Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '08

 
Kategori
Öykü
 

Adı: Ayşegül

Öylece uzanıyordum yatağımda, kapım aralıktı ve benden başka dört kişi daha vardı odada. Dört kişi, üç yatak… Gözlerim ardına kadar açık kapıda, geleni geçeni seyrediyordum. Kapıya en yakın yatak benimki oluğu için şanslı hissediyordum kendimi… Ne de olsa diğerleriyle en çok haşır neşir olan bendim. Gördüklerimin birçoğu tanıdıktı, bazılarıyla selamlaşıyorduk da… Bazen sözlerimiz bazen de mimiklerimiz giriyordu araya, birbirimizi ilk defa görmediğimizi ifade ederken, birbirimize…

Derken kısa boylu zayıf, siyah dar bir etek giymiş, kafasına da beyaz şapka ile bone arasında gidip geldiğim birşey takmış, bacağının teki hafif aksayan, beyaz, yaşını almış, minyon tipli bir kadın, kapıdan içeriye bakarak geçti. İçimden aradığın kişi burada değil seni tanımıyoruz dedim. Belki de onbeş gün aradan sonra bir ziyaretçim olmasını çok istemişimdir, kararsızdım. Sonra o kadar sık geçti kapının önünden ki meşgul olduğunu düşündüm. Bakınırken uyuyakalmışım…

Benim öğle uykularım sıktır belki ama uzun sürmez annem de hep şikayet etmiştir zaten büyüdüğümde beni bana… Uyumazmışım, bir iş yapamazmış benden…

Gözlerimi açtım, başım dönmesin diye hemen ayaklanmadım, hafifçe doğruldum yatağın içinde iyice yerleştim. Gözlerim kapıda yine, sanki insan görmeye açmışım gibi… Koyu mavi üzerinde kırmızı desenleri olan sabahlığıyla birisi odamıza giriyordu. Kadın anneme dönerek sabahlığının kuşağını bağlamasını istedi. Tek kolu kalkmıyordu. Sanki koluyla omzu yapışık gibiydi… Az önce gördüğüm kişiydi. Evet… Saçlarını açmıştı. Beyazlamış ama arada tek tük siyahları da olan grimsi ve omuzlarına kadar dökülen saçları vardı. Konuşurken gördüm dişleri yoktu ne altta ne de üstte… Zaten konuşmasından da çıkarabilirdiniz, görmeseniz bile dişleri olmadığını… Zor nefes alıyordu ve ara ara hırlıyordu. Sanki göğüs kafesinin içine yerleşmiş bir canavar kızgın kızgın homurdanıp duruyordu O na… Ayağında topuklu, kare burunlu, bej rengi, üzeri işli terlikleri vardı ve bacakları dizlerinin altına kadar çıplaktı. Sabahlığının içine gecelik giymişti belli. Ürperdim ve kendi kendime “Üşümüyor mu acaba?” diye sordum. Dedim ki yine kendime birini aramıyormuş, kendine bir oda arıyormuş.

 
Toplam blog
: 27
: 428
Kayıt tarihi
: 26.08.07
 
 

Ben Serpil Yüksel. Çanakkale'de dünyaya geldim. İlkokulda yazar olmamı isteyen harika bir öğretmenim..