- Kategori
- Öykü
Adamlar….

Şişman adam, her sabah yaptığı sağlıklı yaşam yürüyüşünde. Üzerinde İtalyadan getirttiği eşofman, ayağında orijinal Amerikan spor ayakabı.
Şişman adamın işi çalmak çırpmak,
Önüne ne çıkarsa bir yolunu bulup sahip olmak.
Şişman adam akıllı. Akıllı oluncada her şey onun.
Düşündü; “Devletin malı deniz yemeyen domuz”. Ben domuz değilim diye geçirdi içinden.
Aklına ünlü bir şiirden iki mısra geldi;
“Fırsat uçan bir kuştur, vaktinde yetişmeli”
“Durmadan dinlenmeden, atıştırıp şişmeli”.
Şair haklı canım, diye geçirdi içinden.
Bir sokak köpeği geçti yanından, irkildi. Sevmezdi başıboş köpekleri. Neme lazım aç olur ısırabilirlerdi. Belediye başkanının kulağını bükeyim, temizlesin şunları diye düşündü.
Birkaç sabahtır aynı yerde oturan, başı öne eğik dilenci aynı yerdeydi. Hazırladığı bozuk paralardan bir tane avucuna aldı. Şefkatle sıktı. Mübarek para sen nelere kadirsin dedi.
Parayı dilencinin önüne attı. Görevini yapmış olmanın verdiği hazla dudağında gülümseme ile uzaklaştı. Bir dahaki dilenci öbür sokağın başındadır, diye düşündü, mutlu oldu.
*****
Dilenci dudakların fazla açmadan “Allah razı olsun” diye geveledi. Dünyada iyi insanlarda var diye düşündü.
Çok yaşlı değildi. İstediği gibi şöyle fazla yomayan, parası iyi bir iş olsa belki çalışabilirdi de. Ama yoktu işte. Aklını kullanmadan yaşamaya alışmıştı. Birisi iş verecek, o çalışacaktı. Hoş aslında çalıştığında bile karnını zor doyuruyordu. Amaaan! Diye geçirdi içinden dilenincede karnı doyuyordu işte.
Şişman adamın peşinden baktı. Ne yapalım Allah ona veriyor bana vermiyor diye düşündü. Eh o da beni görüyor, Allah razı olsun dedi.
*****
Genç adam burnundan soluyordu. Ekonomik krizi bahane edip işveren on arkadaşı ile beraber işten çıkarmıştı onu da. Hepberaber işyerinin önünde oturmuş açlık grevi yapıyorlardı. Karşıdan bakıldığında sessiz, hareketsiz, adete taş heykeller gibiydiler.
Sendikalıyız diye fısat bilip işten attılar diye düşündü. Sendika yasal bir haktı oysa. Bir nebzede olsa sorgulama hakkı veriyordu kendine.
Çalışan, üreten o idi. Biraz insanca yaşamak onunda hakkı idi elbet. O na bu ülkenin bütün yurttaşlara ait olduğu öğretilmişti. O yüzden askere gittiği, o yüzden vergi verdiği, yeri geldiğinde seve seve şehit olduğu anlatılmıştı hep.
Kafası karışmıştı. Servet düşmanı falan değildi. Şişman adam yatırım yapmıştı, karşılığını da alcaktı. Ama o da en azından köle değildi. Düşünüyordu, sorguluyordu. Bu işçi çıkarmaya iş yerinin ihtiyacı olmadığını da biliyordu. İşte asıl ağırına giden buydu.
Polisler geldi, kocaman otobüsle. Dağılın! Dediler.
Açlık grevindekiler taştan heykeldiler, kıpırdamadılar.
Yaka paça polis aracına dolduruldular.
Esen kalın. 03/03/2009