Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

14 Eylül '14

 
Kategori
Güncel
 

Açılıp saçılmak

Açılıp saçılmak
 

Adına açılım denen ve ne olduğu bilinmeyen saçmalığın, iyiden iyiye sarpa sardığı ve  içinden çıkılmaz hale getirildiği kesin. Adına siyasetçi denilen bir takım zevatın istekleri o boyuta ulaştı parmak sallamalar ve tehditler  o kadar tırmandı ki, işin içinden nasıl çıkılacağını biz zavallılar merak etmeye başladık. Bin yıllık Türk ordusunun adının Türkiye ordusu olduğu, birde üstelik kürt ordusu olmalı diyenlerin ortada bilmiş edayla dolaştıklarına, artık hergün gazetelerde rastlar olduk. Kimin yazdığının ise hiç önemi yok nasılsa merkezi bir planlama mevcut. Örnek mi istiyorsunuz, Buyrun;
 
Yeni devlet anlayışı ile birlikte devletin ordusu da milletin ordusu haline gelecektir. Bu bakımdan halihazırda bir Kürt ordusu vardır, o da Türkiye ordusudur. Eğer devlet, yeni Türkiye anlayışı çerçevesinde başlattığı restorasyon sürecini sağlıklı bir şekilde başa götürürse dış Kürtler açısından da bir güvenlik zaafı bulunmayacaktır. Çünkü yeni Türkiye, bütün iç dinamikleriyle barışık bir Türkiye olacaktır. İçerideki etnik ve mezhepsel yapıların dışarıda kalmışkesimlerini de varlığının doğal bir uzantısı olarak görecektir. Onlara yönelecek herhangi bir saldırıyı kendine yönelmiş hissedecektir. Eski Türkiye'de etnik dış Türklere yönelen tehditleri bir refleks olarak kendine yönelmiş hissettiğive buna göre tavır takındığı gibi. Bana göre dış Kürtler bağlamında Türkiye'nin peşmergeyi eğitmesi, gerektiğinde silahlandırması Kürt-Türk birliktelik tarihinin ruhuna uygundu. Bu Türk ordusunun aynı zamanda Kürt ordusu olmasının ete kemiğe bürünmesi demektir.
 
Gelelim bir başkasına, bir siyasetçi olan aşagıdaki sözlerin yazarı bu isteklerin nasıl kabul ettirileceğini tahmin ediyor bilemiyorum. Bence siyasetçi bu kadar hırçın olmamalı ve böyle büyük laflar etmemeli. 
 
Mevcut çözümsüzlük ortamı sürdürülürse, teslimiyet ve onursuzluk dayatılacaksa, tekçi otoriterulus-devlet zihniyeti ve uygulamalarıyla halklarımızın özgür ve eşit yaşamıengellenecekse, açıkça söylüyoruz ki, bu koşullarda birlikte yaşamak sorgulanır hale gelecektir.
 
Artık yeter! Ya eşit, özgür ve birlikte yaşam ya da bu ‘zoraki birlikteliğe’ son veren özgür bir karar!.. Sayın Barzani ve Sayın Talabani’nin öncelikli ulusal görev ve sorumluluğu PKK’yisilahsızlandırmak değil, PKK ile ulusal birlik ve ulusal siyaset oluşturacak Kürt Ulusal Konferansı’nın bir an önce toplanmasına öncülük etmektir. Barışçıl çaba ve arayışları elbette ki değerli ve anlamlıdır. Temennimiz bunun somut bir sonuca daulaştırılmasıdır. Ancak, herparça Kürdistan’da barışı ve tüm Kürtlerin güvenli-özgür geleceğini sağlayacak yeganeçalışma, ulusal konferansın gerçekleştirilmesi olacaktır. 
 
İşte bir başkası;
 
Kanımca bu tartışma yürütülürken cevabının netleşmesi gereken iki kritik soru şudur;
 
1- AKP ile çözüm ihtimali kaldı mı?
 
2- Dayatılan bu çözümsüzlük ortamında birlikte yaşamak ısrarı sürdürülmeli midir?
Mevcut seçeneklere ve bize dayatılan siyasete mahkum ve zorunlu olduğumuzu düşünmeden,rezervimizdeki çözüm modellerini ve perspektifleri değerlendirerek, ama milliyetçiliğe,duygusallığa ve irrasyonelliğe de düşmeden, bu yönlü eğilim ve arayışlara mahal vermedenhalklarımızın yararına, eşit- özgür ve demokratik geleceğine imkan sunan tüm sivil-siyasi model ve alternatifleri değerlendirmeye başlamalıyız, kendi kaderimizi belirleyecek bir tartışma ve kararlaşma yaşamalıyız.
 
Biz hiçbir partiden, hiçbir iktidardan, hiçbir muktedirden Kürtlere bir hak, bir çözüm bahşetmesini istemedik, istemiyoruz. Biz esas olarak Kürtlerin politik ve demokratik toplum olma gerçeğine saygılı davranmalarını bekledik. Kürtlerin kendi demokratik toplumsallaşmasına, bunu kurma çabasına anlayış gösterilmesini talep ettik.Kürt meselesinin şiddet boyutundan arındırılmasının formülü; sivilleşme ve demokratikleşme ekseninde siyasi projeler oluşturup meşru ve yasal alanda kurumsallaşma isteği vemücadelesine, yani toplumun siyasi özne olma amacına engel olunmamasında yatıyor.Devletten uzak özgür ve demokratik toplum alanları yaratmak istiyoruz. Özcesi, demokratiksiyaset ve demokratik toplum için katılımcılığa imkan sunan bir ortam yaratmak istiyoruz.
 
Devlet sizin olsun, iktidarınızda hiç gözümüz-gönlümüz yok. Devlet sizin olsun. Demokrasi bizim!
 
Demokrasi herkes için sürekli ve bitmeyen bir eşitlik, bir özgürlük arayışıdır. Bu anlamda çözüm ve birlikte yaşam ısrarını sürdürüyoruz.
 
Kendilerine kürt siyasetçi adını takan insanların , başından beri suç olmasına ve karşılığında bir cezanın bulunmasına rağmen pervazısca sürdürdükleri aykırı söylemlerine hiç kimsenin cevap vermeye dahi cesaret edememesi tuhaf değil mi?
 
Zannedilmesin ki biz sıradan insanlar böyle saçmalıkları içimize sindiriyoruz ve kabulleniyoruz ve gene zannedilmesinki  yeni Türkiyeyi de daha önce  pek çok kez denediğiniz şekilde bize yutturacaksınız. Ne diyelim gün ola devran döne... 
 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..