- Kategori
- Kent Yaşamı
Adana'nın geleceğini aramak (1)

Sahi hiç düşündünüz mü? Nasıl bir Adana hayal ediyorsunuz? Bu çok kritik ve önemli bir soru. Adana’nın geleceği bu soruya verdiğimiz yanıta göre şekillenecek. Eğer böyle bir sorunuz ve yanıtınız yoksa birilerinin peşine takılırsınız. Bu takılma sizi cehenneme mi götürür yoksa cennete mi götürür orası şansınıza kalır. Kendiniz, aileniz ve kentiniz için kaygı duyuyorsanız yapacağınız ilk iş bu konuyu düşünmek ve yanıt aramak olmalı. Eğer böyle bir sorunuz ve yanıtınız olursa gideceğiniz yeri biliyorsunuz demektir. Bu durumda yol arkadaşlarınızı daha rahat bulur, onlarla gücünüzü birleştirir, zorlukları daha rahat aşar ve hedefe ulaşma olasılığınızı artırırsınız. Şimdi kime sorarsanız sorun düşlediği Adana’nın bu olmadığını söyleyecektir. Söylemesine de gerek yok. Bunu anlamak için sokaktaki insana ve davranışlarına bakmanız yeterlidir. Bir kentte huzurun en önemli göstergesi sokaktaki insanların yüz ifadeleridir. Uzağa gitmeye gerek yok. Örneğin; Gaziantep’te sokaktaki insanın yüz ifadesinden daha huzurlu olduklarını okuyabilirsiniz. Çünkü; orada işsiz sayısı Adana’ya göre daha az ve en azından akşam eve ekmek götürebilmenin huzuru içindeler.
Son 30 yılda memlekette hızlı bir süreç yaşandı. Doğu ve güneydoğu’da yaşam koşulları insanları göçe zorladığında varsıllar ile yoksulların yolları ayrıldı. Varsıllar kendi kent merkezlerine veya en yakın kentlere yerleşip kendilerine yeni işler kurarken yoksullar taşı toprağı altın dedikleri Adana, Mersin, Antalya, İstanbul, Bursa gibi illere yöneldiler. Oralara daha önce kendilerinden birileri gelmiş, ırgatlık, amelelik yapmış, ekmek davasını bir ölçüde kazanmışlardı. Çukurova’da pamuk yetiştirildiğini, fabrikalar olduğunu, yakacak, yiyecek sorununun olmayacağını düşünüyorlar bir şekilde yaşarız diye hayal ediyorlardı. Bu hayallere sadece doğu ve güneydoğulular kapılmadı. Bu hayallerle Kahramanmaraş’ın, Kayseri’nin, Osmaniye’nin, Niğde’nin; Mersin’in kırsalından binlerce insan da Adana’ya geldi. Aşağıdaki tablo Adana’nın fotoğrafını çok iyi ifade etmektedir. Adana’da 2010 verilerine göre Adana nüfusuna kayıtlı 1.275. 679 kişi yaşarken, buna mukabil Adana nüfusuna kayıtlı olmayıp da Adana’da yaşayan (küçük gruplar hariç) 731.415 kişi yaşadığı görülmektedir. BAŞKA İL NÜFUSUNA KAYITLI OLUP DA ADANA’DA YAŞAYAN BÜYÜK GRUPLAR TABLOSU
Nüfusa kayıtlı olduğu il | Sayısı | Nüfusa kayıtlı olduğu il | Sayısı |
Şanlıurfa | 85.612 | Bingöl | 21.238 |
Mardin | 83.271 | Gaziantep | 20.952 |
Osmaniye | 73.749 | Kayseri | 19.216 |
Diyarbakır | 59.499 | Van | 17.462 |
Mersin | 49.836 | Şırnak | 16.753 |
Adıyaman | 46.888 | Bitlis | 16.479 |
Siirt | 35.412 | Batman | 13.705 |
Elazığ | 32.421 | Sivas | 12.141 |
Kahramanmaraş | 28.855 | Muş | 11.401 |
Niğde | 27.538 | Konya | 9.167 |
Malatya | 25.224 | Kilis | 5.106 |
Hatay | 24.861 | Tunceli | 4.889 |
TOPLAM | 731.415 |
Bu kadar büyük grupların kısa bir sürede Adana’ya gelmesi elbette dengeleri alt üst etmiştir. Siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik yaşamı etkilemiştir, etkilemeye devam etmektedir. Adana’nın belki de çözülmesi gereken en büyük sorunlarından birisi budur. Göçle gelenlerin geliş nedenleri ortadan kalkmadığına, kaldırılamadığına, kent yaşamını tadanların yeniden kırsala dönmesi olasılığı düşük olduğuna göre kentimizin huzuru için bir entegrasyon projesine ihtiyaç olduğu açıktır. Herkes bu konuya kafa yormalı. Öncelikle de kenti yönetenler ve yönetmeye aday olanlar yormalı. Eminim doğru önermeler yeni yol arkadaşlıkları doğuracaktır. Paylaşılan fikirler yeni fikirlerle daha bir zenginleşecektir.