Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Adalet

"İnsanın ekmek kada; şeref, hürriyet hak ve adalete de ihtiyacı vardır, " Kime ait olduğunu bilmediğim bu cümle, dayımın hızar ötelyesindeki yazıhanesinde, cilalı ceviz çerçevenin içinde duvara asılıydı. Okuma yazmayı öğrendiğimde ilk okuduğum cümlelerden biridir. O zamanlar tam olarak anlamını kavramam olası değildi ama görkemli birşey olduğunu biliyordum; yoksa dayım neden bu kağıt parçasını o kadar önemsesindi? Yıllar sonra dayım öldü, atölye işlevini kaybetti; bina doğa şartlarına dayanamadı ve yavaş yavaş çöktü. Duvardaki yazı hala aklımdaydı; çocuklarından o yazıyı istedim, koybolmuştu, bulamadılar.

Şimdi düşündüğümde, adaletin olmadığı yerde; şerefin, hak ve hürriyetin olamayacağını görüyorum. Bu nedenledir ki, kim söylemiş, kim yazmışsa hepsi bir arada düşünmüş.

Toplumlarda adalet insanın omurgası gibidir; zedelenmeye başladığında hasta organların yanında diğer organlarda sağlıklı çalışamalar. Adalet duygusunun kjaybolması bir topluluğun çürüme aşamasının sonuna geldiğini gösterir. bu durumda iki seçenek görünür: ya topluluk yokolmaya gidecek yada birileri çıkıp durumu düzeltecektir. Dikkat ederseniz bütün toplumların tarihleri adaletsizliğe bayrak açan kahramanların hikayesiyle doludur. İşte halk kahramanı dediğimiz insanlar bunlardır. Pir Sultan Abdl'ı bügün hala hatırlıyor ve seviyorsak bunun nedeni, zülmeden Hızır Paşa'ya karşı çıkışındadır.

Adalet, demokrasinden çok daha önemli bir kavramdır. Bir ülkede demokrasi olmayabilir ama bu adaletin olmayacağı anlamına gelmez. Ne varki, adalet olmadan da asla demokrası olmaz. bu durumda kişi başı milli gelirin bilmem nekadar olması da anlam taşımaz.

Kendi adıma, ülkemdeki adaletten ciddi şekilde kaygılıyım. bunun temel nedeni daaların yıllarca sürmesi, yargıtaya giden dosyaların yaklaşık iki yıl sonra gelmesi, yani adaletin gecikmesi değildir. Gerçi, geç kalan adalet adalet değildir ama bu bile yargıya duyduğumuz güvensizlikle kıyaslanamaz.

Hakim ve savcılar kararnamesi yedi ayı aşkın süredir yayınlanamıyor. Bu gecikme doğal olarak da uzun vadeli bir planın yürürlükte olduğunu düşündürüyor. 12 eylülde Anayasa oylamsı yapılacak; eğer bu oylamada anayasa değişikliği kabul edilirse, yeni yasa gereği HSYK' nın yapısı değişecek. Değişen yapıya göre de hakim ve savcı atamaları yapılacak. İşte aklımızı karıştıran ve bizi kaygıya düşüren yer burası.

12 Eylülde önümüze gelecek Anayasa değişikliği, siyasi iktidar tarafından 12 Eylül darbecileriyle hesaplaşma olarak sunulmaktadır. Az çok okuma yazma bilen biri bile, üzerinden dolu dolu 30 yıl geçmiş olan bu olayın zamanaşımı süresi dolduğunu, darbecilerin bugünkü hukuk sistemiyle yargılanamayacağını görür ve görmelidir. Ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası bile, 30 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu telaş niyedir diye baktığımızda, Anayasa değişikliği paketi içindeki iki maddeyi görürüz; Anayasa Mahkemesi ve HSYK üyelerinin seçimi...

Adaleti siyasi iktidarların merhametine bırakamayız. Adalet bize, hepimize siyasi iktidarlardan bağımsız gereklidir. Halkımız, anayasa değişikliği paketinin içinde tam olarak ne olduğunu bilmese bile, elyordamıyla doğruyu bulacak ve bu pakete "hayır" oyu verecektir.

 
Toplam blog
: 23
: 703
Kayıt tarihi
: 03.07.10
 
 

Eski adıyla İ.İ.T.İ.A, yeni adıyla Marmara Üniversitesi İşletme mezunuyum. Çeşitli ulusal dergile..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara