Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '13

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Acıyorum 1: Tuvalete dökülen sulara

Acıyorum 1: Tuvalete dökülen sulara
 

resim alıntıdır..


 Evet, tuvalete gidiyoruz; ondan sonra basıyoruz sifonun düğmesine tonlarca tatlı su boşu boşuna akıp gidiyor. Oysa, o suyu biriktirmek, onun için barajlar kurmak; su boruları döşeyerek kentlere getirmek ve evlere servis etmek… Ve ondan sonra bir düğmeye basmakla haydi  … denize dökmek . Yazık değil mi?

Diyeceksiniz ki, yani kardeşim tuvalete gidince , sifona basmayalım mı? Sonra ne olur ortalığın hali. Ben onu demek istemiyorum . bu amaç için tatlı suyun, iyi suyun kullanılmasının yazık olduğunu , demek istiyorum . Bunu kastediyorum. Yine anlaşamadık.

Tuvaletlerde harr diye sifonu çekip , dünya kadar tatlı suyu harcayıp giderken, ne yaptığımızın hiç farkında olmayız. İşte yapılması gereken yapılmıştır. Oysa aslında Türkiye suyu pek de bol bir ülke değildir. Yaptığımız iş aslında ziyan, zebilliktir.

Nurdan Büyükkamacı’nın yaptığı bir araştırmada , aşağıdaki gerçeklerin altı çizilmiştir:

2030 yılında nüfusu 80 milyona ulaşacak olan Türkiye, kişi başına düşen 1100 m3 kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelecektir (www.dsi.gov.tr).
Oysa, Evlerde su tüketiminin dağılımı, yaşam standartlarına ve alışkanlıklarına bağlı olarak değişim göstermekle birlikte en çok su tüketimi tuvalet ve banyo için olmaktadır
Grishan&Fleming (1989), evlerdeki su kullanımının % 45’inin tuvaletlerde tüketildiğini belirtmektedir. Başka bir araştırmada tuvalette kullanılan su oranının %70-80’e çıktığı görülmüştür (imoizmir.org.tr)

Buna banyoda kullandığımız suyu da katacak olursanız; temizlik için kullanılan su miktarının, çok fazla  olduğunu görürsünüz.

Yazık değil mi? Ben, bu  boşuna harcadığımız suya acıyorum. Ve bunun için de dünyanın parasını veriyoruz, ama farkında değiliz.

Türkiye’de tuvaletlerden akıp giden suyun yeniden yararlı hale getirilmesi ve kullanılması olayı çoktandır konuşulmakta, yazılmakta ; bazı yerlerde deneysel olarak yapılmakta fakat çok az oranda kullanımda gerçekleşmektedir.

Bazı Arap ülkelerinde bu iş çözümlenmiştir. Evlere iki borulu bir sistemle su verilmekte; bir borudan tatlı su servisi yapılırken, diğer yandan hafif tuzdan arındırılmış “Deniz Suyu” evlere servis edilmektedir. Tuvaletlerde, yıkanmada bu deniz suyu kullanılırken; içmek için ve yemeklerde tatlı su kullanılmaktadır. Bu satırların yazarı, Arabistan’da böyle bir evde oturmuştur.

Yine , ABD Florida Eyaleti, St. Petersburg’ ta en eski ikili dağıtım sistemi mevcuttur ve bu sistem 1977 yılından beri işletilmektedir. Bu dağıtım sistemi; farklı yerleşim alanlarına, ticari
gelişme alanlarına, endüstriyel bölgelere, beyzbol stadyumlarına, güç üretimi yapılan
santrallere ve okullara arıtılmış atık suyun iletilerek bu alanlarda geri kullanımını
sağlamaktadır (EPA, 2004 ; Büyükkamacı; 2009).

Bu konularda yapılmış bir çok araştırma var. Ve dünyanın çeşitli ülkelerinde çeşitli uygulamalar var.

Fakat , her ne kadar bu gün için sularımız bize yetiyor gibi görünse de , çok yakın gelecekte  tatlı su elde edinimi çok pahalıya mal olacaktır.

Bunun için yapılacak üç şey vardır.
1. Atık suların, temizlenerek yeniden kullanılabilir hale getirilmesi.
2.Deniz suyunun evlere ikinci bir boruyla getirilerek , tuvalette ve banyoda kullanılabilir halde servis edilmesi.
3. Mevcut su kaynaklarının artırılması. Yeni barajlar; yeni bentler yapılması…

Bunlardan üçüncüsü en pahalı olaydır. Oysa diğer ikisi daha makul ölçülerde , fizibilitesi olan; yapılabilirliği olan ve denenmiş olgulardır.

Türkün aklı sonradan gelir derler ya; bakalım bizim bu konuda aklımız  başımıza ne zaman gelecek , bilmiyorum.

Fakat, tuvalette, sifonu çekip, dünya kadar tatlı suyu ok yoluna döktüğüm zaman bundan biraz, utanç, biraz haya duyuyorum.

Hani diyoruz, ya, “İsraf haramdır,” diye. Bu ne bu? İsrafın dik alası.

Valla, doğrusu acıyorum o boşuna akıp giden, güzelim sulara. Akıllı olalım. Önlemleri şimdiden alalım.  Hey… Orada bir duyan var mı?

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..