- Kategori
- Psikoloji
Ağaç gibi

Ne olduğunu ve ne için hizmet ettiğini bilirsen üzülmezsin... Bazen hayatlarda sadece bir boşluk doldurmak için varsındır, bir yerin olduğuna inanırsın ama o sadece geçici bir süre boşluk doldurduğun ve varlığınla destek verdiğin bir süreçtir. Ağaçlar vardır, kökleri sağlamdır, oldukları yerden ayrılmazlar, sadece yaşarlar.
Bahar gelir bahar açarlar, renk renk güzelliklerinle ilgi çekerler, dallarından çiçekler koparılır vazolarda saklanır, koklanırlar, saklanırlar ve atılırlar. Bir sonraki aşamada meyve verir ağaç, tadını verir, sofralarda servis edilir, karın doyurunca terk edilir o ise son yapraklarını hüzün ve sert esen rüzgârlarla kaybetmeye başlar, konulduğu yeri hatırlar, ağlarken yapraklarını döker. Sonra kış gelir üşür ve çırılçıplak kalır, ilgisiz ve sevgisiz. Bilir ki içini tamir edene dek çıplak kalacak, sonra hava ısınmaya başlar ve yeniden çiçek açar ağaç, her seferinde yine ve yeniden. Yine kokusunu salar, çiçekleri koparılır, meyvesini verir ve terk edilir.
İşte kimimiz böyle yaşarız hayatı; bir ağaç gibi, olduğu yerde duran, kökleşen, seyirci olan ve kabullenen. Kabullendiği ise; ilgi, sevgi ve yenilgidir. Doğanın akışına direnmez ve hayatı yine de kucaklarız, her gelenin bir gün ardına bakmadan gideceğini bilerek dallarımızı Tanrı'ya uzatır bir dolar bir boşalırız. Her yeni deneyimde kökleşir ve büyürüz, şuuurmuz gün geçtikçe derinleşir, kollarımızın altında mutluluğu tadan ve hüzünlerini gövdemize sarıldıklarında bırakanlardan sonra biz ağaçlar nihayetinde sadece dönüşür ve yeniden diriliriz. O zaman ki sonunda ya kesilir bir mobilya halini alır ya da kurur ve toprağa karışırız.
Hayat ve yaşam iç içe olur, güzelliğimizle büyülediğimiz mazide kalanlar ise belki sadece kabuğumuza kazıdıkları isimlerini bırakırlar bizde, anıları ve sıcaklığı aşikar olan isimlerini.