- Kategori
- Ekonomi - Finans
Adam Smıth'e göre emek ve üretimin gücü
ADAM SMITH’E GÖRE; EMEK VE ÜRETİMİN GÜCÜ (1)
İktisat tarihinin önemli düşünürleri arasında kabul edilen Adam Smıth’in, ülkemize “Milletlerin Zenginliği” adı ile çevirtilen kitabının, Dünya’da ilk kez yayımlandığı tarihten bu yana 235 yıl geçmiş, her geçen zaman, kitabın önemini daha da arttırmış, yıllar geçtikçe iktisatçılar tarafından, iktisat tarihi açısından klasik bir eser olarak kabul gördüğü bilinmektedir.
Kitabı hiç okumamış ya da elde edememiş olup bu yazıyı okuyacak olanların merağını gidermek bakımından, hâlihazırda kütüphanemde yer alan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasından 2006 yılı 1 inci baskısı olan kitabın, fiyatının oldukça ekonomik olduğunu, diğer taraftan, basım kalitesinin, okuyucular açısından celbedici bulunduğunu belirtmek isterim.
Kitabın birinci bölümü, Emek teorisi üzerine, önemli tespit ve değerlendirmeler içermektedir. İktisada Giriş derslerinden bildiğimiz üzere, üretim ameliyesinin gerçekleştirilmesi için kullanılan her türlü unsura üretim faktörleri denilmektedir.
Bu faktörler dört ana grup altında toplanmıştır. Bu faktörlerde, iktisatçılar tarafından bir sıralamaya tabi tutulmuştur. Misal: Bir bölgede, üretim faktörlerinden olan “doğal kaynaklar” harekete geçirilmek isteniyorsa, sermaye şartları saklı kalmak koşuluyla, evvela insan çabası ve alın teriyle vücut bulacak olan üretimin bir başka faktörü olan emeğin koşulları araştırılmaktadır. Emek koşulu sağlanmadan anılan bölgede üretime işlerlik kazandırmak pek olası değildir, aksi halde sermayenin göç etmesi gibi bir durumun doğmasına yol açar.
Bu misalden de anlıyoruz ki, üretim faktörlerini sıralarken ilk sıraya Doğal Kaynakları koyuyor, ikinci sıraya Emeği, Üçüncü sıraya Sermaye’yi, dördüncü sıraya da, Girişimci (Müteşebbis, Sermayedar) faktörünü koyuyoruz.
Adam SMITH’ e göre; Her milletin yıllık emeği, yaşamak için bir yılda tükettiği gerekli ve elverişli maddeleri ona sağlayan ana kaynak olarak görülmektedir. Söz konusu maddeler, her zaman için ya doğrudan doğruya bu emeğin ürünüdür, ya da bu ürün ile (karşılığında) başka milletlerden satın alınmış şeylerdir.
Burada, “The Wealth of Natıons” (Milletlerin Zenginliği) ifadesine değinmek istiyorum. Nations: (Milletler), National: ( Ulusal -Milli-) karşılığı olarak kullanılırken, International: ( Uluslar arası) terimine karşılık gelmektedir. Misal: Birleşmiş Milletlere üye devletlerin her biri (Nations) teriminin tekili anlamına gelir.
Buna karşılık; League of Nations (Milletler Cemiyeti), United Nations:( Birleşmiş Milletler) anlamlarını içermektedir,”Ülke” teriminin karşılığında ise “Country” kullanıldığını görüyoruz.
Buradan anlaşılmaktadır ki, Aynı değerler etrafında bütünleşen, içerisinde birden fazla kültür zenginliğine sahip hatta birden fazla dil kullanılması mümkün olan ve Devlet çatısı altında birleşen her ulusal halk, Milleti oluşturur.
“Milletlerin Zenginliği” kavramına bu açıdan bakacak olursak; tarih içinde, aynı hars(medeniyet, ulusal kültür) ve din’e sahip, toplumların bulundukları coğrafya’da, içinde yaşadıkları medeniyetin nimetlerini paylaşmaları, dış düşmana karşı, birlik içinde hareket etmiş olmaları, tarihsel süreç içerisinde evlilikler yoluyla akraba olmaları, çoğalmaları ve yoğrulmuş halk olmaları ” Millet” tanımının içinde mütalaa edilmektedir.
Adam Smıth’e göre, emeğin gücü, yararlı ve üretkenlikle ilişkilendirilmektedir. Milletler, emeğini kullanırken gösterdiği ustalık, el yatkınlığı ve kavrayış kabiliyeti üretimi doğrudan etkilemektedir.
Diğer yandan, o milletin yıllık donanımının bol ya da kıt olması, yani, her hangi bir endüstri grubu içerisinde yapılan üretim sürecinde, kullanılmakta olan alet, edevat ve makine gibi araçların modeli, etkinliği…. rantabilitesi, ergonomisi ile bunları çalıştırmak için gerekli birikim ve bilgiye sahip insan gücünün varlığı ile doğrudan ilişkili olduğu savunulmaktadır.
Milletler, emek ürününün çoğalmasında aynı derecede elverişli şartları oluşturamazlar. Milletlerin ekonomik kalkınmasında, bazı uluslar, tarımsal faaliyetleri ön plana çıkarırken bazı ulusların ise kentsel gelişmeyle birlikte sanayileşmeyi ön plana çıkardıklarını görüyoruz. Bununla birlikte Köydeki çalışmalar (Kır uğraşı)ile kent uğraşı (endüstriyel faaliyetleri) birlikte yürütmeyi başaran milletlerinde gelişmiş toplumlar kategorisinde yer aldığı anlaşılmaktadır.