- Kategori
- Seçim
Adamsa seçilsin... Varım...
bana göre aklını kullanmayanlara süpriz olmaz.
Nasıl bir durum......
Anlamak istiyorum, birini ikisini sıraya koydum ama terslik nerde.... Belediye seçimleri yapılacak memlekete, milletimize hayırlı olsunda, yangından mal kaçırır gibi insanların yani seçilmek için sahneye çıkacakların babaları neden bu kadar dipsiz bir kuyuya itekleniyorlar. Bırakın kardeşim hak ve hukuk karşısında kendilerini ifade edip oy alsınlar, yoksa böyle don, gömlek, takı, yer yurt gösterip bak vereceksin diye karşılıklı çirkin pazarlıklar olur mu?
İnsanın hür iradesi şimdi ihtiyaçları var diye kişilere sevgi, yer yurt göster karşılığı “oy ver “olmamalı “Ben mi eskidim yoksa; kanunların çok hızlı duyulmadan değişmesi sonucumu anlayamıyoruz.
Köreltme sistemi mi çok iyi çalışıyor. Duymuyor çok şükür görmüyorlar da. Bildiğime göre şahsının temiz düzenli kişilik sahibi, kanun yönetmenliklerden anlayan, yaşadığı yerin taşından kırık damından bile haberdar “ hazine elinde olsa“ doğrudan şaşmayacak hak ve haksızı babası bile olsa, ayırt eden kişiler talip olurlarsa “neden korkacaklar, dayıya ne ihtiyaçları olacak ki. O, milletini beldesini tanır milleti de onu. Seçilir. Yapamayacaksa seçilmez: bu kadar telaşa ne hacet”.
Mensup olduğu partinin tüm gücünü dağıtıp yerlere serip meydan savaşlarına ne hacet. Ağza alınmayacak sözler hiç o, güzelim meclise millet adına girip çıkan örnek “milletin vekillerine şahsım yakıştıramıyor; çok üzülüyorum. Bu idare biçiminin “Türkiye’ye birkaç kötü örneği damga misali yapıştı...
Ne mi? birincisi “dilenmek“ çok meşru olup yattığı herkesin yapmaması gereken kuralları olan “isteme“ biçimi iken alışkanlık, utanmazlık hak sayıldı veya kişiler bunu böyle kabullendiler.
İş bitiriciler çoğaldı. Aklım duracak kendilerini tanıyorum, geçmişlerini kimdiler ne oldular.
Formül şu ben partiye üyeyim hocayım... Hemen hallederim, diğeri olmaz o, partiden değil. Hanımlarda kullanmanın başka şekli şu an faal birer karınca dersin. Azizim gülünç halleri anlattıkları siyasetin "s" sini bilmeyenin "dua ve cennetin anahtarı " hala ezberlenmiş solfej nakaratı. Seçim bitince bu zavallılarda aralarında ayrılırlar kimileri üstler gene revaçta şanslılar. Bir iki kişiye iş edindirmenin neşesiyle tebessüm ederken; diğerleri sokaklarda boş konuşmalarla bir dahaki sefere beklemede. Örneğin bak ben 3 kişiyi işe aldıracağım söylemleri, bunun gibi boş vaadler. Olmaz böyle şey, hanımlarımız kıymetli değil mi. Seçimde kullanılan malzeme olmamalı.
Kıyafet insanını azda olsa tanıtır. Kıyafet kimin ne olduğu artık önemli değil dense de kıyafet disiplin terbiye meziyet, bilgi görgü konum belirtisi. Yani kişi de açık belgedir, şimdi görmek bile istemiyorum insanlar kıyafeti kendisi için giyinir ama artık bağlı olduğu yeri temsil için kullanıyor. Evet ne acayiplikler sunuluyor kime yararı?
Daha pastasının dilimini ısırması gerekenlerin ellerinde pusulalar sokaklardaki koşuşturmaları, üstelik yaptıklarını anlayacak yaşta değiller. Sorulunca ağabey verdiler işte yolumuzu buluyoruz...
Bu kadar seçilsin diye “arzı endam edilen kişilerin” ne yapacağı da meçhul... Dedikodu bol yapılır başka icraat yok. Bolca eski mirasları ehli olmayan ellerde değiştirme: kendilerince şekillendirme, bunun vebalini kimler taşıyacaklar
Bu kadar koşuşturmadan bir tekini iyi belledim “demek ki seçilmesini istedikleri kişiler kendilerini ifadeden engelliler .
Kendini belli kıstaslarla yetiştirmiş bilgili ufku açık geleceği gören , memleketine yararı olacak gerektiğide "bende varım" diyebilen kimsenin mal, para imkanını kendine kullanmayacak kadar şahsiyetli ise amenna, denir yok, başkasının hicazetiyle ayakta duruyorsa boş ver itekle gitsin. Zira sonra başına maraza olur...