Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Acımak. 6 : İnsanımıza

Acımak. 6 : İnsanımıza
 

büyütec.com


 Aslında harcanıp giden insanımıza, demeliydim.
 Türk insanı çok zeki ; ama o zeki insanı harcayıp gidiyoruz. Boşuna demiyorlar; Türk insanı Ortaiki’den terk garibanlardır diye… Alalemin oğlu, kızının %80’ni üniversite bitirirken bizim insanımızın sadece ancak ortaokul mezunu olması; ondan sonra eğitimini terk ederek çok çeşitli marjinal işlerde (ayakkabı boyacılığı, fırıncı çıraklığı, muavinlik vb..)  harcanıp gitmesi acınacak bir olay değil midir?

Lamı cimi yok insanımız ara yollarda harcanıp gidiyor. Zaten kadınımızın “Adı, esamisi okunmuyor…” onu hiç adamdan saymıyoruz. Mal gibi kabul ediyor; alıp satıyoruz. Olmazsa, “Namus meselesi…” deyip iki kurşunla öteki dünyaya gönderiyoruz.

İnsanımızı her yerde harcıyoruz.
 Bir kere çocuk ölümlerinde belki de oran olarak en yüksek ülkelerden birisiyiz. Bebekler daha beş yaşına gelmeden telef olup gidiyorlar.

Çoğu ilkokula bile gönderilmiyorlar. Okutulsa okutulsa, özellikle taşrada 5. sınıfı terk…

Bir çoğu da Liseden sonra bırakıyor. Üniversitede elinden tutacak, yol gösterecek kimse yok. Okumak istiyor ama okuyamıyor.

Askere alıyoruz (bizim zamınımızda iki yıldı askerlik..) şimdi 18 ay. Paran yoksa , dağda taşta, ya gazi, şehit olmadan (bazen olarak..)  bitiriyorsun . Uzunca bir süre, fakir askerimize ne kadar maaş veriyoruz. 21 TL.sı mı?

Amerikan askeri en aşağı 1200 $ maaş alıyor.

21 Tl.sı nerede, 1200 $ nerede..!  Aradaki farkı görüyor musunuz?  Acıklı değil mi?

Sonra 6 yaşında okula alıyoruz, kaç yıl okutuyoruz ? 16-20 yıl mı?

Çıktığı zaman hemen bir meslek sahibi olabiliyor; iş bulabiliyor mu? Yoo.. Çoğu boş gezenin boş kalfası… Eğitimimiz bir meslek edindirmek için değil ki. Avarelik için, Biraz,Tarih biraz Coğrafya… Okul bitiyor; hayatın hiçbir becerisine sahip olmayan insanlar ortaya çıkıyor. Bir sürü hikaye, bir sürü gereksiz dersler… Ondan sonra da, Üniversiteye girememiş, ortada gezen bir sürü insan. Üniversiteye girip de ne oluyor ki… Eskiden en garantili meslek denen Öğretmenlik bugün aslanın ağzında… 500 bin öğretmen adayı sokaklarda gezip duruyor.

Bu kadar eğitim artığı; yanlış eğitilmiş insana yazık değil mi? Acıyorum…

Ondan sonra insanımız, hasta oluyor, doktora gidiyor… Hastahane’ye gidiyor. Hastaneler kalabalık, insan almıyor. Derdini anlatabilmek için saatlerce sıralarda bekliyor; itilip kakılıyor. Tam ona sıra gelmişken. Doktora derdini anlatırken, “Doktor tamam, tamam…” deyip , konuşmayı kısa kesiyor. Çünkü hastanelerde, her hastaya ayrılan ancak 3. dak. lık vakit var. Doktor ondan fazlasını, ilke olarak harcayamaz. Çünkü dışarıda bekleyen en az 60 tane daha hasta var… Performans efendim…!

İnsanımız, hastane kapılarında ziyan zebil oluyor. Özel hastanelere gitse… Soyuluyor.
 O trafikte, sıkış tepiş sıralarda otobüs bekleyen insanlarımıza acıyorum… O otobüslere binip, tek ayak üzerinde dengesini sağlamaya çalışan insanlarımıza acıyorum.

Çeşitli besinleri temiz deyip, alıyoruz; fakat çoğu katkı maddeleriyle öylesine kirletilmiş durumdadırlar ki;  onları yiyen; hasta olan ve bunun farkında olmayan insanlarımıza acıyorum.

Kahve köşelerinde, işsiz, iş bulmaktan vazgeçmiş, sadece vakit öldüren, ve kahveciyi atlatmak  için envai türlü numaralar çeviren insanlara acıyorum.

Bir anlık bir öfke için 30 sene ceza alıp; bütün ömrünü “Ben ne yaptım..?” pişmanlığı içinde geçiren insanlarımıza acıyorum…

Annesinin, babasının zorlamasıyla, hiç beğenmediği bir adamla evlenip, ömrünün sonuna kadar o adamı çekmek zorunda kalan kadınlarımıza acıyorum.

Akşama kadar sokaklarda sürtüp, “eve  nasıl ekmek götüreceğim…” diye düşünen, işinden yeni çıkarılmış; delirmek noktasına gelmiş gençlere acıyorum.

Yeraltında 30-40 yıl çalışmış, yeryüzünü sadece geceleri görmüş, maden işçilerine acıyorum..

Hastanede yatan, 50 yıl sigara içmiş, şimdi kanserden her iki ciğerini de kaybetmiş, son günlerini yaşayan ve pişmanlıklar içinde olan insana acıyorum.

Ne yaparsın… Acınacak o kadar çok insan var ki? Behey insanoğlu … Bana söyler misin,  peki sana kim acıyacak, benden başka? 

