Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Ağustos '07

 
Kategori
Müzik
 

Adı aşk sebebimin

Adı aşk sebebimin
 

Bir önceki yazımda Gülşen' in "Bu şarkı, insanlığın en aşağılık yerinde duranlara bir manifesto niteliğindedir, onlara ithaf edilmiştir" dediği karaböcükler şarkısına değinmiş ve şarkının günümüz ilişkilerini oldukça net ve açık bir biçimde dile getirdiğinden söz etmiştim.

Bu şarkıdan sonra zaten yabancısı olmadığım Gülşen’i daha bir dikkatle dinlemeye izlemeye ve başladım.

Erol Köse'nin sırf yeni albümünü baltalamak amacıyla, eski demo kayıtlarından oluşan "Mucize" 2007 adında bir albüm hazırlayıp piyasaya sürdüğünü söyleyen Gülşen, "Erol Köse'nin yaptığı haksız rekabettir. Ercan Saatçi'yi ve beni baltalamak için çıkarttı bu albümü dediği albümde, gerçektende birbirinden güzel parçalar var. Eski demo kayıtlarının izinsiz kullanıp albüm yaptığı için Erol Köse'yi bir kez daha mahkemeye vereceğini ve bu albümü toplatacağını dile getiren Gülşen’in bu albümünde birbirinden etkileyici birçok parçasının yanında bir tane parçası var ki; gerçekten sözüyle, bestesiyle, yorumuyla tam on ikiden vuruyor insanı.

Hangisi mi?

Adı aşk sebebimin

Belki de zamansız açtım içimi
Yüreğim şeffaftı aklımsa deli
Ben geldim sen kaçtın hep bana inat
Bir vardın bir yoktun hep masal gibi

Bu sözler size neyi çağrıştırır bilmiyorum ama bana aşkın o deli dolu körüm göz hallerinde alelacele açılmış bir kalbi ve sonrasında yaşanmış kalp kırıklarını anlatıyor. Yaşanan bu durum aşkın olmazsa olmaz kurallarındandır bizatihi. Genellikle karşılıksız olmayan ama beklemeyen böyle bir açılım sonrasında kendini bulunmaz Hint kumaşı zanneden aşığın, aşığına çektirdikleridir söz konusu olan.

Ne karakaşına, ne kara gözüne
Ben tek bir sözüne tutulup kaldım
Değmedi bir kere ellerin yüzüme
Gel gör ki bin yıldır sanki vardın

Peki, tam burada ne demek ister Gülşen. Tutunup kaldığı bir sözden söz eder fakat o nasıl bir sözdür? Gerçekten öyle bir söz sarf edilmiş midir bilinmez. Gülşen’in kendi hayal dünyasında yarattığı bir kurguda olabilir pekala ama aşık ne aşık olunanın karakaşına, ne kara gözüne, ne de sözüne vurgundur aslında. Aşık aşk duygusunun bizzat kendisine aşıktır.

Adı aşk sebebimin
Her hata kalbimin
Hep değerinden, hep gereğinden
Hak ettiğinden çok sevdi

Bu tür durumlarda aşık aşkını hep gereğinden, hep değerinden, hep hak ettiğinden daha fazla sevmez mi zaten? Bu değil midir, aşık olunanın kendini bulunmaz Hint kumaşı zannetmesinin bir diğer nedeni de?

Ne karakaşına, ne kara gözüne
Ben tek bir sözüne tutulup kaldım
Değmedi bir kere ellerin yüzüme
Gel gör ki bin yıldır sanki vardın

Asıl anahtar sözcükte bu son iki mısrada saklı gibi geldi bana.

“Değmedi bir kere ellerin yüzüme/ Gel gör ki bin yıldır sanki vardın”

Aynı zamanda Murathan Mungan’ın “Yalnız Bir Opera” şiirini de adı geçen “Ben sende bütün aşklarımı temize çektim!” mısralarını da anımsatan bu şarkı için ne diyebilirim ki başka. Dört dörtlük bir şarkı işte!

Bazen öyle insanlar çıkar ki karşınıza, daha o insanı görür görmez sanki yüzyıllar öncesinden tanıyormuşsunuz hissine kapılırsınız. Onunla hayatın bambaşka bir boyutunda yıllarca beraber yaşamışsınızdır sanki. Konuşmadan anlaşır, bakmadan görür, duymadan hissedersiniz. Bu güne kadar yaşamadığınız bir karmaşadır yaşadığınız duygunun adı. O sizin bu dünyada yaşadığına inandığınız diğer yarınız, ruh ikizinizdir adeta. Ne karakaştır söz konusu olan, ne kara göz, ne para, ne pul, ne de başka bir değerdir. Yüreğinizin ta içi, en derinidir paylaştığınız.

Hatırlarsınız; Kıraç bir ara sokaktan geçerken yalnızca bir iki saniyeliğine gördüğü bir kızı arıyordu döne döne ve boyunu, posunu, saçını, başını, göz rengini tarif ederek defalarca anons ediyordu televizyon ekranlarından. Bu olay bu durumu gayet net ortaya koyan bir başka çarpıcı örnektir.

Bu tür durumlarda yapılabilecek en güzel şey; belki de her şeyi masal tadında bırakmak ve bir ömür boyu o masalın büyüsüyle yaşamak olacaktır. Ne dersiniz?

 

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara