek zorunda kalıyorlar. Yahut hiç sipariş almıyorlar.

Bu kalifiye eleman eksikliklerini çoğunlukla eski doğu bloku ülkelerinden, örneğin Polonya, Çek Cumhuriyeti gibi, karşılamaya çalışıyorlar.

Sadece Alman ekonomisinin, kalifiye eleman eksikliğinden kaynaklanan parasal kaybı, yaklaşık 50 (Elli!) Milyar Avro.Varın diğer Avrupa ülkelerinin ( hatta Amerikanın) toplam kaybını siz hesaplayın.

Şu an için iyi yetişmiş elemanlara sahip olan firmalar bile önümüzdeki yıllarda ne yapacaklarını düşünüyor şimdiden. İstatiklere göre, 2015 yılına kadar, şu an iş piyasasında olan, iyi yetişmiş eleman sayısı, yaklaşık yarı yarıya azalacak. Bu da demektir ki, yakın gelecekte, bu kalifiye eleman açığı dünya çapında daha da büyüyecek.

Şimdi kalkıp da Çin var, Hindistan var, milyonlarca eleman yetişiyor demeyin. Onların kalifiye elemanları kendilerine yetmiyor. Nerede kaldı, Avrupaya, Amerikaya göndermek. Ki kendileri örneğin Almanyadan yüksek maaşla mühendis getirtiyorlar.Çünkü Çin, Hindistan gibi ülkelerin çok büyük Know-How (Bilgi birikimi) eksiği var.

Bütün bunları neden anlatıyoruz? Hükümetlerimize kızıyoruzda o yüzden!

Yıllardan beri, ülkenin bütün gençlerini, üniversiteye gitmeye özendiren bir eğitim sistemi (yada sistemsizliği) uygulanıyor. Ki maalesef üniversitelerimizin çoğu gerçek üniversite olmaktan çok çok uzak. Gizli işşiz deposu. Dıplomasını eline alıp, dogru dürüst bir iş bulan kaç genç yetişiyor? O diploma ile yurtdışında bir iş bulma şansı varmı? Yabancı dil bilen kaç mezunumuz var?

Çözüm?:

Bir an önce, hiç vakit kaybetmeden, meslek liselerimizin ve meslek yüksek okullarımızın kalitesini yükseltmeliyiz. Buradan mezun olan çocuklarımız, öğrendiği mesleği, dünya çapında uygulayacak halde olmalı. Meslek eğitiminin yanı sıra yabancı dil eğitimi ağırlıklı olarak verilmeli. Hatta dil eğitimi daha ilkokuldan başlamalı.

Bu okullardan yetişen gençlerimizin, dünya piyasalarında bir nevi menejerliğini, yol göstericiliğini yapacak, bakanlıkmı olur, genel müdürlükmü olur, hangisi uygunsa, bir merkez oluşturulmalı.

Dünyadaki en genç nüfuslu ve iyi kötü altyapısı olan bir ülke olarak, artık onyılların yanlışlarını bırakmalıyız.

Gençlerimize bu yolla hem yurtiçinde hem de yurtdışında daha güzel bir gelecek sağlayacağımıza inanıyorum.