Aslında harcanıp giden insanımıza, demeliydim.

Türk insanı çok zeki ; ama o zeki insanı harcayıp gidiyoruz. Boşuna demiyorlar; Türk insanı Orta iki’den terk garibanlardır diye… Alalemin oğlu, kızının %80’ni üniversite bitirirken bizim insanımızın sadece ancak ortaokul mezunu olması; ondan sonra eğitimini terk ederek çok çeşitli marjinal işlerde (ayakkabı boyacılığı, fırıncı çıraklığı, muavinlik vb..)  harcanıp gitmesi acınacak bir olay değil midir?

Lamı cimi yok insanımız ara yollarda harcanıp gidiyor. Zaten kadınımızın “Adı, esamisi okunmuyor…” onu hiç adamdan saymıyoruz. Mal gibi kabul ediyor; alıp satıyoruz. Olmazsa, “Namus meselesi…” deyip iki kurşunla öteki dünyaya gönderiyoruz.

İnsanımızı her yerde harcıyoruz.
Bir kere çocuk ölümlerinde belki de oran olarak en yüksek ülkelerden birisiyiz. Bebekler daha beş yaşına gelmeden telef olup gidiyorlar.

Çoğu ilkokula bile gönderilmiyorlar. Okutulsa okutulsa, özellikle taşrada 5. sınıfı terk…

Bir çoğu da Liseden sonra bırakıyor. Üniversitede elinden tutacak, yol gösterecek kimse yok. Okumak istiyor ama okuyamıyor.

Askere alıyoruz (bizim zamınımızda iki yıldı askerlik..) şimdi 18 ay. Paran yoksa , dağda taşta, ya gazi, şehit olmadan (bazen olarak..)  bitiriyorsun . Uzunca bir süre, fakir askerimize ne kadar maaş veriyoruz. 21 TL.sı mı?

Amerikan askeri en aşağı 1200 $ maaş alıyor.

21 Tl.sı nerede, 1200 $ nerede..!  Aradaki farkı görüyor musunuz?  Acıklı değil mi?

Sonra 6 yaşında okula alıyoruz, kaç yıl okutuyoruz ? 16-20 yıl mı?

Çıktığı zaman hemen bir meslek sahibi olabiliyor; iş bulabiliyor mu? Yoo.. Çoğu boş gezenin boş kalfası… Eğitimimiz bir meslek edindirmek için değil ki. Avarelik için, Biraz,Tarih biraz Coğrafya… Okul bitiyor; hayatın hiçbir becerisine sahip olmayan insanlar ortaya çıkıyor. Bir sürü hikaye, bir sürü gereksiz dersler… Ondan sonra da, Üniversiteye girememiş, ortada gezen bir sürü insan. Üniversiteye girip de ne oluyor ki… Eskiden en garantili meslek denen Öğretmenlik bugün aslanın ağzında… 500 bin öğretmen adayı sokaklarda gezip duruyor.

Bu kadar eğitim artığı; yanlış eğitilmiş insana yazık değil mi? Acıyorum…

Ondan sonra insanımız, hasta oluyor, doktora gidiyor… Hastahane’ye gidiyor. Hastaneler kalabalık, insan almıyor. Derdini anlatabilmek için saatlerce sıralarda bekliyor; itilip kakılıyor. Tam ona sıra gelmişken. Doktora derdini anlatırken, “Doktor tamam, tamam…” deyip , konuşmayı kısa kesiyor. Çünkü hastanelerde, her hastaya ayrılan ancak 3. dak. lık vakit var. Doktor ondan fazlasını, ilke olarak harcayamaz. Çünkü dışarıda bekleyen en az 60 tane daha hasta var… Performans efendim…!

İnsanımız, hastane kapılarında ziyan zebil oluyor. Özel hastanelere gitse… Soyuluyor.
O trafikte, sıkış tepiş sıralarda otobüs bekleyen insanlarımıza acıyorum… O otobüslere binip, tek ayak üzerinde dengesini sağlamaya çalışan insanlarımıza acıyorum.

Çeşitli besinleri temiz deyip, alıyoruz; fakat çoğu katkı maddeleriyle öylesine kirletilmiş durumdadırlar ki;  onları yiyen; hasta olan ve bunun farkında olmayan insanlarımıza acıyorum.

Kahve köşelerinde, işsiz, iş bulmaktan vazgeçmiş, sadece vakit öldüren, ve kahveciyi atlatmak  için envai türlü numaralar çeviren insanlara acıyorum.

Bir anlık bir öfke için 30 sene ceza alıp; bütün ömrünü “Ben ne yaptım..?” pişmanlığı içinde geçiren insanlarımıza acıyorum…

Annesinin, babasının zorlamasıyla, hiç beğenmediği bir adamla evlenip, ömrünün sonuna kadar o adamı çekmek zorunda kalan kadınlarımıza acıyorum.

Akşama kadar sokaklarda sürtüp, “eve  nasıl ekmek götüreceğim…” diye düşünen, işinden yeni çıkarılmış; delirmek noktasına gelmiş gençlere acıyorum.

Yeraltında 30-40 yıl çalışmış, yeryüzünü sadece geceleri görmüş, maden işçilerine acıyorum..

Hastanede yatan, 50 yıl sigara içmiş, şimdi kanserden her iki ciğerini de kaybetmiş, son günlerini yaşayan ve pişmanlıklar içinde olan insana acıyorum.

Ne yaparsın… Acınacak o kadar çok insan var ki? Behey insanoğlu … Bana söyler misin,  peki sana kim acıyacak, benden başka?

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..